Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel, İsrail’in bir gün açtığı bu zulüm çukurunda boğulacağına dair inançlarının tam olduğunu söyledi.
Yaptığı basın açıklamasında İslam ülkelerinin terörist İsrail ile ilişkilerini normal hale getirmesini, sürdürmesini ve geliştirmesini onaylamadıklarını kaydeden Şenel, “Irkçı emperyalizmin vicdanı yoktur. Irkçı emperyalizmin adalet anlayışı yoktur. Tüm dünyanın başında bir musibet olan İsrail, işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır. Bunun yolu İslam Birliğidir” dedi.
Var olduğu günden bu yana İslam ülkelerine terör ihraç eden Siyonist İsrail’in küstahlığına devam ettiğinin altını çizen Şenel, “İnsan kasaplığını her geçen gün sürdüren işgalci İsrail'in 30 Mart 1976 tarihinde binlerce dönüm Filistin arazisine el koyması, Filistinliler tarafından her yıl Toprak Günü olarak anılmaktadır. Bu sebeple Filistinli kardeşlerimizin dün başlattığı “Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’’ Siyonist İsrail’in silahlı saldırılarıyla katliama dönüşmüştür. Filistin'e, direnişe ve şehitlere selam olsun. Terörist İsrail çok yakında nasıl bir yıkılışa uğrayacağını görecektir. Hukuksuzça işgal ettiği Filistin topraklarında soykırım yapan katiller sürüsü İsrail, masum sivilleri hedef alarak kendince bir zulüm düzeni kurma çabası içerisine girmiştir. İnsanlık onurunu ayaklar altına alan ve uluslararası hukuku yerle bir eden İsrail’in sinsi planları haddini aşmıştır. Merhum Erbakan Hocamızın İsrail'in diplomasiden değil ancak güçten anladığına dair söylemine inancımız tamdır. Müslümanlar birlikte hareket ettiğinde küstah İsrail'in ne kadar çaresiz kalacağını da biliyoruz. İslam ülkelerinin terörist İsrail ile ilişkilerini normal hale getirmesini, sürdürmesini ve geliştirmesini onaylamıyoruz” diye konuştu.
Irkçı emperyalizmin vicdanı olmadığını dile getiren Şenel, şunları söyledi: “Irkçı emperyalizmin adalet anlayışı yoktur. Tüm dünyanın başında bir musibet olan İsrail, işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır. Bunun yolu İslam Birliğidir. İsrail küstahlığının, şımarıklığının ve aşağılık davranışlarının karşılığını er ya da geç bulacaktır. Bizi üzen, bütün bu küstahlıklar karşısında İslam ülkelerinde yöneticilerin ve birçok Müslüman topluluğun tepkisiz kalışıdır. Bugün Filistin topraklarının %85’i işgalci İsrail’in kontrolü altındadır. Yine İsrail’in engellemeleriyle Filistinli kardeşlerimiz doğal kaynakları açısından önemli olan bölgelerden mahrum bırakılmaktadır. Bunca hadsiz davranışı kabullenemediğimiz gibi, katil İsrail’in masum Filistin'e yönelik katliamını şiddetle kınıyor ve bu insanlık suçundan derhal vazgeçmelerini istiyoruz. Siyonist İsrail'in Filistin üzerindeki işgal politikasının, Müslümanların parçalanmışlığına endeksli olduğunun farkındayız. Siyonist İsrail'in topraklarımızdaki varlığının vebali tüm İslam ülkelerinindir. Bu küstahlıklar karşısında tüm hükümetler öncelikle Siyonist İsrail'le olan ilişkilerini kesmelidirler. Bizler bırakın İsrail ile diplomatik ilişki kurulmasını, İsrail’i bir devlet olarak kabul etmiyoruz. İşgalci İsrail’in Filistin halkının topraklarındaki varlığı bir problemdir. Filistin halkının yaşadığı dram, hepimizin sorumluluğudur. Filistin sorunu çözülmeden bu coğrafyaya barış gelmez. Filistin halkı özgürlüğüne kavuşmadan bu coğrafyaya barış gelmez. Filistin halkı topraklarına kavuşmadan bu coğrafyaya barış gelmez. Filistin’de bir ananın feryadını, bir çocuğun gözyaşları içerisinde haykırışını duyuruyoruz. Bizler biliyoruz ki İstanbul’un huzuru, Filistin’in huzurundan geçmektedir. Mekke’nin, Şam’ın, Bağdat’ın huzuru, Kudüs’ün huzurundan geçmektedir. Yapmamız gereken tüm İslam ülkeleri ve tüm mazlum halklar olarak birlikte hareket etmektir. Yapmamız gereken İslam Birliği’ni bir an evvel kurmaktır. Yapmamız gereken D-8’i aslına ve amacına uygun olarak canlandırmaktır. Yapmamız gereken Avrupa Birliği kapısında beklemekten vazgeçmektir. Yapmamız gereken bölge başkentleriyle ve bölgenin Müslüman halklarıyla kucaklaşmaktır. Yapmamız gereken bu coğrafyanın Müslüman ya da gayrimüslim tüm unsurlarıyla adil bir birliktelik kurmaktır. AB, BM ve NATO politikalarının İslam coğrafyasına zulüm getirdiği ortadadır. Kan ve gözyaşı üzerinde inşa ettikleri politikaları bir bir çürümektedir. Onlardan medet ummak beyhude bir çabadan öteye gidemez. Çünkü Filistin halkı yalnız değildir. Çünkü Kudüs yalnız değildir. İşgal ebediyen sürmeyecektir. Elindeki silah ve kirli propaganda gücü ile Filistin halkını ortadan kaldırmaya çalışan İsrail’in zulmü ebediyen sürmeyecektir. Bir gün açtıkları bu zulüm çukurunda boğulacaklarına dair inancımız tamdır. Sadece yürüyüş yaptıkları için kurşunlanan ve şehit olan 15 Filistinli kardeşimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, yaralanan 550 kadar kardeşimize de acil şifalar diliyoruz. İsrail mutlaka işgal ettiği topraklardan sökülüp atılacaktır. Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.”