Babadan Oğula Geçen Meslek

Gümüşhane'nin Kürtün ilçesinin Araköy köyüne bağlı Ekmekçiler Mahallesi'nde yaşayan 10 aile, taş fırınlarda ürettikleri ekmekleri çevre il ve ilçelerin semt pazarlarında satarak geçimlerini sağlıyor.

Babadan Oğula Geçen Meslek
Gümüşhane'nin Kürtün ilçesinin Araköy köyüne bağlı Ekmekçiler Mahallesi'nde yaşayan 10 aile, taş fırınlarda ürettikleri ekmekleri çevre il ve ilçelerin semt pazarlarında satarak geçimlerini sağlıyor.

Araköy köyü muhtarı Ali Işık, gazetemize yaptığı açıklamada, Araköy ekmeğinin en az 100 yıllık bir maziye sahip olduğunu belirterek, “Özellikle Rus işgalinde duran ekmek üretimi, Rusların ülkemizi terkinden sonra yeniden üretime başlanıldı. Ekmek üreten köylülerimiz tek bir mahallede olduğu için de bu mahallemizin adı Ekmekçiler Mahallesi olarak değişti” dedi.

Ekmek üretimi yapan Ali Bodur ise, ekmek üretiminin dededen kalan en büyük miras olduğunu belirterek, “Ekmekçilik dedemden babama, babamdan da bana geçen bir gelenektir. Ürettiğimiz ekmekler tamamen taş fırın ekmeğidir” diye konuştu.

Ekmekçiler Mahallesi’nde 10 ailenin ekmek üretimi yaptığını anlatan Bodur, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Asırlardır bu böyle. Ekmekçilik dededen kalan bir mirastır. Ürettiğimiz ekmek bayatlamaz. Tansiyon ve şeker hastalarına çok iyi gelir. Ürettiğimi ekmekleri Gümüşhane, Trabzon, Giresun, Samsun, Ordu illeri ile çevre ilçelere, yaz aylarında ise Kadırga, Kazıkbeli, Güvende ve Erikbeli gibi yaylalara götürerek satıyoruz. İstanbul, Bursa gibi illere de ekmek gönderiyoruz. Talep çok olunca bu illere ekmeği kendi araçlarımızla götürüyoruz. 24 saat çalışmamız halinde 450 ekmek çıkarıyoruz. Ancak o kadar ekmeği bir defada satmamız bazen zor oluyor. Ürettiğimiz ekmeklerden kuru peksimet de yapıyoruz. Özellikle peksimet için çok talep oluyor."

Ekmeği taş fırınlarda ürettiklerini kaydeden Bodur, şunları söyledi: “Fırını odunla yakarak kızdırıyoruz. Doğal buğday unu dediğimiz tandırlık un kullanıyoruz. Buğdayın sadece kalın kabuğu alınıyor, ince kabuğu alınmıyor. Buna kepekli un diyoruz. Unu makinelerde yoğururken bize özgü 'ekşi maya' dediğimiz maya kullanıyoruz. Makine ile yoğrulan hamurun kabarmasını bekliyoruz. Daha sonra hamuru somun halinde fırına vererek pişiriyoruz. Ekmeğimiz tamamen doğaldır. İçinde sadece su, un ve tuz vardır. Bunun dışında hiçbir katkı maddesi yoktur. Taze ekmek isteyenlere fırından çıkardığımız somunlardan, peksimet isteyenlere de kuru ekmek dediğimiz peksimetleri satıyoruz."

TESCİL İÇİN BAŞVURUDA BULUNDUK

Köy ekmeğinin kendilerine özgü bir ekmek olduğunu ifade den Bodur, “Araköy Ekmeği diye başkalarının ekmek satışını engellemek istiyoruz. Bu nedenle Gümüşhane Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğüne, ekmeğimizin tescillenmesi için başvuruda bulunduk” dedi.

Ekmek pişirmede yardımcı olan köylü kadınlar ise ekmek pişirmeyi annelerinde öğrendiklerini belirterek, "Fırında ekmek pişirmeyi, hamur yoğurmayı annelerimizden öğrendik. O zamanlar hamuru ağaçtan yapılmış teknelerde yoğururduk. Ancak, son yıllarda hamur yoğurma makineleri çıktı. Şimdi onunla yoğruluyor. Büyük bir kolaylık. Çocuklarımızın, eşlerimizin baba mesleğini sürdürmelerinden dolayı çok memnunuz. Ekmeklerini kazanmak için gurbete gitmiyorlar. Babalarından öğrendikleri sanatı bizlerin yanında sürdürüyorlar” diye konuştu.

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi

Güncelleme Tarihi: 09 Ağustos 2015, 23:35
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER