Altınpınar Köyü sakinleri, Gümüşhane’nin eşsiz güzelliklerine sahip Limni Gölü çevresinde planlanan tesisleşme projelerine karşı çıktıklarını belirterek doğal güzelliklerin ve çevrenin tahrip edilmesine karşı yaptıkları basın açıklamasında şunları söyledi.
Altınpınar Köyü sakinleri, bu projelerin sadece doğayı tahrip etmekle kalmayacağını, aynı zamanda köylerinin kültürel dokusunu da yok edeceğini savundu.
Köy halkından Fatih Keleş, “Biz bu topraklarda doğduk, büyüdük. Limni Gölü ve çevresi, bizim için sadece bir doğal güzellik değil, aynı zamanda kültürel mirasımızın bir parçasıdır. Bu güzelliği gelecek nesillere bozulmamış bir şekilde bırakmak istiyoruz. Bölgeden alınan çeşitli raporların bölgeye gelinerek alındığını düşünmüyorum. Limni Gölü doğal yaşam alanı olarak göç popülasyonunda Kıl Kuyruk, Kızılbaş Patka ve Siyah Ördek türlerinin gözlemlendiği, koruma altında olan Vaşak’ın birçok defa göl çevresinde görüldüğü yerlerdir. Ayrıca yaygın bir şekilde Bozayı, Kurt, Karaca, Yaban Keçisi, Keklik ve Ur Kekliğinin bölgede bulunduğunu yapıalcak tesisleşmenin doğal popülasyonu olumsuz yönden etkileyeceğini çevrede bulunan tek su kaynağı olan Limni Gölü’nün doğal yaşam alanıdır dedi.
Keleş şehrin bürokratlarının ve siyasi temsilcilerinin devlet asli unsuru vatandaşın taleplerini dinleyerek ve dikkate alarak hareket etmeleri gerektiğini dile getirdi.
Köylülerden Cemal Bilgiç ise tesisleşme projelerinin çevreye ve su kaynaklarına zarar verebileceği endişesi taşıdıklarını, göl bölgesinin köyün mera alanı içerisinde kaldığını, hayvancılığının köylüler tarafından bu bölgede yapıldığını köylünün ana geçim kaynağının hayvancılık olduğunu burada yapılacak bir tesisleşmenin ne yapacaklarını bilmediklerini söyleyerek yetkilileri köy halkıyla istişareye çağırdı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Torul İlçe Başkanı Temel Özcan da şunları söyledi: “Altınpınar köylülerinin davetlisi olarak bugün buradayım. İlk defa geldiğim Altınpınar Limni Gölü’ne hayran kaldım. Çok bilinmeyen ve bakir kalmış bir göl. Güzelliğinin sebebi de bu olmalı diye düşünüyorum. Biz siyasetçiler olarak halkın şikâyet ve taleplerine kulaklarımızı kapatamayız. Bugün burada köylünün tedirgin olduğu konularda onlarla hem istişare etmek hem fikir alış verişinde bulunmak istedim. Köylüler kendileriyle hiçbir şekilde bağlantıya geçilmediğini, bölge halkının fikrinin ne olduğunun sorulmadığını bizlere beyan ettiler. Mera alanlarının ellerinden çıkacağı düşüncesiyle mevcut doğal dengenin bozulacağını bölgenin güvenlikli olmadığı ve her kış yağan karlarla beraber çığların düştüğünü, ayrıca göl suyunun köyün belli mahalleleri tarafından sulama suyu olarak kullanıldığını belittiler. Biz de yaptığımız istişarelerle birlikte köylünün kesinlikle mağdur edilmemesi için bütün talepleri yetkili mercilere ileteceğiz.”
Alanda bulunan çevre illerden gelmiş kamp sakinleri de kendilerinin arkadaşlarının tavsiyesi üzerine Trabzon ve Rize’den buraya geldiklerini ifade ederek Limni Gölü’nün doğal yapısının bozulmaması gerektiğini ve betonlaşmaya karşı olduklarını, kamusal yarar gözeterek buranın korunması gerektiğini ve kendilerine daha yakında olan Ayder ve Uzungölü tercih etmediklerini belirtti.
Köylüler yetkililerin kendileriyle istişare yapmalarını ve yöre halkını dinlemelerini istediklerini belirterek bu yanlış karardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
"Turizm" adı altında doğal güzelliklerin yok edilme furyasına karşı seslerini yükselten köy sakinlerini yürekten kutluyorum.