Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Mustafa Altunbay, Gümüşhane maden bölgesinin Osmanlı döneminde apayrı bir ekol olduğunu söyledi.
Altunbay, Gümüşhane Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından düzenlenen “15 ve 18. Yüzyılda Osmanlı'da Madencilik Faaliyetleri ve Gümüşhane Madenleri” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirilen konferansta konuşan Altunbay, ilk olarak Osmanlı’da ki madencilik faaliyetlerini anlattıktan sonra Gümüşhane bölgesindeki madenleri irdeledi.
“MADENCİLİK SEKTÖRÜ OSMANLI’DA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYORDU”
Madencilik sektörünün Osmanlı’da umulmadığı kadar değer taşıdığını kaydeden Altunbay, “Madencilik demek aynı zamanda silah sanayi demek, kuvvetli bir ordu demek. Osmanlı gibi muazzam bir imparatorluğun en çok önemsediği şeylerden birisi de madencilik faaliyetleridir. O muazzam orduyu donatabilmek ve teçhiz edebilmek ancak madenlerle mümkün olabilir.” dedi.
Küçük bir beylikten İmparatorluğa dönüşen Osmanlı’da madenciliğin Fatih Sultan Mehmet’ten sonra esaslı bir değişikliğe gittiğini dile getiren Altunbay, 18. yüzyıla kadar oldukça teknik olarak işletilen madenlerin bu tarihten sonra teknolojik yetersizlikler nedeniyle söndüğünü söyledi.
“GÜMÜŞHANE MALİ ANLAMDA OSMANLI’NIN EN ÖNEMLİ BÖLGELERİNDEN BİRİSİ”
Gümüşhane’nin Osmanlı’yı mali anlamda destekleyen en önemli bölgelerden birisi olduğunu altını çizen Altunbay, “Fatih döneminde buralar fethedildi ve maden üretimi devam etti. Fatih Sultan Mehmet han, bu bölgedeki eski madenleri yeniden revize etti. O dönemde bütün bu işletmeler yüksek bir teknolojiyle işletildi. Ülkede 100 bine yakın nüfus bu sektörde çalıştı. Gümüşhane’de de bu rakamın bin-bin 500 arasında olduğu tahmin ediliyor. Anadolu ve Rumeli’de çok büyük alanlar fethedilirken maden sahalarının bol olduğu, bereketli topraklara öncelik verildi.” dedi.
Gümüşhane bölgesinin Osmanlı’nın maden bölgeleri arasında apayrı bir ekol olduğunun altını çizen Altunbay, şöyle konuştu: “Gümüşhane çok eskiden beri Roma döneminden beri geniş bir maden bölgesi. Bu şehir eskiden beri gümüş ve altın üretilen bir yer. Fatih’in bölgeyi fethinden sonra madencilik burada yeniden canlandı. Şehrin genelinde bir düzineye yakın maden sahaları vardı. Gümüşhane’de darphane de kuruldu.”
“18.YÜZYILDAN SONRA TEKNOLOJİK ZAYIFLAMA NEDENİYLE MADENLER SÖNDÜ”
Osmanlı’da maden işletmeciliğin 18.yüzyılın ilk yarısından itibaren gerilemeye başladığını, özellikle Gümüşhane’de ki sahaların körelmeye, sönmeye başladığını kaydeden Altunbay, bunun gerekçesi olarak da madenlerdeki teknolojinin zayıflamasını gösterdi.
“DEVLET MADENCİLİĞE O ZAMAN DA DEĞER VERİYORDU, ŞİMDİ DE DEĞER VERİYOR”
Devletin bu zaman diliminden sonra Gümüşhane bölgesindeki madencileri Anadolu’da ki diğer madenlere geçici olarak gönderdiğini hatırlatan Altunbay, “Devletin o zaman da önemsediği ve hala önemsediği değerli bir sahadır Gümüşhane.” ifadelerini kullandı.
Konferans, soru cevap bölümü ile son buldu.
Güncelleme Tarihi: 25 Mart 2014, 17:08
Altunbay, Gümüşhane Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü tarafından düzenlenen “15 ve 18. Yüzyılda Osmanlı'da Madencilik Faaliyetleri ve Gümüşhane Madenleri” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salonda gerçekleştirilen konferansta konuşan Altunbay, ilk olarak Osmanlı’da ki madencilik faaliyetlerini anlattıktan sonra Gümüşhane bölgesindeki madenleri irdeledi.
“MADENCİLİK SEKTÖRÜ OSMANLI’DA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYORDU”
Madencilik sektörünün Osmanlı’da umulmadığı kadar değer taşıdığını kaydeden Altunbay, “Madencilik demek aynı zamanda silah sanayi demek, kuvvetli bir ordu demek. Osmanlı gibi muazzam bir imparatorluğun en çok önemsediği şeylerden birisi de madencilik faaliyetleridir. O muazzam orduyu donatabilmek ve teçhiz edebilmek ancak madenlerle mümkün olabilir.” dedi.
Küçük bir beylikten İmparatorluğa dönüşen Osmanlı’da madenciliğin Fatih Sultan Mehmet’ten sonra esaslı bir değişikliğe gittiğini dile getiren Altunbay, 18. yüzyıla kadar oldukça teknik olarak işletilen madenlerin bu tarihten sonra teknolojik yetersizlikler nedeniyle söndüğünü söyledi.
“GÜMÜŞHANE MALİ ANLAMDA OSMANLI’NIN EN ÖNEMLİ BÖLGELERİNDEN BİRİSİ”
Gümüşhane’nin Osmanlı’yı mali anlamda destekleyen en önemli bölgelerden birisi olduğunu altını çizen Altunbay, “Fatih döneminde buralar fethedildi ve maden üretimi devam etti. Fatih Sultan Mehmet han, bu bölgedeki eski madenleri yeniden revize etti. O dönemde bütün bu işletmeler yüksek bir teknolojiyle işletildi. Ülkede 100 bine yakın nüfus bu sektörde çalıştı. Gümüşhane’de de bu rakamın bin-bin 500 arasında olduğu tahmin ediliyor. Anadolu ve Rumeli’de çok büyük alanlar fethedilirken maden sahalarının bol olduğu, bereketli topraklara öncelik verildi.” dedi.
Gümüşhane bölgesinin Osmanlı’nın maden bölgeleri arasında apayrı bir ekol olduğunun altını çizen Altunbay, şöyle konuştu: “Gümüşhane çok eskiden beri Roma döneminden beri geniş bir maden bölgesi. Bu şehir eskiden beri gümüş ve altın üretilen bir yer. Fatih’in bölgeyi fethinden sonra madencilik burada yeniden canlandı. Şehrin genelinde bir düzineye yakın maden sahaları vardı. Gümüşhane’de darphane de kuruldu.”
“18.YÜZYILDAN SONRA TEKNOLOJİK ZAYIFLAMA NEDENİYLE MADENLER SÖNDÜ”
Osmanlı’da maden işletmeciliğin 18.yüzyılın ilk yarısından itibaren gerilemeye başladığını, özellikle Gümüşhane’de ki sahaların körelmeye, sönmeye başladığını kaydeden Altunbay, bunun gerekçesi olarak da madenlerdeki teknolojinin zayıflamasını gösterdi.
“DEVLET MADENCİLİĞE O ZAMAN DA DEĞER VERİYORDU, ŞİMDİ DE DEĞER VERİYOR”
Devletin bu zaman diliminden sonra Gümüşhane bölgesindeki madencileri Anadolu’da ki diğer madenlere geçici olarak gönderdiğini hatırlatan Altunbay, “Devletin o zaman da önemsediği ve hala önemsediği değerli bir sahadır Gümüşhane.” ifadelerini kullandı.
Konferans, soru cevap bölümü ile son buldu.