Bakkallar ve Manifaturacılar Odası Başkanı Leyla Bostancı, mahalle bakkalları ve yerel marketlerin can çekişmesine neden olan ulusal marketlere gösterilen toleranslara sert tepki gösterdi.
“GÜMÜŞHANE’DE BAKKAL VE YEREL MARKETLER CAN ÇEKİŞİYOR”
Bakkallar ve Manifaturacılar Odası haricinde, herkesin bir kültürün yok olmasına seyirci kaldığını öne süren Bostancı, “Gümüşhane'de sayıları her geçen gün artan ve kanunlara riayet etmeyen ulusal marketlerle, bakkal kültürü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Birçok büyük market zincirinin açıldığı Gümüşhane'de mahalle bakkalları ve yerel marketler can çekişiyor” dedi.
“SADECE ÇÖPLERİNİ İLİMİZDE BIRAKIYORLAR”
Ulusal marketlerin Gümüşhane’de ki küçük esnaf ve sanatkarı olumsuz etkilediğini ve bu marketlerin gittikleri illere hiçbir faydası olmadığını belirten Bostancı, “Sadece çöplerini illerimize bırakıyorlar. 21 Mart 2014’te resmi açılışını yapmış bir ulusal market, aradan gecen bunca süre geçmesine rağmen hala yasal yükümlülükleri olan iş yeri açma ruhsatını, almış oldukları uyarılara ve cezalara rağmen almamışken neden hala faaliyetlerine müsaade edilmektedir? İlgili ve yetkili birimlere sormak istiyorum. Neden bu toleransı gösteriyorsunuz? Neden hiçbir müdahalede bulunmuyorsunuz? Uygulamayacağınız kararları almamanızdaki amaç nedir? O kararları iş olsun diye mi alıyorsunuz? Belediyenin ikinci kez almış olduğu mühürleme kararı neden uygulanmıyor? Bu kadar mı koruyucusunuz? Haksız kazanç sağlamalarına neden sizlerde katkıda bulunuyorsunuz? Küçük esnafın hakkının yenmesine neden seyirci kalıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
“KİMSEDEN DE SES ÇIKMIYOR”
Kendi Odaları haricinde konuyla alakalı olarak kimseden ses çıkmadığını yineleyen Bostancı; “Sayın Ticaret Odası yetkilileri, Sayın Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği, yetkilileri hakkı yenilen esnaf sadece bakkallar odası esnafımı? Değil. Sizlerinde esnafı. Sizlere de her şekilde katkı sağlayan esnafın neden yanında değilsiniz? Gümüşhane’de üretim yapan yumurtacı, başkası yüzünden neden karalansın. Neden kimse ses çıkartmadı? İmhası gerçekleştirilen, halkın sağlığıyla onanmasına müsaade edilen 10 bin adet yumurta Gümüşhaneli üreticiye mal edildi, neden o üretici esnafımızın bağlı bulunduğu oda yetkilisi çıkıp da, “Bu Gümüşhaneli üreticiden değil. Ruhsatsız ve yasal hükümlülüklerine yerine getirmeyen ve bizlerinde katkılarıyla, bir yıla aşkın süredir ruhsatsız hizmet veren bir ulusal marketten çıkmıştır” demedi. Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Sizler ne iş yapmaktasınız? Neden sessiz kalıyorsunuz? Yerleşik esnafın haksız rekabet karsısında ezilmesine neden müsaade ediyorsunuz?” sorularını yöneltti.
“BELEDİYE BU MAĞAZALARI ŞEHİR DIŞINA TAŞIMALI”
Ortada plansız ve kontrolsüz bir gelişmenin var olduğunu, hızlı tren gibi ilerleyen ulusal market zincirlerinin, kaza yapmadan Belediye ve ilgili birimlerce durdurulması gerektiğini belirten Bostancı açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü: “Ulusal marketler yatırım amaçlı gelmiyor. Sıcak paramızı götürme amacıyla geliyor. Evimizin anahtarını bakkala bırakıyoruz. Çocuğumuzu bakkala emanet ediyoruz. Bir şeye paramız yetmiyor, bakkaldan borç para alıyoruz. Hatta oturmuş olduğumuz koltuğa bile yerleşik esnafın sayesinde oturmaktayız. Kısacası beraber ağlıyor, beraber gülüyoruz. Bu marketler sadece bakkala değil, beyaz eşyacıya, kunduracıya, tuhafiyeciye, zücaciyeciye ve pastacıya kadar birçok küçük esnafa zarar veriyor. Belediyelerin ortak karar alıp, bu mağazaların şehir dışına taşınmasını sağlamalıdır. Çünkü bakkallar kapanırsa, sosyal dengedeki zincir kopar ve bunun kimseye fayda sağlamayacağı gibi zararı olur. O zamanda sistem, bugün sessiz kalanların üzerine çöker. Küçük esnaf ve sanatkârların, bu ülkenin ekonomik ve sosyal anlamda çimentosu olduğunu unutmamak gerekir.
“BİRÇOK ESNAF YOK OLUYOR”
Şehir merkezlerinde açılan ulusal marketler; başta bakkal esnafı olmak üzere hemen hemen her iş kolundaki esnaf ve sanatkârın işlerini büyük ölçüde aksatmakta, rekabet edebilirlik düzeyini azaltmaktadır. Rekabet edebilmek için bu kesimin çalışma saatlerini uzatarak yıpranmalarına neden olmakta. Hatta birçok esnaf ve sanatkârı bu marketlere karşı rekabet edemeyip işyerlerini kapatmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, bu kesimin üretim ve hizmet sektöründe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
“ŞUBE AÇMA RAHATLIKLARI BİR AN ÖNCE SONA ERDİRİLMELİ”
Bugün şehrimizde küçük sermayeleri ile topumun sosyal dokusunu koruyan ve toplumun sosyal hücrelerini yaşatan esnaf ve sanatkâr ile bu marketlerin rekabete girmesi haksızlıktır. Bugün Karadeniz'e köpek balığı atıldığı vakit, Karadeniz'de bir süre sonra hamsinin nesli tükenmiş olacaktır. Çünkü köpek balıkları hamsileri yiye yiye bitirecektir. Ulusal marketlerin haksız rekabet şartları içerisinde yayılması yasa ve kanun boşluklarından yararlanarak her sokağa ve caddeye girmesi Karadeniz'e köpek balığının bırakılmasından bir farkı yoktur. Haksız rekabet ve yasa boşluğundan yararlanan ulusal market zincirleri, eğer önlem alınmazsa küçük sermayeli esnaf ve sanatkârı bitirme noktasına getirecektir. Ancak daha önemlisi toplumsal düzen ve toplumun sosyal durumunun bozulacak olmasıdır. Ulusal market zincirlerinin nerede dört bakkal, bir manav, bir kasap görse açtığı şube rahatlığı bir an önce sona erdirilmeli.
“ÇARŞI ESNAFI TOPLUMUN SOSYAL AYAKLARIDIR”
Çarşı mağazacılığı ve çarşı esnaflığı toplumun sosyal ayaklarıdır. Krizde de çarşı esnaflığı ayaktadır, kriz sonralarında da ayaktadır. Hoş görünün de adresi çarşı esnafıdır, toplumsal barışın aynası da çarşı esnafıdır. Ortada plansız ve kontrolsüz bir gelişme var. Hızlı tren gibi ilerleyen ulusal market zincirleri kaza yapmadan belediyemiz ve ilgili birimler uygulamaya dur demelidir diye düşünüyorum. Bir sokakta yoğunluk kaç bakkalı gerektiriyorsa o sayı kadar işletme ruhsat izni getirilmeli. Bir il ve ilçeye nüfusun yoğunluğuna göre büyük market açma ruhsat izni verilmeli. Ulusal ve uluslararası marketlerin illere şube açma sayısına sınırlandırma getirilmeli. Büyük marketlerin açılabileceği işletmeler için standart imar planlaması ve standart proje şartı getirilmeli. Belediyeler standart imar ve projelere uymayan büyük market şubelerine izin vermemeli. Otoparkı olmayan, yangın tahliye çıkışları bulunmayan, depo giriş ve çıkışı yapılmayan marketlere izin verilmesi, aynı zamanda o sokağın, o caddenin trafik akışını da bozmaktadır. Ulusal bir market şubesine ürün indirilirken, cadde ve sokakların trafiğini durdurmak hiç kimsenin hakkı değildir. Aynı işlemi küçük bir esnaf yapsa, o sokağı ilgili ve de yetkili kişiler o esnafın başına yıkar.”
Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2014, 16:23
“GÜMÜŞHANE’DE BAKKAL VE YEREL MARKETLER CAN ÇEKİŞİYOR”
Bakkallar ve Manifaturacılar Odası haricinde, herkesin bir kültürün yok olmasına seyirci kaldığını öne süren Bostancı, “Gümüşhane'de sayıları her geçen gün artan ve kanunlara riayet etmeyen ulusal marketlerle, bakkal kültürü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Birçok büyük market zincirinin açıldığı Gümüşhane'de mahalle bakkalları ve yerel marketler can çekişiyor” dedi.
“SADECE ÇÖPLERİNİ İLİMİZDE BIRAKIYORLAR”
Ulusal marketlerin Gümüşhane’de ki küçük esnaf ve sanatkarı olumsuz etkilediğini ve bu marketlerin gittikleri illere hiçbir faydası olmadığını belirten Bostancı, “Sadece çöplerini illerimize bırakıyorlar. 21 Mart 2014’te resmi açılışını yapmış bir ulusal market, aradan gecen bunca süre geçmesine rağmen hala yasal yükümlülükleri olan iş yeri açma ruhsatını, almış oldukları uyarılara ve cezalara rağmen almamışken neden hala faaliyetlerine müsaade edilmektedir? İlgili ve yetkili birimlere sormak istiyorum. Neden bu toleransı gösteriyorsunuz? Neden hiçbir müdahalede bulunmuyorsunuz? Uygulamayacağınız kararları almamanızdaki amaç nedir? O kararları iş olsun diye mi alıyorsunuz? Belediyenin ikinci kez almış olduğu mühürleme kararı neden uygulanmıyor? Bu kadar mı koruyucusunuz? Haksız kazanç sağlamalarına neden sizlerde katkıda bulunuyorsunuz? Küçük esnafın hakkının yenmesine neden seyirci kalıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
“KİMSEDEN DE SES ÇIKMIYOR”
Kendi Odaları haricinde konuyla alakalı olarak kimseden ses çıkmadığını yineleyen Bostancı; “Sayın Ticaret Odası yetkilileri, Sayın Esnaf Sanatkârlar Odaları Birliği, yetkilileri hakkı yenilen esnaf sadece bakkallar odası esnafımı? Değil. Sizlerinde esnafı. Sizlere de her şekilde katkı sağlayan esnafın neden yanında değilsiniz? Gümüşhane’de üretim yapan yumurtacı, başkası yüzünden neden karalansın. Neden kimse ses çıkartmadı? İmhası gerçekleştirilen, halkın sağlığıyla onanmasına müsaade edilen 10 bin adet yumurta Gümüşhaneli üreticiye mal edildi, neden o üretici esnafımızın bağlı bulunduğu oda yetkilisi çıkıp da, “Bu Gümüşhaneli üreticiden değil. Ruhsatsız ve yasal hükümlülüklerine yerine getirmeyen ve bizlerinde katkılarıyla, bir yıla aşkın süredir ruhsatsız hizmet veren bir ulusal marketten çıkmıştır” demedi. Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği, Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Sizler ne iş yapmaktasınız? Neden sessiz kalıyorsunuz? Yerleşik esnafın haksız rekabet karsısında ezilmesine neden müsaade ediyorsunuz?” sorularını yöneltti.
“BELEDİYE BU MAĞAZALARI ŞEHİR DIŞINA TAŞIMALI”
Ortada plansız ve kontrolsüz bir gelişmenin var olduğunu, hızlı tren gibi ilerleyen ulusal market zincirlerinin, kaza yapmadan Belediye ve ilgili birimlerce durdurulması gerektiğini belirten Bostancı açıklamalarını şu ifadelerle sürdürdü: “Ulusal marketler yatırım amaçlı gelmiyor. Sıcak paramızı götürme amacıyla geliyor. Evimizin anahtarını bakkala bırakıyoruz. Çocuğumuzu bakkala emanet ediyoruz. Bir şeye paramız yetmiyor, bakkaldan borç para alıyoruz. Hatta oturmuş olduğumuz koltuğa bile yerleşik esnafın sayesinde oturmaktayız. Kısacası beraber ağlıyor, beraber gülüyoruz. Bu marketler sadece bakkala değil, beyaz eşyacıya, kunduracıya, tuhafiyeciye, zücaciyeciye ve pastacıya kadar birçok küçük esnafa zarar veriyor. Belediyelerin ortak karar alıp, bu mağazaların şehir dışına taşınmasını sağlamalıdır. Çünkü bakkallar kapanırsa, sosyal dengedeki zincir kopar ve bunun kimseye fayda sağlamayacağı gibi zararı olur. O zamanda sistem, bugün sessiz kalanların üzerine çöker. Küçük esnaf ve sanatkârların, bu ülkenin ekonomik ve sosyal anlamda çimentosu olduğunu unutmamak gerekir.
“BİRÇOK ESNAF YOK OLUYOR”
Şehir merkezlerinde açılan ulusal marketler; başta bakkal esnafı olmak üzere hemen hemen her iş kolundaki esnaf ve sanatkârın işlerini büyük ölçüde aksatmakta, rekabet edebilirlik düzeyini azaltmaktadır. Rekabet edebilmek için bu kesimin çalışma saatlerini uzatarak yıpranmalarına neden olmakta. Hatta birçok esnaf ve sanatkârı bu marketlere karşı rekabet edemeyip işyerlerini kapatmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle, bu kesimin üretim ve hizmet sektöründe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
“ŞUBE AÇMA RAHATLIKLARI BİR AN ÖNCE SONA ERDİRİLMELİ”
Bugün şehrimizde küçük sermayeleri ile topumun sosyal dokusunu koruyan ve toplumun sosyal hücrelerini yaşatan esnaf ve sanatkâr ile bu marketlerin rekabete girmesi haksızlıktır. Bugün Karadeniz'e köpek balığı atıldığı vakit, Karadeniz'de bir süre sonra hamsinin nesli tükenmiş olacaktır. Çünkü köpek balıkları hamsileri yiye yiye bitirecektir. Ulusal marketlerin haksız rekabet şartları içerisinde yayılması yasa ve kanun boşluklarından yararlanarak her sokağa ve caddeye girmesi Karadeniz'e köpek balığının bırakılmasından bir farkı yoktur. Haksız rekabet ve yasa boşluğundan yararlanan ulusal market zincirleri, eğer önlem alınmazsa küçük sermayeli esnaf ve sanatkârı bitirme noktasına getirecektir. Ancak daha önemlisi toplumsal düzen ve toplumun sosyal durumunun bozulacak olmasıdır. Ulusal market zincirlerinin nerede dört bakkal, bir manav, bir kasap görse açtığı şube rahatlığı bir an önce sona erdirilmeli.
“ÇARŞI ESNAFI TOPLUMUN SOSYAL AYAKLARIDIR”
Çarşı mağazacılığı ve çarşı esnaflığı toplumun sosyal ayaklarıdır. Krizde de çarşı esnaflığı ayaktadır, kriz sonralarında da ayaktadır. Hoş görünün de adresi çarşı esnafıdır, toplumsal barışın aynası da çarşı esnafıdır. Ortada plansız ve kontrolsüz bir gelişme var. Hızlı tren gibi ilerleyen ulusal market zincirleri kaza yapmadan belediyemiz ve ilgili birimler uygulamaya dur demelidir diye düşünüyorum. Bir sokakta yoğunluk kaç bakkalı gerektiriyorsa o sayı kadar işletme ruhsat izni getirilmeli. Bir il ve ilçeye nüfusun yoğunluğuna göre büyük market açma ruhsat izni verilmeli. Ulusal ve uluslararası marketlerin illere şube açma sayısına sınırlandırma getirilmeli. Büyük marketlerin açılabileceği işletmeler için standart imar planlaması ve standart proje şartı getirilmeli. Belediyeler standart imar ve projelere uymayan büyük market şubelerine izin vermemeli. Otoparkı olmayan, yangın tahliye çıkışları bulunmayan, depo giriş ve çıkışı yapılmayan marketlere izin verilmesi, aynı zamanda o sokağın, o caddenin trafik akışını da bozmaktadır. Ulusal bir market şubesine ürün indirilirken, cadde ve sokakların trafiğini durdurmak hiç kimsenin hakkı değildir. Aynı işlemi küçük bir esnaf yapsa, o sokağı ilgili ve de yetkili kişiler o esnafın başına yıkar.”