Rektörlük binası önünde açıklama yapan Çelik, yer değişikliği, ödenekler ve mali haklarda iyileştirme taleplerini dile getirerek YÖK ve ilgili kurumlara acil düzenleme çağrısında bulundu.
Memur-Sen ve diğer sendikaların da destek verdiği basın açıklamasında Çelik, toplu sözleşme kararının hayata geçirilerek üniversite idari personeline yer değişikliği hakkı verilmesini istedi.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olarak istihdam edilen üniversite idari personelinin kadro ve pozisyon unvanları itibarıyla her bir üniversitede aynı yeterliliğe sahip olarak aynı işi yapmalarına rağmen bakanlık ve taşra teşkilatı bulunan diğer merkezî kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan idari personelin il veya kurumlar arasında yer değişikliğine benzer bir merkezi yer değişikliği hakkına sahip olmadığını hatırlatan Çelik, “Üniversite idari personelinin, bir diğer üniversiteye yer değişikliği yapabilmesi, kadrosunun bulunduğu üniversitenin muvafakatine bağlıdır. Bu muvafakatin verilmemesi uzun dava süreçlerine neden olmakta; çoğu zaman yer değişikliği yapılmak istenen üniversite, personel ihtiyacı için beklemek zorunda olmadığı için lehe sonuçlanan muvafakat davalarından dahi sonuç alınamamaktadır. Mevzuatsal boşluktan kaynaklanan, kapsayıcılığı olmayan, dar çerçevede yapılan üniversite yönergeleri, hakkaniyetle uygulanmadığı gibi keyfi ve farklı uygulamalar ciddi mağduriyetler doğurmaktadır. Bu durum üniversitelerde görev yapan idari personellerimizin moral ve motivasyonlarını olumsuz etkilemekte ve kurumlarda ki çalışma barışını bozmakta ve kurumsal aidiyetlerini yitirmelerine sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak çıkış yolu bulamayan üniversite idari personelleri mecburiyete dayalı olarak istifa etmekte, eşler arasında aile bütünlüğü bozulmakta ve psikolojik problemler gibi birçok toplumsal ve sosyal sorunlar yaşamaktadırlar” dedi.
Birçok üniversitenin diğer üniversitelere yer değişikliği yapmak isteyen idari personelinin bu taleplerini yönergeler aracılığıyla düzenlediğini hatırlatan Çelik, “Bu yönergelerde, yer değişikliği yapmak isteyen idari personel için asgari görev yapma süresi, kadro unvanı ve hizmet sınıfı bazında kontenjan veya geçerli mazeret gibi şartlar aranmaktadır. Ancak bu yönergelerin yeknesak olmadığı ve uygulama birliği sağlanamadığı gibi diğer üniversiteleri bağlayıcı hükümler tesis edemediği açıktır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 52. maddesinin (f) bendindeki “üniversitelerde görevli memur ve diğer görevlilerin Yükseköğretim Kurulu Başkanı tarafından yükseköğretim üst kuruluşları veya yükseköğretim kurumları arasında atanabilecekleri” hükmü, üniversite idari personelinin üniversiteler arasında yer değişikliğinin hukuki dayanağının mevcut olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanında Eğitim-Bir-Sen’in gayretleri sonucunda Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmet Kolu 6. ve 7. dönem Kamu Görevlileri Toplu Sözleşmesi’nde idari personelin yükseköğretim kurumları arasında yer değişikliği konusunda taraflarca çalışma yapılması kararlaştırılmış; bu bağlamda YÖK ve Cumhurbaşkanlığı nezdinde çalışmalar yürütülmüş ise de henüz işleyen bir sistem ortaya konulamamıştır. Bu nedenle, üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği işlemlerinin, halen bir kısım üniversiteler tarafından yapılan, ancak hâliyle diğer üniversiteleri bağlamayan, münferit yönergeler yerine toplu sözleşme hükmünden hareketle, YÖK Başkanlığı eliyle, üniversiteler arası merkezî yer değişikliğine imkân tanıyacak şekilde hukuki ve fiilî bir düzenleme yapılması gereklidir” diye konuştu.
Yine üniversitelerin kanayan bir yarası olan keyfi uygulamalar ile liyakat ve ehliyete bakılmaksızın hülle yolu ile yapılan idareci atamalarının üniversitelerde görev yapan idari personellerin kariyer planlaması kapsamında kurumlarda yaşadıkları en büyük motivasyon kayıplarından birisi olduğunu dile getiren Çelik, “Bu kapsamda YÖK tarafından kişilerin keyfi takdir yetkilerine inisiyatif bırakmayacak şekilde, tüm çalışanları kapsayacak, adil ve objektif olarak, görevde yükselme ve unvan değişikliği kriterlerindeki yasal düzenlemenin de ivedilikle yapılmasını talep ediyor ve bekliyoruz. Üniversitelerdeki idari personele eğitim-öğretim ödeneği ve geliştirme ödeneği de verilmelidir. Üniversitelerde görev yapan idari personel, eğitimin ayrılmaz bir parçası olup, eğitim-öğretim sürecine önemli katkılar sunmaktadır. Ancak idari personel, eğitim-öğretim ödeneği ve geliştirme ödeneğinden faydalanamamaktadır. Eğitimde eşitlik ve adaletin sağlanması adına, bu ödeneklerin idari personele de verilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda ivedi olarak mevzuat çalışmasının yapılarak, hakkaniyet çerçevesinde, eşitliğin sağlanması için yetkililere buradan sesleniyoruz” ifadelerini kullandı.
Eğitim-Bir-Sen 2 No’lu Şube Başkanı Bahtiyar Çelik, makam tazminatı hakkının üniversitelerde görev yapan daire başkanlarına da verilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Daire başkanı kadro ünvanlı kamu personeli arasında, kadrosunun bulunduğu kamu kurumundan kaynaklı olarak, ücrette farklılık getiren, söz konusu düzenlemelerin, Anayasa’nın 10. ve 55. maddelerine, kamu hizmetinin eşit iş yapılarak verilmesine karşın, aynı ücreti alamayan, çalışanların motivasyon ve verimliliğini olumsuz etkilemesi nedeniyle de çalışma barışının sağlanmasını öngören Anayasa’nın 49. maddesine, ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 23/2. maddesinde yer alan “eşit işe eşit ücret” ilkesine de aykırı olduğu açıktır. Merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkı üniversite daire başkanlarına da verilmelidir. Harcama sorumlusu olarak hukuki ve mali yükümlülük altında bulunan üniversite daire başkanlarının özlük hakları, görev, yetki ve sorumluluklarıyla orantılı değildir” dedi.
Öğretim elemanlarının mali haklarının da iyileştirilmesi gerektiğini belirten Çelik, “Öğretim elemanları, “eşit işe eşit ücret” uygulaması olarak bilinen, 666 sayılı KHK düzenlemesinde, en fazla ihmal edilen kesim olarak, ücretlerinde diğer meslek gruplarıyla orantılı bir artış gerçekleşmeyen, nadir meslek gruplarından biri olmuştur. Bu durum, üniversite camiasında ve kamuoyunda, çalışma hayatındaki kamu yönetimine ve adalete olan güveni ciddi ölçüde zedelemektedir. Son yıllardaki enflasyonist ortamda, mali haklarında reel bir artış gerçekleşmeyen, aksine reel bir kayıp yaşayan öğretim elemanları, ciddi ölçüde itibar kaybına uğramaktadır. Bu itibarla öğretim elemanlarının mali haklarında artış sağlanması yönünde bir düzenleme yapılması elzemdir. Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır. Araştırma görevlileri en fazla üçüncü dereceye kadar ilerleyebildikleri için yeşil pasaport alamamaktadırlar. Bu durumda araştırma görevlileri, yurt dışı araştırma, çalışma, uluslararası çalıştay, sempozyum ve benzeri bilimsel toplantılara katılmak için yurt dışı çıkışlarında yeşil pasaport alamadıkları için bu pasaportun sağladığı kolaylıklardan faydalanamamakta; bu ise uluslararası nitelikteki bilimsel çalışmalarını sekteye uğratmaktadır. Araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınmalıdır” diye konuştu.
Açıklamasında sorunlara çözüm üretilinceye kadar, mücadele etmeye, yer değişikliği talebini dile getirmeye devam edeceklerini vurgulayan Çelik, “Öğretim elemanlarının ek ödemelerinde iyileştirme, geliştirme ödeneğinin süresinin uzatılması, üniversite ve YÖK disiplin kurullarına sendika temsilcilerinin katılımının sağlanması, jüri üyeliklerine ücret verilmesinin sağlanması, lojmanda yüzde 15’in idari personele tahsisi, lojman komisyonuna sendika temsilcisinin katılımı, ikinci öğretimde fazla çalışma ücretinde kapsamı genişletme, bazı üniversite çalışanlarının ek tazminatlarında artış, üniversitelerde itfaiyeci kadrolarında bulunanların hizmet sınıfının yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmesi, üniversite yurtlarında fazla çalışma ücreti artışı, sözleşmeli üniversite çalışanlarının kadroya kavuşturulması, ek göstergelerin iyileştirilmesi, 50/d’li araştırma görevlilerinin 33/a’ya geçişi gibi önemli adımların atılmasını sağlamış, Üniversite çalışanlarına yönelik birçok konuda kayda değer adımların atılmasını sağlayan bir teşkilat olan Eğitim-Bir-Sen olarak, akademisyenlerin ücretlerinin iyileştirilmesi, merkezî idare daire başkanlarına tanınan makam tazminatı hakkının üniversite daire başkanlarına da verilmesi, araştırma görevlilerine yeşil pasaport alabilme hakkı tanınması için gayret sarf etmeye; üniversite idari personelinin üniversiteler arası yer değişikliği hakkı mücadelesinin bayraktarlığını yapmaya, somut bir çözüm üretilinceye kadar emek harcamaya, haklı ve yerinde talebi ısrarla dile getirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Üniversite çalışanı idari personel istiyor ki üniversiteyi rektör değil kendileri idare etsinler, herşey istedikleri gibi olsun. Duyuyoruz, kendilerinin yapmaları gereken onlarca evrak işini bile akademik personelin üzerine yıkıyorlar. Bölüm başkanları daire başkalarının tahakkümüne girmiş, işleri bile olmayan konularda mesai harcıyorlar. Yahu güçleri yetse lojmanlardan akademik personeli çıkarıp tamamına kendileri yerleşecek kadar da yüce gönüllüler. Vb. Yazabileceğimiz onlarca konu varken idari personelin bu eylemi yapabilmeleri yaşadıkları güç sarhoşluğunun sonucu olsa gerek.