Toplumsal hizmet rolü açısından öğretmenlikten daha önemli bir mesleğin düşünülemeyeceğini ifade eden Demir, “İlmin ve yetişmenin beşikten mezara kadar olduğunu düşündüğümüzde hayatta ki en aktif ve uzun süreli görev öğretmenlerimize düşmektedir.” dedi.
Demir mesajında şu görüşlere yer verdi:
Medeniyet havzamız İslama dayanmaktadır. İslamın iki kaynağı olduğu dikkate alındığında bunların kitap ve mürebbi olan resul olduğunu görmekteyiz. Rabbimizin bize gönderdiği vahyi-kitabı bir mürebbi gibi anlatan ve öğreten hazreti resuldür.
Bu anlamda hazreti resulün en önemli mürebbi olduğunu ve onu her yönü ile tanımamız gerektiğini bir kez daha ifade etmek isteriz. Peygamberimiz ilme ve ilim öğrenmeye değer vermiş ve Bedir’de ele geçen esirleri 10 kişiye okuma yazma öğretme karşılığında serbest bırakması ile tarih boyunca hiçbir zaman görülmeyecek bir örnekliğe işaret etmiştir.
İlim ve öğrenme üzerine binlerce hadis rivayet edilen peygamberimizden yaşamına dairde çok mümtaz örnekler görmekteyiz. Eğitimin laf (kal) ile olmayacağını hal(davranış) ile olacağını bizlere öğreten odur.
Bu perspektifte yetişen bir neslin tarihe yön verdiğini ve bir devri kapatıp yeni bir devri açtıklarını görüyoruz. Neslin inşasında mimar olan öğretmenlerimizin bugün gelinen nokta da 2. Plana itildiklerini maatesssüf görmekteyiz. Sadece anma günlerinde hatırlanmak bile bunun en bariz ifadesidir.
Bugün öğretmenlerimiz sosyo-ekonomik ve kültür sarmalı arasında sıkışıp kalmışlardır. Hocalarımıza ne hak ettikleri ücret ödenmekte ne de sosyal hakları tanınmaktadır. Bir kimsenin kendi sorunları ile boğuştuğu bir ortamda yeni bir nesli inşa etmesi beklenemez.
Unutmamalıdır ki eğitim sadece okul saatleri arasında değildir. Eğitim 24 saat devam eden işleyen bir mekanizmadır. Okul saatleri dışında ki öğrenci davranışlarını yönlendirecek olan unsur en başta okulda ve ailede ki motive edici unsurlardır.
Bugün maalesef gençlerimiz kütüphanelerin yolunu tanımıyor. Her gün çoğalan internet salonlarında ağzına kadar öğrenci bulunmaktadır. Burada ki meşgaleleri ilim ve araştırma olsa amenna ama maalesef şiddet içeren oyunlar ve sosyal paylaşım linklerinin kullanıldığı dikkate alındığında geleceğimizin pekte parlak olmadığını anlamak zor olamasa gerek.
İşte bu anlamda değerli öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir. Unutmayalım ki Fatihleri yetiştiren Akşemsetinler, Molla Güranilerdir. İlme ve ilim emektarlarına değer verdiğimiz ölçüde yeni bir medeniyetin inşasını yapabiliriz. Yoksa gündelik politikalarla bir yere varılamaz. Bir zamanlar Gümüşhane’de ‘Gümüşhane Okuyor’ diye proje konuşuluyordu. Ne oldu okuyan Gümüşhane’ye popülist yaklaşımların sonu budur. Bir zaman gündem olur sonra unutulur gider.
Meselelere popülist yaklaşımın sonu budur. Meseleye Fatih’in baktığı nazardan bakarsanız. Eğitime o dönemim Fransa’sının devlet bütçesinin dört katı büyüklüğünde bir bütçe ayırırsınız. Kendi açtığı medreseye ancak sınavla girebilirsiniz. İlim adamları ve müderrisler toplumun en itibarlı mevkisinde bulunurlar.
Bugün içimizden bir Fatih, bir Selim çıkmıyorsa sorunu uzaklarda aramaya gerek yok. Bu sebep ile tekrar yeniden bir sıçrama yapacak eğitim modeline dönülme beklentisi ile tekrar öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutlarız.
Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2011, 10:23