Gümüşhane’de 2013-2014 Adli Yıl açılışı nedeniyle tören düzenlendi.
Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtında düzenlenen törende ilk olarak Adliye ve Baro adına çelenkler anıta sunuldu.
Çelenk töreninin ardından konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karademir, adli yılın mülkün yani devletin temeli olan adaleti tevzii eden yargı mensupları için yoğun, bir o kadar da heyecanlı bir sürecin başlangıcı olduğunu söyledi.
“ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK”
Yargının 'nezaket' ve 'isabet' sözleriyle ifade edildiğini hatırlatan Karademir, "Sözde nezaket ve kararda isabet yoksa gösterilecek celadetin beyhude olduğunu bilir yargı mensupları. Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerektiğini, adaletsiz kuvvet ve kuvvetsiz adaletin iki büyük felaket olduğunu, malın cimride, silahın korkakta, kararın da zayıflarda olması halinde düzenin bozulduğunu bilir yargı mensupları ve iyi olmanın kolaylılığını, adil olmanın zorluğunu hep yaşarlar." dedi.
Karademir, konuşmasını "Adaletin bir gün herkese lazım olabileceği düşüncesinin yerleştiği ve kamu vicdanında adaletin tam olarak gerçekleştiği inancının pekiştiği bir yıl olması dileğiyle yeni adli yılın hayırlı olmasını dilerim" sözleri ile sonlandırdı.
“YARGI KUTSAL BİR GÖREVİ YÜRÜTÜYOR”
Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Asabil Yırtıcı ise devletin bekası için adalet anlayışının toplumda tesis edilmesi, devlet eliyle hakkın hak sahibine en makul sürede iade edilmesi gerekliliğinden hareketle yargının kutsal bir görev olduğunu söyledi.
Son yıllarda tarafsız ve bağımsız yargının güçlenmesi, hukuk devleti ilkesinin yerleşmesi için reformlar yapıldığını dile getiren Yırtıcı, "Şüphesiz bu yapılan düzenlemeler yeterli değildir. Fakat ortaya konacak yapıcı çözüm önerileri ile Türkiye'de hukuk devleti anlayışı tam olarak yerleşecek ve adalet mekanizması daha sağlıklı işleyecektir." dedi.
YARGIYA YÖNELİK ELEŞTİRİLER
Çevre ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin işleyen demokrasi ve yargısının öne çıktığını kaydeden Yırtıcı, şöyle konuştu: "Bununla birlikte kamuoyunda yargı ve verilen yargı kararları ile birçok eleştiri yapılmaktadır. Bu eleştirilerin bir kısmının uygulamadan kaynaklandığı kabul edilse bile bir kısmının da yasal mevzuattan kaynaklandığı görülmektedir. Hakim ve Savcılardan yasal mevzuata aykırı kararlar vermeleri beklenmemeli ve Hakim ve Savcılar eleştirilirken uygulamak durumunda kaldıkları yasal mevzuat göz ardı edilmemelidir."
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ’A YAPILAN SALDIRI
Konuşmasının bu bölümünde bahsettiği konunun son örneğinin geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yapılan saldırının ardından yaşandığını ifade eden Yırtıcı, “Talihsiz saldırının ardından, şahıs tutuklanmaya sevk edildi fakat tutuklanmadı. Çünkü tutuklama yasağı iki yılın altındaki suçlarda söz konusu. Burada da bize, size aynı şekilde benzer bir saldırı olsa, eğer verilecek ceza miktarı iki yılın altında ise, çok tahkir edici bir eylem bile olsa maalesef bu huşularda tutuklama kararı verilemiyor. Bunun sorumlusu da Hakimler ve Savcılar değildir. Elbette tutuklama ile ilgili çok eleştiriler yapılıyor. Tahliye edilmesi gerekir, kaçma şüphesi yok, deliller toplanmış fakat bunun yanında yasadan kaynaklanan durumlarda söz konusudur. Bunun da göz önüne alınarak yargı mensuplarının, avukatlarımızın, başkanlarımızın ve kamuoyunun buna göre eleştiri yapmaları gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“HAK KAYBINA UĞRAYANLARIN YERİ SOKAKLAR DEĞİL, ADLİ MAKAMLARDIR”
Yırtıcı, herkes için en güvenli yolun hukuk yolu olduğunu belirterek, hak kaybına uğrayan kimselerin adresinin sokaklar olmaması gerektiğinin altını çizdi ve şunları söyledi: “Hak kaybına uğrayanların başvuracağı yerler Adli makamlar olmalıdır. Çünkü devlet eli ile hak arayanlar mağdur olmazlar. Ancak yargıya başvurmaksızın ihkakı hak yöntemine başvuranlar aradıkları hakka kavuşamayacakları gibi mağduriyet yaşamaları da kaçınılmazdır. Bu yüzden herkesin hukuk yolunu tercih etmesi, nihayetinde verilecek yargı kararlarına saygılı davranması, eğer verilen kararları haksız buluyor ise itiraz ve temyiz yoluna başvurması takip edilmesi gereken en güvenli yoldur."
Törende son konuşmayı Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan yaptı. Yeni adli yılın hayırlı olması temennisinde bulunan Taştan, hem ülke hemde şehrin yargı gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
YENİ ADLİYE BİNASI TALEBİ
Adliyelerin yükünün her dönem ağır olan yerler olduğunu, ülkenin durumu dikkate alındığında bu yükün daha fazla artacağının göründüğünü kaydeden Taştan, Gümüşhane’de acilen yeni bir adliye sarayına ihtiyaç olduğunu, Kelkit, Şiran ve Torul ilçelerindeki adliye binalarının da oldukça eski olduğunu ve Kürtün ilçesinde de kapatılan adliyenin açılması gerektiğini söyledi.
MİT PROTOKOLLERİNE ELEŞTİRİ
Hukuk sistemindeki personel yetersizliğinin adaletin gecikmesine sebep olduğuna vurgu yapan Taştan, bazı suçlar için idam cezasının geri getirilmesini istedi ve MİT'in çeşitli kurumlarla yaptığı protokolleri kişi hak ve özgürlükler alanına müdahale olarak gördüklerini belirtti.
Ülke genelinde gündemde olan bir takım davaların devam ettiği sırada yapılan yasa değişikliklerinin adalete olan güveni sarstığını dile getiren Taştan, buna örnek olarak Şike Yasasını verirken, 1980 darbesi hakkında iddianame hazırladığı için, bir asker hakkında soruşturma başlattığı için HSYK tarafından görevlerinden men edilen savcılara yönelik yapılanları yargıya müdahale olarak değerlendirdi.
“GEREĞİNDEN FAZLA HUKUK FAKÜLTESİ AÇILDI”
Gereğinden fazla açılan Hukuk Fakültelerinin ülke ihtiyacının çok üzerinde hukukçu yetiştirdiğini de ‘Yerden mantar biter gibi ülkemizde hukuk fakülteleri açılmaktadır’ sözleriyle eleştiren Taştan, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yargıda iki başlılığın tamamen kaldırılması kapsamında askeri mahkemelerin tamamen kaldırılması, asker-sivil herkesin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğini ve Avukatların da meslekte kalite için sınava tabi olarak işe başlamaları gerektiğini söyledi.
“MISIR’DA DARBEYİ KINARKEN BİZ DARBE ANAYASASI İLE YÖNETİLİYORUZ”
Taştan, bugün hala 12 Eylül darbe anayasası ile yönetilmekten utanç duyduklarını da ifade ederek, “Mısırda yapılan darbeyi kınarken bizler hala darbe ürünü olan bir anayasa ile yönetiliyoruz. Bir an evvel özgürlükçü, ülkemiz tüm kesimlerini kucaklayan çağdaş, modern, eşitlikçi, herkesin kendisini ifade edebileceği bir anayasa yapılmalıdır. Hukuk devleti olmak sivil bir anayasayı gerektirir. Sivil bir anayasa olmadan hukuk devleti olmaz.” dedi.
Vali Vekili Cahit Karatepe, Garnizon Komutanı Albay Serhat Önder, Belediye Başkan Yardımcısı Bilal Özdener, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karademir, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Asabil Yırtıcı, Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan, hakim ve savcılar, baro üyesi avukatlar ve adliye çalışanlarının katıldığı tören Adliye Sarayında yapılan kokteyl ile son buldu.
Güncelleme Tarihi: 02 Eylül 2013, 18:08
Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtında düzenlenen törende ilk olarak Adliye ve Baro adına çelenkler anıta sunuldu.
Çelenk töreninin ardından konuşan Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karademir, adli yılın mülkün yani devletin temeli olan adaleti tevzii eden yargı mensupları için yoğun, bir o kadar da heyecanlı bir sürecin başlangıcı olduğunu söyledi.
“ADALET BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAK”
Yargının 'nezaket' ve 'isabet' sözleriyle ifade edildiğini hatırlatan Karademir, "Sözde nezaket ve kararda isabet yoksa gösterilecek celadetin beyhude olduğunu bilir yargı mensupları. Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olmaları gerektiğini, adaletsiz kuvvet ve kuvvetsiz adaletin iki büyük felaket olduğunu, malın cimride, silahın korkakta, kararın da zayıflarda olması halinde düzenin bozulduğunu bilir yargı mensupları ve iyi olmanın kolaylılığını, adil olmanın zorluğunu hep yaşarlar." dedi.
Karademir, konuşmasını "Adaletin bir gün herkese lazım olabileceği düşüncesinin yerleştiği ve kamu vicdanında adaletin tam olarak gerçekleştiği inancının pekiştiği bir yıl olması dileğiyle yeni adli yılın hayırlı olmasını dilerim" sözleri ile sonlandırdı.
“YARGI KUTSAL BİR GÖREVİ YÜRÜTÜYOR”
Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Asabil Yırtıcı ise devletin bekası için adalet anlayışının toplumda tesis edilmesi, devlet eliyle hakkın hak sahibine en makul sürede iade edilmesi gerekliliğinden hareketle yargının kutsal bir görev olduğunu söyledi.
Son yıllarda tarafsız ve bağımsız yargının güçlenmesi, hukuk devleti ilkesinin yerleşmesi için reformlar yapıldığını dile getiren Yırtıcı, "Şüphesiz bu yapılan düzenlemeler yeterli değildir. Fakat ortaya konacak yapıcı çözüm önerileri ile Türkiye'de hukuk devleti anlayışı tam olarak yerleşecek ve adalet mekanizması daha sağlıklı işleyecektir." dedi.
YARGIYA YÖNELİK ELEŞTİRİLER
Çevre ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'nin işleyen demokrasi ve yargısının öne çıktığını kaydeden Yırtıcı, şöyle konuştu: "Bununla birlikte kamuoyunda yargı ve verilen yargı kararları ile birçok eleştiri yapılmaktadır. Bu eleştirilerin bir kısmının uygulamadan kaynaklandığı kabul edilse bile bir kısmının da yasal mevzuattan kaynaklandığı görülmektedir. Hakim ve Savcılardan yasal mevzuata aykırı kararlar vermeleri beklenmemeli ve Hakim ve Savcılar eleştirilirken uygulamak durumunda kaldıkları yasal mevzuat göz ardı edilmemelidir."
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ’A YAPILAN SALDIRI
Konuşmasının bu bölümünde bahsettiği konunun son örneğinin geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a yapılan saldırının ardından yaşandığını ifade eden Yırtıcı, “Talihsiz saldırının ardından, şahıs tutuklanmaya sevk edildi fakat tutuklanmadı. Çünkü tutuklama yasağı iki yılın altındaki suçlarda söz konusu. Burada da bize, size aynı şekilde benzer bir saldırı olsa, eğer verilecek ceza miktarı iki yılın altında ise, çok tahkir edici bir eylem bile olsa maalesef bu huşularda tutuklama kararı verilemiyor. Bunun sorumlusu da Hakimler ve Savcılar değildir. Elbette tutuklama ile ilgili çok eleştiriler yapılıyor. Tahliye edilmesi gerekir, kaçma şüphesi yok, deliller toplanmış fakat bunun yanında yasadan kaynaklanan durumlarda söz konusudur. Bunun da göz önüne alınarak yargı mensuplarının, avukatlarımızın, başkanlarımızın ve kamuoyunun buna göre eleştiri yapmaları gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“HAK KAYBINA UĞRAYANLARIN YERİ SOKAKLAR DEĞİL, ADLİ MAKAMLARDIR”
Yırtıcı, herkes için en güvenli yolun hukuk yolu olduğunu belirterek, hak kaybına uğrayan kimselerin adresinin sokaklar olmaması gerektiğinin altını çizdi ve şunları söyledi: “Hak kaybına uğrayanların başvuracağı yerler Adli makamlar olmalıdır. Çünkü devlet eli ile hak arayanlar mağdur olmazlar. Ancak yargıya başvurmaksızın ihkakı hak yöntemine başvuranlar aradıkları hakka kavuşamayacakları gibi mağduriyet yaşamaları da kaçınılmazdır. Bu yüzden herkesin hukuk yolunu tercih etmesi, nihayetinde verilecek yargı kararlarına saygılı davranması, eğer verilen kararları haksız buluyor ise itiraz ve temyiz yoluna başvurması takip edilmesi gereken en güvenli yoldur."
Törende son konuşmayı Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan yaptı. Yeni adli yılın hayırlı olması temennisinde bulunan Taştan, hem ülke hemde şehrin yargı gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu.
YENİ ADLİYE BİNASI TALEBİ
Adliyelerin yükünün her dönem ağır olan yerler olduğunu, ülkenin durumu dikkate alındığında bu yükün daha fazla artacağının göründüğünü kaydeden Taştan, Gümüşhane’de acilen yeni bir adliye sarayına ihtiyaç olduğunu, Kelkit, Şiran ve Torul ilçelerindeki adliye binalarının da oldukça eski olduğunu ve Kürtün ilçesinde de kapatılan adliyenin açılması gerektiğini söyledi.
MİT PROTOKOLLERİNE ELEŞTİRİ
Hukuk sistemindeki personel yetersizliğinin adaletin gecikmesine sebep olduğuna vurgu yapan Taştan, bazı suçlar için idam cezasının geri getirilmesini istedi ve MİT'in çeşitli kurumlarla yaptığı protokolleri kişi hak ve özgürlükler alanına müdahale olarak gördüklerini belirtti.
Ülke genelinde gündemde olan bir takım davaların devam ettiği sırada yapılan yasa değişikliklerinin adalete olan güveni sarstığını dile getiren Taştan, buna örnek olarak Şike Yasasını verirken, 1980 darbesi hakkında iddianame hazırladığı için, bir asker hakkında soruşturma başlattığı için HSYK tarafından görevlerinden men edilen savcılara yönelik yapılanları yargıya müdahale olarak değerlendirdi.
“GEREĞİNDEN FAZLA HUKUK FAKÜLTESİ AÇILDI”
Gereğinden fazla açılan Hukuk Fakültelerinin ülke ihtiyacının çok üzerinde hukukçu yetiştirdiğini de ‘Yerden mantar biter gibi ülkemizde hukuk fakülteleri açılmaktadır’ sözleriyle eleştiren Taştan, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde yargıda iki başlılığın tamamen kaldırılması kapsamında askeri mahkemelerin tamamen kaldırılması, asker-sivil herkesin sivil mahkemelerde yargılanması gerektiğini ve Avukatların da meslekte kalite için sınava tabi olarak işe başlamaları gerektiğini söyledi.
“MISIR’DA DARBEYİ KINARKEN BİZ DARBE ANAYASASI İLE YÖNETİLİYORUZ”
Taştan, bugün hala 12 Eylül darbe anayasası ile yönetilmekten utanç duyduklarını da ifade ederek, “Mısırda yapılan darbeyi kınarken bizler hala darbe ürünü olan bir anayasa ile yönetiliyoruz. Bir an evvel özgürlükçü, ülkemiz tüm kesimlerini kucaklayan çağdaş, modern, eşitlikçi, herkesin kendisini ifade edebileceği bir anayasa yapılmalıdır. Hukuk devleti olmak sivil bir anayasayı gerektirir. Sivil bir anayasa olmadan hukuk devleti olmaz.” dedi.
Vali Vekili Cahit Karatepe, Garnizon Komutanı Albay Serhat Önder, Belediye Başkan Yardımcısı Bilal Özdener, Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karademir, Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Asabil Yırtıcı, Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan, hakim ve savcılar, baro üyesi avukatlar ve adliye çalışanlarının katıldığı tören Adliye Sarayında yapılan kokteyl ile son buldu.