Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen konferans Üniversitenin Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün'ün konuşmacı olarak katıldığı konferans saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Berat Sarıkaya, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Uygulama ve Araştırma Merkezi’miz yaklaşık 5 yıldır faaliyet göstermektedir. Özellikle bütün insanlığın merhamet vicdan ve adaletinin sınandığı bu günlerde böyle anlamlı bir konu seçilmesini de çok önemli buluyorum. Zira içinde bulunduğumuz çağda bütün dünyanın gözü önünde bir katliama şahit olmaktayız. Bugün sadece Filistin değil, zihinlerimiz ve kalplerimiz de işgal altındadır. Her geçen gün insanlığımızı, vicdanlarımızı ve merhamet duygularımızı da terk ediyoruz. Bu değerleri kaybetmemek adına her organizasyonda ve her platformda yapılan zulmü dile getirmek ve bu vahşeti lanetlemek gerektiğine inanıyorum. Filistin’de gerçekleştirilen sivil katliamı lanetliyor, bu cinnet halinin bir an önce son bulmasını diliyorum. Adil bir toplum meydana getirmek hepimizin üzerinde çalışması gereken bir hedeftir. Ancak bu hedefe ulaşmak için bireyler arasındaki bağları güçlendirmemiz, farklılıkları anlamamız ve karşılıklı saygı temelinde bir araya gelmemiz gerekmektedir. Her birimizin burada bu konuda bir şeyler öğrenmek ve paylaşmak için bulunduğunu bilmek beni son derece mutlu ediyor. Unutmayalım ki bir kişi bile değişime öncülük edebilir ve bu salonda bulunan her bir birey toplumsal dönüşümde birer katalizör olabilir. Bu konferansın merhametli bireylerin ve adil toplumun inşasına yönelik ilham verici ve bilgi verici bir platform olmasını diliyorum. Hep birlikte daha güçlü, daha adil ve daha merhametli bir gelecek için çaba göstermeye devam edelim” dedi.
Katılımın yoğun olduğu programda davet için teşekkürlerini dile getiren Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün, memleketi olan Gümüşhane’ye gelmeyeli epey zaman olduğunu belirterek, “Merhametli birey adil toplum aslında güncele çok önceden dokunan bir konudur. Şimdi örtük ya da açık bir şekilde dindar insanlar şunu hep düşündüler. Allah’a inanan, zor zamanında yanımızda olacağına güvenen, hatta şah damarımızdan bile yakın olduğuna inandığımız bir varlık. O’na en çok ihtiyaç duyduğumuz anda yok. İşte Gazze’den de bunu düşünüyor olabilirler mi? Düşünüyor olabilirler. İnsan olan geçmişin hüznünü ebediyen asla omuzlarında taşımaz. Bir hata yapmış veya bir günah işlemiş olabilirsiniz. Azıcık vicdanı olan bir insan onun altında sürekli ezilir. Oysa hukukta bile unutulma hakkı vardır. 30 yıl önce işlemiş olduğunuz bir suçtan dolayı dilekçe verirsiniz unutmak, unutulmak istersiniz. Doğrusu da budur. Peki, başkası beni bu şekilde kınamasın derken, ben kendi geçmişimdeki beni üzebilecek bu tür suçları, günahları sürekli vicdanımda tutayım mı? Hayır, onları unutacaksın! Onları hüzne sevk edecek hiçbir şeyi insanlar sürekli bugünlere getirmezler. Bu toplumlar için de böyledir. Acınız veya öfkeniz ne kadar derin ise intikam hırsınız da o kadar yüksek olur. Toplumlara yapılabilecek en kötü şey budur; Yüzleş konuş ama unut! Her doğan çocuğun aklına sokma, kendi çocuğumuzun bile geçmiş tarihin kötü örnekleriyle yetiştirmekten vazgeçmek lazım” diye konuştu.
Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün’e konuşmasından dolayı teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, “Hocamıza öncelikle çok teşekkür ediyorum. Anlattığı konularla ruhumuz doydu. Kendilerini, kendi topraklarında, kendi Üniversitesinde ağırlamanın mutluluğunu yaşadık. Seçilen konu son derece anlamlıydı. ‘Merhamet’ konusu insanların ve toplumların temel meseleleri arasında yer alıyor. Bu kutsal kitabımız Kur-anı Kerim’in en önemli temalarından da birisidir. Bunun önemine binaen de felsefeden sosyolojiye, hukuktan dine ve eğitime kadar birçok bilim dalının en önemli araştırma konularından bir tanesidir. Bunu aldığımız zaman o kelimenin yerini şiddet alıyor. İnsana, hayvana, kadına, erkeğe, öğrenciye ve çocuğa şiddet alıyor. Güncel yaramızın sebebi de merhametsizliktir. Yıllarca Avrupa’da batıda öldürülerek öldürmeyi öğrenen Yahudiler, 1948’den sonra sık sık yaptıkları gibi o bölgede Filistinli kardeşlerimizi 7 Ekim’den itibaren de Gazze ve Batı Şeria’da öldürmeye devam ediyorlar. İsrail’in beşinci başbakanı İzak Rabin, lakabı Kemikkıran Rabin’di. Çünkü askerlere Filistinli çocukların kemiklerinin kırılmasını emrediyordu. Merhamet olsa bir başbakan böyle bir emir verebilir mi? Bunun gibi bir kadın milletvekili ‘bir kurşunla iki can alın’ diye İsrailli askerlere hamile kadınların karınlarından vurulmasını telkin ediyordu. Ama Yaratıcının rahmeti, hepimizin hatırladığı bir Firavun hayatı var. İsrail oğullarından bir erkek çocuğun saltanatına son vereceğini öğrendiğinde Firavun, bütün Yahudi erkek çocukları öldürtmüştü. Ama Allah kendi sarayındaki Hz. Musa’ya onun tahtını, saltanatını sona erdirme gücü ve iradesini verdi. İnsanlık tarihi kadar eski Hz. Adem’in çocuklarına belki merhamet kavramını Habil-Kabil mücadelesine kadar götürmek mümkündür. Hocamız yarınlar için düne göre tablonun daha iyi olacağına dair çok çarpıcı örnekler verdi. Dualarımız, dileğimiz ve temennilerimiz eğitim yoluyla çözüleceğine inandığımız bu temel problemimizin bir an önce çözülmesidir. Ruh sağlığı yerinde olan her insanın taşıması gereken yaratılışta var olan merhamet kavramı bizi biz yapan kavramlardan biridir. Hocamız çok farklı yönleriyle bugün ruhumuzu doyurdu. Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün hocamıza aramızda bulunmasından ve değerli bilgilerinden dolayı çok teşekkür ediyorum. Kendilerini Üniversitemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduk” ifadelerini kullandıktan sonra kendisine plaket takdim etti.