Gümüşhane Üniversitesi Şiran Mustafa Beyaz Meslek Yüksekokulu Öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Kemal Kurt, dünyada ilk kez Artvin’de bulunan yeni bir opilionid (otbiçen) türü keşfetti.
Gümüşhane Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünden yapılan açıklamada Artvin Cankurtaran geçidinde toplanan örneklerin değerlendirilmesi sonucu bilim dünyası için yeni olduğu anlaşılan bir tür opilionid (otbiçen) keşfi yapıldığı bildirildi.
Dünyada ilk kez tanımlanan bu türe, ilk tanımlandığı yer olan Artvin ilinin adının verildiği belirtilen açıklamada “Artvin adı artık bilim dünyasında ‘Rilaena artvinensis’ adıyla bu otbiçen türünde yaşatılacaktır. ‘Rilaena artvinensis’ 2015 türü, hayvan sistematiği konusunda dünyanın sayılı dergilerinin birinde yayımlandı. Otbiçenlerin, eklembacaklılar (Arthropoda) şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfında yer alan bir takım olup yalancı akrep, akrep, böğü, örümcek, ve kenelerle akrabalık ilişkileri vardır. Bu grubun üyelerine Avrupa’da çoban örümcekler anlamına gelen ‘‘shepherd spiders’’ terimi kullanılmıştır. Bu terimin kullanılmasının nedeni, otbiçenlerin hareketinin çobanların yürüyüşüne benzetilmesidir. Bazı Avrupa ülkelerinde çobanlar sürüyü daha iyi kontrol etmek için uzun çubuklar üzerinde yürürler. Ayrıca bu grubun üyeleri otlar arasında gezerken ve düşmandan kaçarken bacaklarının hareketi tırpan veya orak biçen bir çiftçiye benzediği için “otbiçen” terimi kullanılmıştır." denildi.
Tür sayısı bakımından otbiçenlerin, örümcek ve kenelerden sonra Arachnida sınıfının üçüncü büyük grubunu oluşturduğu söylenen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Şimdiye kadar dünyada 6 bin 534 tür tanımlanmıştır. Ülkemizde ise yaklaşık olarak 100 civarında tür bulunmaktadır. Kurt Opilionidler, insan derisini pençeleri yardımıyla ısırabilmektedirler. Fakat zehirli hayvanlar değildirler. Bu hayvanların vücutlarının ön tarafında bir çift salgı bezleri vardır. Opilionidleri elinize aldığımızda elinize bir sıvının damladığını görürsünüz. Bazı insanlar bu salgıya karşı oldukça hassastırlar. Bu koku çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu tür keşifler için dünyada çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Ülkemizdeki çalışmalar ise oldukça sınırlıdır. Dünyada yeni tür bulmak giderek zorlaşmaktadır. Bilim adamları keşfettikleri yeni türlere, kendi ülkelerine göre terimler vermektedirler. Dünyada tür sınıflandırma çalışmaları 1800’lü yıllarda başlamıştır. Geçmişte Anadolu’da yaşayan bitki ve böcek türleri, yabancı bilim adamları tarafından keşfedilerek tescillenmiştir. Ülkemizden bilim dünyasına tanıtılan birçok örnek izin alınmadan turist görünümlü kişiler tarafından toplanmış ve ülkemiz dışına çıkarılmıştır. Şu an çok sayıda örneğimiz Avrupa’nın değişik ülkelerinin müzelerinde depolanmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu jeolojik konum ve coğrafyasındaki farklılıklar biyoçeşitliliği zenginleştirmektedir. Anadolu’yu karış karış gezen bilim adamları, bitki ve hayvanları kendi adlarına tescil ettirmişlerdir. Sınıflandırmalara bakıldığında ya Avrupa’dan bir şehir ismi ya da yabancı bir kişinin ismine yer verilmiştir. Öğretim üyemiz Yrd. Doç. Dr. Kemal Kut’un gerçekleştirdiği çalışma bu yönüyle de büyük önem arz etmektedir. Bu zenginliği artırmak için otbiçenler gibi az bilinen hayvan grupları üzerinde çalışmaların artırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yeni keşfedilen gerek bitki gerekse hayvan türlerine Türkçe isimlerin verilmesi ülkemiz kültürüne ve tanıtımına önemli katkılar sağlayacaktır.”
Güncelleme Tarihi: 12 Şubat 2015, 09:02
Gümüşhane Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünden yapılan açıklamada Artvin Cankurtaran geçidinde toplanan örneklerin değerlendirilmesi sonucu bilim dünyası için yeni olduğu anlaşılan bir tür opilionid (otbiçen) keşfi yapıldığı bildirildi.
Dünyada ilk kez tanımlanan bu türe, ilk tanımlandığı yer olan Artvin ilinin adının verildiği belirtilen açıklamada “Artvin adı artık bilim dünyasında ‘Rilaena artvinensis’ adıyla bu otbiçen türünde yaşatılacaktır. ‘Rilaena artvinensis’ 2015 türü, hayvan sistematiği konusunda dünyanın sayılı dergilerinin birinde yayımlandı. Otbiçenlerin, eklembacaklılar (Arthropoda) şubesinin örümceğimsiler (Arachnida) sınıfında yer alan bir takım olup yalancı akrep, akrep, böğü, örümcek, ve kenelerle akrabalık ilişkileri vardır. Bu grubun üyelerine Avrupa’da çoban örümcekler anlamına gelen ‘‘shepherd spiders’’ terimi kullanılmıştır. Bu terimin kullanılmasının nedeni, otbiçenlerin hareketinin çobanların yürüyüşüne benzetilmesidir. Bazı Avrupa ülkelerinde çobanlar sürüyü daha iyi kontrol etmek için uzun çubuklar üzerinde yürürler. Ayrıca bu grubun üyeleri otlar arasında gezerken ve düşmandan kaçarken bacaklarının hareketi tırpan veya orak biçen bir çiftçiye benzediği için “otbiçen” terimi kullanılmıştır." denildi.
Tür sayısı bakımından otbiçenlerin, örümcek ve kenelerden sonra Arachnida sınıfının üçüncü büyük grubunu oluşturduğu söylenen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Şimdiye kadar dünyada 6 bin 534 tür tanımlanmıştır. Ülkemizde ise yaklaşık olarak 100 civarında tür bulunmaktadır. Kurt Opilionidler, insan derisini pençeleri yardımıyla ısırabilmektedirler. Fakat zehirli hayvanlar değildirler. Bu hayvanların vücutlarının ön tarafında bir çift salgı bezleri vardır. Opilionidleri elinize aldığımızda elinize bir sıvının damladığını görürsünüz. Bazı insanlar bu salgıya karşı oldukça hassastırlar. Bu koku çeşitli alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu tür keşifler için dünyada çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Ülkemizdeki çalışmalar ise oldukça sınırlıdır. Dünyada yeni tür bulmak giderek zorlaşmaktadır. Bilim adamları keşfettikleri yeni türlere, kendi ülkelerine göre terimler vermektedirler. Dünyada tür sınıflandırma çalışmaları 1800’lü yıllarda başlamıştır. Geçmişte Anadolu’da yaşayan bitki ve böcek türleri, yabancı bilim adamları tarafından keşfedilerek tescillenmiştir. Ülkemizden bilim dünyasına tanıtılan birçok örnek izin alınmadan turist görünümlü kişiler tarafından toplanmış ve ülkemiz dışına çıkarılmıştır. Şu an çok sayıda örneğimiz Avrupa’nın değişik ülkelerinin müzelerinde depolanmaktadır. Ülkemizin sahip olduğu jeolojik konum ve coğrafyasındaki farklılıklar biyoçeşitliliği zenginleştirmektedir. Anadolu’yu karış karış gezen bilim adamları, bitki ve hayvanları kendi adlarına tescil ettirmişlerdir. Sınıflandırmalara bakıldığında ya Avrupa’dan bir şehir ismi ya da yabancı bir kişinin ismine yer verilmiştir. Öğretim üyemiz Yrd. Doç. Dr. Kemal Kut’un gerçekleştirdiği çalışma bu yönüyle de büyük önem arz etmektedir. Bu zenginliği artırmak için otbiçenler gibi az bilinen hayvan grupları üzerinde çalışmaların artırılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yeni keşfedilen gerek bitki gerekse hayvan türlerine Türkçe isimlerin verilmesi ülkemiz kültürüne ve tanıtımına önemli katkılar sağlayacaktır.”