Ayrıca Işık'ın resmi programı ile ilgili ortaya çıkan bir detay, darbecilerin yaptıkları planların kusursuz olması için her türlü çabayı gösterdiklerini ortaya çıkardı. O karanlık gecede Milli Savunma'nın en yetkili ismi Fikri Işık'ın yaşadıklarının detaylarına, www.haberbox.com ulaştı.
Geçtiğimiz cuma akşamı Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yapan bir grup asker tarafından başlatılan ve tüm ülkeyi kana bulayan darbe girişiminin yaşandığı gecenin detayları, gün geçtikçe ortaya çıkmaya başladı. Kalkışma hareketinin tüm askeri birliklere yayılmaması için meydanlara koşan vatandaşların yanı sıra televizyonlara bağlanan ve yapılanların kanunsuz olduğunu, kuvvet komutanları katında desteklenmediğini duyuran siyasiler, 15 Temmuz gecesinin kahramanları olmuşlardı.
Fethullan Gülen Terör Örgütü'ne bağlı oldukları iddaa edilen subay ve üst subayların başlattığı kanlı olayların büyümesini engelleyen iki önemli karanın Milli Savunma Bakanı Fikri Işık tarafından hayata geçirildiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre; 15 Temmuz Cuma günü resmi programlarını tamamlayan ve İzmit'te çalışma arkadaşları ile gece mesaisi yapan Bakan Işık'a, saat 20.15 sıralarında Genelkurmay Başkanlığı'nda silah sesleri duyulduğu ihbarı geliyor. Fikri Işık ve yakın koruma ekibi, konu ile ilgili bilgi alabilmek için Savunma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü ve emir subayını arıyorlar. Özel Kalem Müdürü Kurmay Albay, telefona cevap vermiyor: Güçlükle ulaşılan emir subayı ise, endişelenecek bir durum olmadığını, yaşanılanların tatbikat olduğunu söylüyor. Konuyu araştırmaya devam eden Işık ve ekibi, kuvvet komutanlarını, genelkurmay başkanını, bazı komutanları arıyor ancak hiçbirine ulaşamıyor. Tam bu sırada, saat 20.35 sıralarında, yakından tanıdığı bir vatandaş, Işık'ın yanında bulunan bakanlık personellerinden birine, askerlerin köprüye doğru hareket ettiklerini belirten bir mesaj ve fotoğraf atıyor. Olayların ne olduğunu çözmeye çalışan ve bilgi alabilmek için her kuruma ulaşmaya çalışan bakanlık personeline, 15 dk sonra atılan bir fotoğraf, askerlerin köprüyü tamamen tanklarla kapattığını gösteriyor. Bakanlık karargahından ulaşabildikleri personel, olayın hala tatbikat olduğu konusunda ısrar etse de, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve ekibi, hemen Ankara'da bulunan bir haber ajansının gece muhabirini arayarak Genelkurmay Başkanlığı'na gönderiyor. Genelkurmay binasına giden muhabir, içeriden silah sesleri geldiğini, kapıda çok sayıda ambulansın beklediğini ancak hiçbir aracın giriş çıkışına müsaaede edilmediği bilgisini veriyor. Tam bu sırada Yenimahalle'de bulunan Milli İstihbarat Teşkilatı'nda görevli ve Işık'ın yakınen tanıdığı bir komutan, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı'ndan bir grup subayın, darbe girişimine kalkıştıkları ve konunun henüz teyit edildiğini ve durumun çok vahim olduğu bilgisini veriyor. Milli Savunma Bakanı Işık, aldığı bilgileri hemen Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a iletiyor.
MELİH GÖKÇEK'E 'ARAÇLARLA HERYERİ KAPATIN' TALİMATI
Ankara'dan gelen bilgilerin ve haberlerin ciddiyeti doğrultusunda hemen yanında bulunan ekibi toplayan Işık, durum değerlendirme toplantısı yapıyor ve alınabilecek önlemleri, harekat tarzını tartışıyor. Bu sırada kendilerine gelen bir bilgi notu, Etimesgut ilçesinde bulunan Zırhlı Birlikler Komutanlığı'ndan çok sayıda tankın bu darbe girişimine katılacağı istihbaratını içeriyor. Hemen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i arayan Bakan Işık, belediyenin elinde bulunan bütün arazi araçlarının, ağır iş makinalarının, beton kamyonlarının ve çöp arabalarının, askeri birliğin çıkışına yığılması ve asla geri adım atılmaması talimatını veriyor. Gökçek ve kurmayları, en yakın ilçeden başlayarak simetrik bir daire içerisinde, elinde bulunan tüm araçları, birlik kapısına gönderiyor ve askeri tank ve araçların şehre çıkışını engelliyor. Bulundukları birlikten çıkamayan araçlar, şehir içindeki hareketlenmeye planlanan desteği veremeyince, kalkışma hareketine girişen askeri gruplar ciddi bir takviyeden mahrum kalıyor. Alternatif çıkış yollarını da hesaba katan Işık, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e, Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığı'nın bulundu caddenin, hem İstanbul yolu hem de Ankara yolu bağlantısını kapatma talimatı veriyor. Gökçek'in, belirli kesimlerden 'kamyonları birliğin önünden çekmesine dair' tehdit mesajları almasına rağmen, yolun her iki tarafını da kapattırması ile birliğin, Ankara ile karadan erişimi tamamen kesiliyor. Tüm bu olaylar yaşanırken, Bakan Işık, haber kanallarına bağlanarak yapılanların kanunsuz olduğunu, komuta kademesi tarafından desteklenmediğini, emir komuta zinciri dışında gerçekleştiğini belirterek, belki de girişimden haberi olmayan ve yaşananları sadece tatbikat sanan askerlerin darbeye iştirakini engelliyor. Fikri Işık, bağlandığı tüm kanallarda Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın görevinin başında olduğunu söylüyor ve kendisinden gelen talimatlara harfiyen uyulması çağrısında bulunuyor.
GÖLCÜK DONANMA KOMUTANLIĞI'DAN GELEN İSTİHBARAT
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın, televizyon kanallarına bağlandığını ve halka-komutanlara çağrı yaptığını gören darbeci komutanlar, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndan özel SAT birliği görevlendiriyor. Hedef Fikri Işık, amaç derdest edilmesi. Donanma Üssü'nden kendilerine bu yönde gelen bir istihbatı değerlendiren Işık ve ekibi, aynı dakikalarda İzmit'te bulunan devlet kurumlarının aranarak, kendilerinin yerini tespit etmeye çalışanlar olduğu bilgisine ulaşıyor. Özellikle kendi telefonlarına çıkmayan emir subayının, İzmit'te bulunan belediye ve valilik yetkililerini defalarca arayarak ve Bakan'ı korumaları gerektiğini söyleyerek, nerede bulunduğunu tespit etmeye çalıştığı haberi alınıyor. İzmit'te bulunan bazı komutanların da fiili olarak kendilerini bulmaya çalıştığı bilgisini alan Bakan Işık, yanında bulunan çalışma ekibine, ne olursa olsun geri adım atmayacaklarını, milletin yolunda sorumlu oldukları hizmeti gerekirse canları pahasına vereceklerini belirten duygusal bir konuşma yapıyor. Ekibinin kendisiyle birlikte ölüme kadar gidecekleri cevabını alan Fikri Işık; İzmit'te bulunan güvenilir bir arkadaşını arayarak yanına çağırıyor. Bir yandan güvenli bir mekan bulma girişimlerine başlayan Savunma Bakanlığı çalışma ekibi, bir yandan da Ankara'ya dönmenin alternatif yollarını arıyor. Tüm bu olaylar olurken Bakan Işık, kendisini arayan veya ekibinin ulaşabildiği tüm kanallara çıkarak birlik beraberlik çağrısını yeniliyor. Darbe girişimcilerinden bir üst düzey komutanın yanında bulunan subaylara, Milli Savunma Bakanı'nın mutlaka susturulması gerektiğini, darbenin başarıya ulaşması ve askeri birliklerin kendilerine katılmaları yönünde en önemli engellerden birinin Bakan Işık olduğunu belirterek, gerekirse 'ebediyyen susması için' gerekli görülen her türlü eylemin yapılması talimatını verdiği öğreniliyor. İzmit'e gelen darbe yanlısı askeri birlikler, Bakan'ı bulmaya çalışırken, Işık ve beraberindekiler, İstanbul tarafında bulunan bir arkadaşlarına ait çiftlikte, çalışma karargahlarını kuruyor. Buradan TBMM'de bulunan çalışma arkadaşları ile görüşen Işık, sürekli fikir alış verişinde bulunuyor. Bu arada Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli güvenilir bir komutandan dakika dakika gelişmelerin bilgisi gelmeye başlıyor.
HARB-İŞ SENDİKASI İŞÇİLERİNE TALİMAT
Darbe girişiminin; sokaklara dökülen vatandaşlar ve hemen her yere operasyon yapan polisler tarafından bastırılmaya başlamasına rağmen, havada bulunan bazı F16 uçakları ve helikopterler, ışıklarını kapatarak, alçak uçuş yaparak, belirledikleri mevzileri vurmaya devam ediyordu. Bu görüntüleri sosyal medya ve televizyonlardan takip eden Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, hemen yeni bir hamlesini devreye soktu. Bir F16 uçağının mühimmatla birlikte havalanması için minimum on üç kişiye ihtiyaç olduğunu ve bunlardan dokuzunun yer hizmeti veren sivil işçilerden oluştuğu biliniyordu. Ankara'da bulunan Harb-İş Sendikası Başkanı ve yönetim kurulu üyelerini arayan Işık, Akıncılar Hava Üssü'nde, sendikaya bağlı sivil işçilerin acilen telefonla aranması ve yeni uçakların kalkışının her ne olursa olsun engellenmesi gerektiği talimatını verdi. O saatlerde üste görevli bulunan sivil çalışanlar, aldıkları talimat gereği havalanmaya hazır bir çok F16 uçağının ve İncirlik'ten gelen yakıt ikmal uçaklarının motor ve iniş-kalkış takımlarını bozarak, girişime büyük darbe vurdu. Ankara semalarında uçan ve hedeflerini bombalayan uçaklar da, kendilerine destek gelmeyince ve yakıt ikmali yapamayınca, mecburi iniş yapmak zorunda kaldı.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'la ilgili bir başka detay ise çok dikkat çekici. Resmi programına göre 15 Temmuz'da Ankara'da bakanlıkta bulunması gereken Işık, olaydan iki gün önce Savunma Sanayi İhracatçılar Birliği'nden kendisine gelen bir daveti kabul ederek programını İstanbul olarak değiştiriyor. Yanında görevli bulunan emir subayı ve özel kalem müdürü tarafından, İstanbul'daki programın önemsiz olduğu ve gidilmesinin yersiz olduğu telkinlerine karşılık, Bakan Işık, birlikten gelen ricayı kırmıyor ve programını değiştiriyor. Darbeci askerlerin Bakan'ı Ankara'da derdest etme planı da bu şekilde boşa çıkıyor. Ancak, Işık'ın programını değiştirmemesi ve Ankara'da kalması için ısrarla ve defalarca yapılan telkinler, darbecilerin planlarını çok önceden hazırladığı ve hiç bir gelişmeyi şansa bırakmak istemediklerini göz önüne seriyor.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, hareketli saatlerin ardından sabahın erken vakitlerinde, her ihtimale karşı alternatif güzergahlar kullanarak Ankara'ya dönüyor ve Başbakan Binali Yıldırım'ın düzenlediği basın toplantısında kameralar karşısına çıkıyor.
Haber: Efe Kaya (www.haberbox.com)
Güncelleme Tarihi: 25 Temmuz 2016, 11:12