'Doğduğum Topraklar Daha Güvenli'

25 yıllık Hollanda macerasının ardından Gümüşhane’nin Torul İlçesi Atalar Köyüne dönen Hüseyin Karabulut(49) kesin dönüş sebebini; kendileri için bu günkü Türkiye’nin Avrupa’dan çok daha güvenilir bir gelecek vaat etmesi şeklinde açıkladı.

'Doğduğum Topraklar Daha Güvenli'

25 yıllık Hollanda macerasının ardından Gümüşhane’nin Torul İlçesi Atalar Köyüne dönen Hüseyin Karabulut(49) kesin dönüş sebebini; kendileri için bu günkü Türkiye’nin Avrupa’dan çok daha güvenilir bir gelecek vaat etmesi şeklinde açıkladı.

İlk olarak 1 Eylül 1961 yılında o dönemki adıyla Federal Almanya ile yapılan anlaşma gereği başlayan Avrupa’ya işçi göçünün üzerinden tam 56 yıl geçti. 2. Dünya Savaşı sonrası iş piyasasında el emeğine duyulan gereksinme sonucu kimi Avrupa ülkeleri tarafından Türk işçileri için ardına kadar açılan kapılar, son yıllarda artan yabancı işçi ve özellikle de kendi kültürünü yaşamaya, yaşatmaya devam eden Türk karşıtlığı ile yeni bir boyut kazanmış durumda.

Geri dönüş İçin Fırsat Kolluyorlar

Yine Avrupa ülkelerinde çalışan yabancı işçilerin ülkelerine geri dönüşünü özendirme kapsamında çıkartılan yasalar birçok Türk işçisinin geri dönüşlerinde etkili olurken bu gün Avrupa’daki sosyal, siyasal ve kültürel baskılar ile genç yaşlı birçok vatandaşımız, geri dönüş yapmak zorunda bırakıldı. Gurbette yaşayan vatandaşlarımızdan çeşitli mecburiyetler nedeni ile dönemeyenler ise dönüş için fırsat kollar hale getirildi.

Özendirme Yasası İle Geri Döndü

Geri dönüş için yapılan özendirme yasaları kapsamında genç yaşında malulen emekli olarak doğduğu topraklara kesin dönüş yapan Hüseyin Karabulut(49), daha 20 yaşındayken gittiği Hollanda’da 25 yıl çalıştığını kaydederek, kesin dönüş kararını Türk kültürü ile yaşamak isteyenlere uygulanan ötekileştirme politikaları nedeniyle aldığını söyledi.

“Şartlar Aynı Olsa Hollanda’da Türk Kalmaz”

Yurt dışında kaldığı süre boyunca Hollanda’nın Roterdam kentinde bulunan bir tersanede kaynakçı olarak çalıştığını belirten Karabulut, “Ben 2015 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaptım. Dönemin Hollanda Hükümeti 45 yaşını dolduran yabancı işçiler için malulen emekli olup dönüş yapabilecekleri bir kanun çıkardı. Şu anda yaş sınırını 55 yaşına çektiler. Ben inanıyorum ki 45 yaş şartı devam ediyor olsa Hollanda’da örf ve ananelerine göre yaşayan hiçbir Türk kalmazdı” dedi.

“Onlar Gibi Olduğun Takdirde Sorun Yok “

Hayatının büyük bir bölümünü Avrupa’da yaşamış, orada çalışmış bir işçi olarak Avrupa’nın bitmekte olduğunu ifade eden Karabulut, “İş noktasında olsun, yaşam şartları olsun yabancılar için işler her geçen gün zorlaştırılıyor. Hele hele de Türklere. Kültürel bağlarını koruyan, Müslüman kimliğini ön planda tutarak yaşamaya çalışan, Avrupa’nın kokuşmuş sosyal hayatına girmekten kendini koruyan Türklere hiçbir zaman iyi gözle bakmadılar. Yıllar önce çiçeklerle karşıladıkları bizleri kapı dışı etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Onların kültürüne, değer yargılarına sahip olursan, daha doğrusu onlar gibi olduğun takdirde sorun yok. Diğerlerinden olursan Türk’sün ve ülkene geri dönmelisin şeklinde bakıyorlar” diye konuştu.

“Daha Mutlu, Daha Huzurlu ve Daha Güven İçerisindeyim “

Geri dönüş kararında memleket hasretinin de önemli bir paya sahip olduğunu dile getiren Karabulut, “1989’da Hollanda’ya veya bir başka Avrupa ülkesine gitmek herkesin hayali idi. Gerek o dönemlerde Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durum gerekse Avrupa ülkelerinin bu güne göre farklı bakış açıları nedeniyle gençlerin birçoğu yeni ve iyi bir gelecek için Avrupa hayalleri kuruyordu. Tıpkı benim gibi. Bu hayaller ile birlikte Hollan’daya gittim orada kaldığım süre içerisinde memleket hasreti ve çocuklarıma öz vatanımda bir gelecek kurma isteği en büyük arzumdu. Tabi şartlar her istediğinize izin vermiyor. Yeni nesil dönüş noktasında çok istekli olmuyor. Benim 3 çocuğumdan büyük olan kızım orada evlenip yerleşti. Oğlum ve küçük kızımı yanıma alarak eşimle birlikte 2015 yılında doğduğum topraklara geri döndüm. Çocuklarım Gümüşhane’de okullarına devam ediyor. Ben de köyde değişik işler yaparak hayatımı sürdürüyorum. Son olarak devletimizin yaptırmakta olduğu orman yolunda ağaç kesim işi yapıyorum. Belki daha ağır bir iş ancak inanın her şartta Avrupa’da geçirdiğim günlerden daha mutlu, daha huzurlu ve daha güven içerisindeyim. Almış olduğum kararın ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum” ifadelerini kullandı.

Haberin Kaynağı: Gümüşkoza Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER