Gümüşhane’de Artabel vadisinde yer alan 6 köyün organizasyonu ile “HES’ler ve Çevre” konulu panel düzenlendi.
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen panele Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı, köy muhtarları ve vatandaşlar katıldı.
Yöneticiliğini Orman Yüksek Mühendisi Avukat Ömer Faruk Altuntaş’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu, Avukat Bedrettin Kalın, İnşaat Yüksek Mühendisi Sami Koç ve İnşaat Mühendisi Yusuf Oral katıldı.
Panelin başlangıcında konuşan Altuntaş, Hidro Elektrik Santrallerini (HES) yaparken, çevreye ve insana verdiği zarar ile yararlarının kıyaslanması gerektiğini söyledi. Bu değerlendirmelere göre bir karar verilmesi gerektiğinin altını çizen Altuntaş, “Akarsular, dereler hiçkimsenin mülkiyetinde olmayan, dolayısıyla herkesin mülkiyetinde, herkesin yararlanma hakkı olan varlıklardır. Biz bunlara kamu malı diyoruz. Dereler, sular, göller, dağlar, tepeler gibi doğal varlıklar hem anayasamıza göre, hem medeni kanunumuza göre yararı kamuya ait olan mallar olarak bilinir ve devletin buradaki görevi bunları korumak, gözetmek, bütün kamumun kullanımına açık tutmakla sınırlıdır. Bunlar devletin hüküm ve tasarrufu altında olan alanlar olarak ifade edilirler. Ama bunlar devletin malı, mülkiyetinde olan varlıklar değildir. Bunlar bütün halkın, milletin sahip olduğu varlıklardır.” dedi.
HES’lerin yapıldığı yörede yaşayan insanların bulundukları bölgeye sahip çıkmaları, kendilerine, atalarından kalan bu değerleri kendi çocuklarına, torunlarına da sağlıklı ve kullanılabilir olarak aktarmaları gerektiğinin altını çizen Altuntaş, sorunun bu bütünlük içerisinde ele alınıp tartışılması gerektiğini söyledi.
Yöre sakinlerinden Yusuf Oral ise bölgenin bulunduğu vadinin Artabel Tabiat Parkının bir parçası olduğunu belirterek, HES inşaatlarının ardından bölgenin tamamen yaşanabilirliğini kaybeden bir yer haline dönüşeceğini söyledi. Oral, derede yapılan ölçümlerin proje değerlerinin uygunluğunu göstermek adına yapılan yalan ve şişirme bilgiler olduğunu öne sürdü.
Panelistlerden KTÜ Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu ise DSİ’nin sitesinden aldığı bilgileri katılımcılara sunarak, bu bilgilerin birçoğunun yanlış olduğunu ifade etti. Kurdoğlu, bölgede yapılan HES çalışmalarından ve faaliyete geçen HES’lerden görüntüler aktararak konunun önemine vurgu yaptı.
Güncelleme Tarihi: 28 Nisan 2012, 16:37
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen panele Gümüşhane Belediye Başkanı Mustafa Canlı, köy muhtarları ve vatandaşlar katıldı.
Yöneticiliğini Orman Yüksek Mühendisi Avukat Ömer Faruk Altuntaş’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu, Avukat Bedrettin Kalın, İnşaat Yüksek Mühendisi Sami Koç ve İnşaat Mühendisi Yusuf Oral katıldı.
Panelin başlangıcında konuşan Altuntaş, Hidro Elektrik Santrallerini (HES) yaparken, çevreye ve insana verdiği zarar ile yararlarının kıyaslanması gerektiğini söyledi. Bu değerlendirmelere göre bir karar verilmesi gerektiğinin altını çizen Altuntaş, “Akarsular, dereler hiçkimsenin mülkiyetinde olmayan, dolayısıyla herkesin mülkiyetinde, herkesin yararlanma hakkı olan varlıklardır. Biz bunlara kamu malı diyoruz. Dereler, sular, göller, dağlar, tepeler gibi doğal varlıklar hem anayasamıza göre, hem medeni kanunumuza göre yararı kamuya ait olan mallar olarak bilinir ve devletin buradaki görevi bunları korumak, gözetmek, bütün kamumun kullanımına açık tutmakla sınırlıdır. Bunlar devletin hüküm ve tasarrufu altında olan alanlar olarak ifade edilirler. Ama bunlar devletin malı, mülkiyetinde olan varlıklar değildir. Bunlar bütün halkın, milletin sahip olduğu varlıklardır.” dedi.
HES’lerin yapıldığı yörede yaşayan insanların bulundukları bölgeye sahip çıkmaları, kendilerine, atalarından kalan bu değerleri kendi çocuklarına, torunlarına da sağlıklı ve kullanılabilir olarak aktarmaları gerektiğinin altını çizen Altuntaş, sorunun bu bütünlük içerisinde ele alınıp tartışılması gerektiğini söyledi.
Yöre sakinlerinden Yusuf Oral ise bölgenin bulunduğu vadinin Artabel Tabiat Parkının bir parçası olduğunu belirterek, HES inşaatlarının ardından bölgenin tamamen yaşanabilirliğini kaybeden bir yer haline dönüşeceğini söyledi. Oral, derede yapılan ölçümlerin proje değerlerinin uygunluğunu göstermek adına yapılan yalan ve şişirme bilgiler olduğunu öne sürdü.
Panelistlerden KTÜ Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Oğuz Kurdoğlu ise DSİ’nin sitesinden aldığı bilgileri katılımcılara sunarak, bu bilgilerin birçoğunun yanlış olduğunu ifade etti. Kurdoğlu, bölgede yapılan HES çalışmalarından ve faaliyete geçen HES’lerden görüntüler aktararak konunun önemine vurgu yaptı.