İçinde bulunduğumuz kış mevsiminde artan grip ve soğuk algınlığı vakalarına karşı Dr. Ali Çıtlak uyarı ve korunma önerilerinde bulundu.
Kış mevsiminde en fazla mevsimsel gribe rastlanıldığını kaydeden Çıtlak, “Grip, bir solunum yolu hastalığıdır. Her kış ve bahar aylarında daha sık görülür. Genellikle ani bir başlangıçla yüksek ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, halsizlik, kuru öksürük ve boğaz ağrısıyla ortaya çıkar. Kişiden kişiye ağırlıklı olarak damlacık yoluyla, öksürme ve hapşırmayla bulaşır. Hızlıca yayılma eğilimindedir. Dolayısıyla salgınlar ortaya çıkarma konusunda oldukça yüksek bir potansiyeli vardır. Solunum yoluyla vücuda girdikten 1-2 gün sonra çoğalmaya başlar ve şikayetler ortaya çıkar. Çoğu kişi 1 hafta içerisinde ilaç tedavisine ihtiyaç duymadan iyileşir. Ancak risk gruplarında hastalık hızlı bir şekilde seyretmeye ve bazen kötü sonuçlanma eğilimi kazanabilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar, altta yatan başka bir kronik hastalığı olan kişilerde bir takım komplikasyonlar sonucu hayatlarını dahi kaybedebilirler” dedi.
Kış mevsiminde griple birlikte soğuk algınlığı rahatsızlığının da sık görüldüğünü aktaran Dr. Ali Çıtlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Bir de soğuk algınlığı dediğimiz bir hastalık var. Halk arasında griple oldukça sık karıştırılan ve aynı olarak algılanan bir hastalıktır. Ancak aralarında bir takım farklılıklar vardır. Soğuk algınlığı yani nezle dediğimiz hastalık, çok daha hafif seyirli bir hastalıktır. Benzer belirtilere sahip olmakla birlikte soğuk algılığında ateş baş ağrısı, vücut kas ağrısı, halsizlik ve kuru öksürük daha nadir görünür. Bunun yanı sıra boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı ve burun akıntısı gibi şikayetler daha ön plandadır. En önemli ayrımlarından bir tanesi de özellikle soğuk algınlığı ayakta geçebilecek bir hastalık iken grip biraz daha bizi yatağa düşüren ve ağır seyreden bir hastalık olarak ortaya çıkar. Daha çok öksürme, hapşırma yoluyla bulaşır ya da temas edilen yüzeylere kişilerin dokunmasıyla da bulaşabilir.”
Kış hastalıklarından korunmanın en önemli yönteminin fiziksel temastan uzak durmak ve hijyen olduğunu ifade eden Çıtlak, “Bizim için en önemli korunma yöntemlerinden bir tanesi kişiden kişiye bulaşmayı engellemek. Özellikle soğuk havalarda, öpüşme, sarılma, tokalaşma gibi fiziksel temas gerektiren işlevlerden olabildiğince uzak durmalıyız. Yüzey alanlarının çok iyi temizlenmesi ve hijyene dikkat edilmesi gerekiyor. Birden fazla kişinin kullandığı kapı kolları, masa, bardak gibi eşyaların yüzeyleri, bir ölçek çamaşır suyuna 9 ölçek suyun karıştırılarak elde edilen sıvıyla sıklıkla silinmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Boğaz enfeksiyonu ve kansızlık hastalıklarının da kış mevsiminde sıklıkla görüldüğünü ifade eden Dr. Çıtlak, “Bu hastalıklar B ve D vitamini eksikliğinin göstergesi olup yetersiz ve dengesiz beslenme sebebiyle artış göstermektedir. Bu hastalıklarından korunmak için fastfood gibi yiyeceklerden uzak durup, taze sebze ve meyve tüketiminin diğer mevsimlere göre fazla olmalı. Taze sebze ve meyve tüketmenin yanında bol su içmek hastalıklardan korunmak için önemlidir” ifadelerini kullandı.
Haber: Metin Karakoç
Haberin Kaynağı: Kuşakkaya Gazetesi
Sayın Dr. Ali bey adamsın