Kütüphanelerin mahzunluğuna şahit oldukça hüznünün arttığını kaydeden Demir, “Maalesef kitap kokusunu, okumayı artık hatırlamaz olduk. Hemen hemen her öğrencinin elinde bir telefon, tablet, yürürken, otururken, hatta daha da ilginci arkadaş ortamında bile sohbet, muhabbet yerine bu aletler” dedi.
Gençliğin büyük bir boşluk içinde zamanı beyhude bir şekilde geçirdiğini, birçok şeyden mahrum kaldığı ifade eden Demir, başından geçen bir olayı da şöyle aktardı: “Bundan bir iki hafta önce kütüphane yokuşunu çıkarken yakında ki bir cafeden sokağa aşırı bir şekilde taşarcasına çalgılı çelgili bir şekilde ‘alemin keyfi yerinde yine maşalaaah’ şarkısının gençler tarafından seslendirildiğine şahit oldum. 3 veya 4 askerimizin şehit edildiği akşamında gençlerin umursarsızca eğlenmeleri işte bittiğimizin ifadesidir.”
İçte ve dışta çok ciddi hadiselerin yaşandığı bir dönemde hiçbir şeyi umursamayan, gününü cafe köşelerinde eğlence ile geçiren bir gençlik karşısında sorumlulukların idrakine vararak gençliğin manen ve madden ihyası için kolların sıvanması gerektiğine vurgu yapan Demir, “Küresel emperyalizmin her yönü ile bizi ve gençliğimizi, çokçuklarımızı kuşattığı bir dönemdeyiz. Bu kuşatma karşısında eğer inancımıza sarılmaz, tarihimizin ve kültürümüzün farkındalığını fark etmez ve yaşamaz isek bizde bu kasırga karşısında uçar gideriz. Bu manada gençliğe, çocuklara sahip çıkmak ve onların elinde ki sahte oyuncakları bir kenara itip eline, ufkuna Yunus’u, Sinan’ı, Sina’yı, Pir Sultanı, Hacı Bektaşı, Mevlana’yı, Ziyauddin’i vermek mecburiyetindeyiz. ‘İmanlı ve Ahlaklı’ bir nesil bir milletin asıl gücü olduğunu unutmadan manaya idrak tarihini ve kimliğini bilen bir nesil için işe çocuklarımızdan başlamalı ve çocuklarımızın dünyasında ki sahte eğlencelerden onları kurtarmalıyız. Sokakla, mahalle ile barışık camiin içinde avlusunda cıvıltıların geldiği çocukların koşuşturduğu cafe köşelerinde zamanını harcayan değil kütüphane masalarında kitap kokusunun yaşayan bugünün farkında yarının inşası için hayaller kuran bir gençlik için haydi hep beraber bismillah diyelim” diye konuştu.
Okullarda en azından her ay bir sınıfı kütüphane ile buluşturulması gerektiğine değinen Demir, “Yine en azından her ay birlikte bir Cuma namazına birlikte gidip birlikte hutbe dinleme seferberliği başlatmalıyız. Üniversitelerde ilmi münazaralar, kitap okuma yarışmaları düzenlemeliyiz. Bizim kaybedecek bir dakika bile lüksümüz yok. Her şeyi devlet büyüklerimizden beklememeliyiz. Bizlerde sorumluluğumuzun idrakine varalım ve yarınlarımızı inşa edelim” diyerek sözlerini sonlandırdı.