Gümüşhaneli fotoğrafçı Bülent Dinç (47) dedesinden kalma mesleğini eşi Zehra Dinç ile birlikte yürütüyor.
Gümüşhane Kemaliye Camisi altındaki pasajdaki iş yerinde fotoğrafçılık yapan Bülent Dinç, fotoğrafçılık sanatının dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığını belirterek, “Evlendikten sonra fotoğrafçılığa merakı olan eşim Zehra ile bu ata mesleğini birlikte yürütüyoruz” dedi.
“Dedem Askerde Öğrendi”
Dedesinin fotoğrafçılığı askerlik görevini yaptığı sırada öğrendiğini anlatan Dinç, şunları söyledi: “Dedem askerlik görevini tamamladıktan sonra aslen Kelkitli olduğumuz için burada bir iş yeri açtı. İşyerinde askerde öğrendiği fotoğrafçılığı da birlikte yapmaya başladı. Dedemin 8 oğlu vardı. Babamdan büyük amcam fotoğrafçılığa ilgi göstermedi. Babam ve diğer altı amcam fotoğrafçılığı dedemden öğrendi. Daha sonra babam Gümüşhane’ye gelerek burada işyeri açtı. Diğer amcalarımın bazıları ise Erzincan, Bursa Kemalpaşa ve Nilüfer ilçelerinde işyeri açarak fotoğrafçılıklarını buralarda sürdürdüler.”
“Babamın Yanında Çırak Olarak Çalıştım”
İlkokul yıllarında babasına yardım ettiğini kaydeden Dinç, o yıllarda siyah-beyaz fotoğrafçılık olduğunu belirterek, “Ben siyah-beyazda pek fazla çalışmadım. Babama sadece karanlık odada yardım ediyordum. Daha sonra renkli fotoğrafçılığa başladık ama babam renkli fotoğrafçılığa girmeden bana devretti. Filmden sonra dijital ortama geçilince ben de gerekli, eğitimleri alarak dijital ortama geçtim.”
“İlk Yıllarda Gelirimiz İyiydi”
Dinç, renkli fotoğrafçılığa geçişin ilk yıllarında gelirlerinin iyi olduğunu, sadece stüdyoda çalışarak geçimlerini sağladıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Vesikalık fotoğraflar revaçta idi. En büyük gelirimiz vesikalık fotoğraflardı. Ancak gelişen teknoloji vesikalık fotoğrafçılığı hemen hemen bitirme noktasına getirdi. Üniversite kayıtlarında vesikalık fotoğrafları biz çekiyorduk. Ancak şimdi kayıtlarda fotolar kayıt yapılırken dijital ortamda çekildiği için bizi olumsuz etkiledi. Bize vesikalık fotoğraf çektiren de dijital çektirdiği için kaydını alıp, bilgisayar ortamında istenilen kuruma verebiliyor.”
“Vesikalık Azalınca Dış Çekime Başladık”
Vesikalık fotoğrafın çekimi azalınca başta düğünler olmak üzere dış çekimlere ağırlık vermeye başladıklarını dile getiren Dinç, “Çoğunlukla düğün fotoğrafları ve video çekimi yapıyoruz. Eşimle birlikte çalıştığım için eşim fotoğraf ben ise video çekimi yapıyorum. Fotoğrafçılıkta yavaş yavaş dış çekimlere geçiyoruz desek doğrudur. Hastaneden başlayan doğum fotoğrafçılığı ve çekimi de yapıyoruz. Ancak çoğunluk düğünler oluyor. Düğün için profesyonel fotoğraf çekimi ve video çekimi yapan sayısı pek az olduğu için şu anda durumumuz iyi diyebiliriz. İlimizde korsan anlamında dış çekim yapan yok” diye konuştu.
“Vesikalık Fotoğraf Çekimlerinin Biteceğini Sanıyorum”
Gümüşhane’nin fotoğraf açısından potansiyelinin hemen hemen belli olduğunu, fazla fotoğrafçı bulunmadığını anlatan Dinç, “Gelecekte fotoğraf sektöründe yeni bir dönüşüm olur mu onu bilemiyorum ama düğün fotoğrafçılığının bitmeyeceğine inanıyorum. Vesikalı fotoğraf ise şu an tam olmasa da devam ediyor. İleride nüfus idareleri, emniyet vesikalık fotoğrafı kendileri halleder gibi görünüyor, gidişat ona doğru. Vesikalık fotoğraf çekimi tamamen kalkabileceğini sanıyorum. Gelişen teknoloji ile birlikte son beş yıldır eğitim alıyoruz. Hemen hemen her yıl eğitim alıyoruz. Kısa bir süre sonra Antalya’da bir eğitim var ona da katılacağım. Eğitimimiz fotoğraf makinesinden çok photoshop program ağırlıklı oluyor. Geçmişte sanat çok daha önemliydi. Babam saatlerce rötuşa otururdu. Bana o yıllarda fotoğrafçılık zor geldi. Şimdi ise dijital sisteme girdiğimizden çok daha zevkli, çok daha hızlı çalışıyoruz. En azından filmden kurtardık. Film banyo etme gibi bir dönem artık kapandı. Eskiden fotoğraf çekildiğinde ‘bir hafta sonra al’ derdik. Şimdi öyle değil, fotoğrafı çekiyorsun, kartı bilgisayara takıyorsun, fotoşopta gerekeni yapıp fotoğrafı veriyoruz” şeklinde konuştu.
“Evlenmeden Önce de Fotoğrafçılığa Merakım Vardı”
Eşiyle birlikte fotoğrafçılık yapan Zehra Dinç ise, fotoğrafçılığa merakının evlenmeden önce olduğunu belirterek, “Fotoğrafçılığa ilgi duyuyor, merak ediyordum. Hatta fotoğrafçılara giderek, çalışmak istediğimi, ücret talep etmediğimi, meslek olarak öğrenmek istediğimi söylememe rağmen kabul etmediler, sanırım öğrenmemi istemediler” dedi.
“Eşimden Öğrendim”
Fotoğrafçılığı evlendikten sonra eşinden öğrendiğini söyleyen Zehra Dinç, “İlk olarak Stüdyoda fotoğraf çekimiyle bu mesleğe başladım. Stüdyo dışında, dış çekimler daha yeni yeni başlamıştı. Dış çekime eşimle birlikte de gittim. Dış çekim yapmaya da başladım. Zamanla eşim video çekimi yaparken ben de fotoğraf çekimini yaparak, aramızda bir görev dağılımı yaptık. Dış çekimlerde çoğunlukla gelin-damat çekimleri yapıyoruz. Fotoğrafçılığa olan merakımı işime yansıttım. Aslında eşim nerede ise bu mesleğe soğumuştu. Evlendik sonra onunla birlikte nerede ise mesleğine yeni başlamış gibi oldu. İstek ve hevesime eşim ortak oldu. Böylece birlikte yürütmeye kara verdik” açıklamasında bulundu.
“Gelişen Teknoloji Fotoğrafçılığı Sevdirdi”
Fotoğrafçılığa başladığı gün ile bugün arasında çok fark olduğunu ifade eden Zehra Dinç, şöyle devam etti: “Eskiden kullandığımız ekipmanlar çok kötüydü. Gelişen teknoloji ile birlikte fotoğrafçılık daha sevilir bir meslek haline geldi diyebilirim. Fotoğrafçı olarak şu anda son teknolojiyi kullanıyoruz. Eskiden photoshop’un alt versiyonları vardı, şu anda en yüksek lisanslı programlarını kullanıyoruz. Gelişen teknoloji ile fotoğraf çekimlerinde artık herkeste birer tane cep telefonu var, herkes artık kendi fotoğrafını çekebiliyor. Bu gelişme bizi dış çekim olarak etkilemedi. Benzetme yaparsak insanlar kuaföre gitmezlik yapamazlar ama her cep telefonu olan fotoğrafçıya gelmeyebilir. Ayrıca amatör şekilde fotoğraf çekimleri de arttı. Fotoğraf makinesi kendisinin yoksa akrabasının var, onu alıp fotoğraf çekebiliyorlar. Dijital ortam olunca da fotoğrafçıya ihtiyaç duymuyorlar. Ancak, albüm yaptırmak isteyenler sonuçta yine bize geliyorlar. Baktığımızda fotoğrafçılıkta müşterinin yüzde 70’inin hala fotoğrafçıda olduğunu söyleyebiliriz. Vesikalık fotoğraf çekimleri çok ama çok düştü. Fotoğrafçı olarak bizler dış çekimden para kazanıyoruz diyebilirim. Vesikalık yine var ama eskisi gibi değil. Çok büyük düşüş yaşanıyor.”
“Dış Çekimde Zorluklar Var”
Dış çekimlerin oldukça zor olduğunu da ifade eden Dinç, “Ancak ben işimi severek yaptığım için bana pek de zor gelmiyor. Gelinin gelinliğini bile zaman zaman düzeltiyorum. İşimi sevdiğim için doğada yaşanan zorluğa katlanıyor ve adeta zevk de alıyorum. Dış çekimde en çok önem de verdiğimiz müşteri memnuniyetidir. Buna büyük özen gösteriyoruz. Müşterimiz memnun oldukça bizim de fotoğraf çekimine olan merakımız daha da artıyor” ifadelerini kullandı.
Haberin Kaynağı: Gümüşkoza Gazetesi
Güncelleme Tarihi: 21 Kasım 2017, 12:42