'Barışı ancak bu coğrafyanın yerli unsurlarının birlikteliği getirir'

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel, İslam adına Müslüman kıyımı yapan taşeron terör örgütü IŞİD’in Irak ve Suriye’de yürüttüğü katliamların hız kesmeden sürdüğünü söyledi.

'Barışı ancak bu coğrafyanın yerli unsurlarının birlikteliği getirir'
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gümüşhane Şube Başkanı Naci Şenel, İslam adına Müslüman kıyımı yapan taşeron terör örgütü IŞİD’in Irak ve Suriye’de yürüttüğü katliamların hız kesmeden sürdüğünü söyledi.

"TÜM BUNLARIN SORUMLUSU ABD, AB VE İSRAİL"

Yaptığı açıklamada Müslümanların yaşadığı bir ülkeden Müslümanların yaşadığı bir başka ülkeye,  Müslümanların yaşadığı bir şehirden Müslümanların yaşadığı bir başka şehre ateş düşüren bu katliamların son olarak Müslüman kardeşlerimiz ve akrabalarımızın olduğu Kobani’ye ulaştığını belirten Şenel, bölgede yaşanan bu katliamın sorumlusunun ABD, AB ve İsrail olduğunu kaydetti.

"HEDEFLERİ BOP'U GERÇEKLEŞTİRMEK"

Bunu görmeden yapılacak her türlü değerlendirmenin gerçekleri halı altına süpürme olduğuna vurgu yapan Şenel, Afganistan’dan Libya’ya, Suriye’den Sudan’a İslam coğrafyasında Müslüman kıyımı yapan ABD’nin, yine Müslüman kıyımı yapan taşeron terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelenin göstermelik olduğunu, ABD önceliğindeki koalisyon güçlerinin derdinin katliamı engellemek değil, Büyük Ortadoğu Projesini gerçekleştirmek olduğuna vurgu yaptı.

"İSRAİL FİLİSTİN'DE NE YAPIYORSA, IŞİD'DE ONU YAPIYOR"

İsrail’in Filistin’de Müslümanlara karşı yaptığı katliamların amacı neyse, Irak’ta ve Suriye’de İslam adına kıyım yapan bu taşeron terör örgütünün de amacının o olduğunu dile getiren Şenel, “Farklı mezhepten ya da anlayıştan olduğu gerekçesi ile önce Müslümanları tekfir eden, ardından da tekfir ettiği Müslümanları hunharca katleden bir örgütün kime ve neye hizmet ettiği ortadadır. Irak, 2003 ABD işgalinden sonra can ve mal güvenliğinin olmadığı bir coğrafyaya dönüşmüştür. Suriye 2011 Mart ayından itibaren can ve mal güvenliğinin olmadığı bir coğrafyaya dönüşmüştür.  Başta Irak ve Suriye olmak üzere bölge ülkelerinin topraklarının kendi kutsal toprağı olduğunu iddia eden İsrail’in her iki ülkede yaşanan bu kaos ortamında payının olmadığını düşünmek aymazlıktır. Aynı şekilde bir damla petrolü bir damla insan kanından daha değerli gören ırkçı emperyalizmin bu kaos ortamında payının olmadığını düşünmek aymazlıktır. Öte yandan bölge ülkelerinin yaklaşık yüz yıldır kendi halklarına karşı adil bir yönetim sergileyememeleri,  farklılıkları yok saymaları ve tek tip bir kimlik dayatmaları bin yılı aşkın kadim bir kardeşliği sıkıntıya sokmuştur.  Araplar, Farslar, Türkler, Kürtler ve diğer toplulukları bu coğrafyada bir arada tutan İslam Kardeşliğidir. İçerisinde inkârın, içerisinde asimilasyonun, içerisinde ötekileştirmenin olduğu bir anlayışın İslam Kardeşliğinden söz etmesi hem mümkün değildir hem de inandırıcı değildir.” dedi.

"IRKÇILIK VE MEZHEPÇİLİK BATAKLIĞINA DÜŞMEDEN HAKKI ÜSTÜN TUTARAK YENİDEN BİR ARAYA GELİNEBİLİR"

Bu coğrafyada huzurun, barışın, kardeşliğin yeniden inşa edilmesi gerektiğini bunun yolunun da bin yılı aşkın bir süredir bu coğrafyada yaşayan Arapların, Farsların, Türklerin, Kürtlerin ve diğer toplulukların ırkçılık ve mezhepçilik bataklığına düşmeden hakkı üstün tutarak yeniden bir araya gelmeleri olduğunu ifade eden Şenel, ABD, AB ve İsrail’in parmağının olduğu her müdahalenin bu coğrafyayı daha da yaşanmaz hale getireceğine değindi.

"ÖLÜMÜN TÜRKÇESİ, ARAPÇASI, KÜRTÇESİ OLMAZ"

Bu coğrafyanın tüm vicdan sahiplerinin, tüm merhamet sahiplerinin, bu coğrafyanın insanlıktan ve İslamlıktan nasibini almış tüm yiğitlerinin, Arap’ı, Fars’ı, Kürt’ü ve Türk’ü ile bir araya gelmesi gerektiğini belirten Şenel, şunları söyledi: “Barış ve huzur bu coğrafyada yaşayan halkların samimi istek ve gayretiyle gerçekleşir. Barış ve huzur ırkçılık dayatmayan, mezhepçilik dayatmayan İslam Birliği ile gerçekleşir. Bunun haricindeki her türlü arayış çıkmaz sokaktır.  Bunun haricindeki her türlü arayış Arap’ın, Fars’ın, Kürt’ün, Türk’ün; Şii’nin, Sünni’nin kanının akmasıdır. Müslüman olsun ya da olmasın bölgede yaşayan her insanın can, mal, din, akıl ve nesil emniyeti bizim için kutsaldır. Müslüman olsun ya da olmasın haksız yere tırnağının ucuna zarar gelen bir insan bizim yanımızdadır. Müslüman olsun ya da olmasın haksız yere kan döken bir insan bizim karşımızdadır. Ölümün Türkçesi de Kürtçesi de Arapçası da bir yüreği olan herkese hüzün verir. Barışın Türkçesi de Kürtçesi de Arapçası da bir yüreği ola herkesi sevindirir. Bizler Anadolu Gençlik Derneği olarak diyoruz ki Türkiye, başta Irak, Suriye ve İran olmak üzere bu coğrafyanın tüm yerli unsurlarıyla bir araya gelmeli,  yapay sınırları ve yapay düşmanlıkları ortadan kaldırmanın yollarını aramalıdır. Kardeşler ve akrabalar arasına çekilmiş tüm engeller kaldırılmalıdır.”
Güncelleme Tarihi: 09 Ekim 2014, 21:28
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER