Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırları içerisinde yer alan, sarkıt, dikit ve damlataşı şekillerinin en yoğun, en güzel, en görkemli ve görenleri büyüleyici örneklerine sahip Karaca Mağarası, oluşumların yoğunluğu bakımından Türkiye ve dünyanın en zengin mağaralarından birisi olarak kabul ediliyor.
Yoğun sarkıt, dikit ve damlataşı şekilleriyle dünyanın sayılı damlataşı mağaralarından birisi olarak kabul edilen ve “Gümüşhane’nin yer altı sarayı” olarak nitelendirilen 150 milyon yıl yaşındaki Karaca Mağarası Ramazan Bayramı ile birlikte ziyaretçilere kapılarını açtı.
Uzmanlar tarafından solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan alternatif tedavi yöntemlerinden birisi olan ve tuz terapisi olarak da adlandırılan halo terapiye Türkiye’de uygun olan az sayıdaki mağaralardan birisi olarak bilinen Karaca Mağarası içerisinde yapılan yenileme çalışmalarıyla birlikte yeni sezonda ziyaretçilerini bekliyor.
“Başka bir dünyaya gelmiş gibi hissettim”
Karaca Mağarası’nın büyüleyici bir manzaraya sahip olduğunu söyleyen Mihra Sungur, “Bayram tatili dönüşünde Gümüşhane’ye yolumuz düştü ve Karaca Mağarası’na geldik. Sarkıt, dikit ve sütunlardan oluşuyor. Büyüleyici bir mağaraya sahip. Bunun yanında astım hastalarına da iyi geldiği söyleniyor ben ailemle geldim sizin de yolunuz düşerse mutlaka gelin. Başka bir dünyaya gelmiş gibiyim buranın havası beni çok etkiledi 15 derece sabit bir sıcaklığı var. Yazın geldiğinizde serin, kışın ise sıcak oluyor. Bunu burada deneyimlemek çok güzeldi dışarısı bu kadar soğukken şu an ılık bir havanın içerisindeyiz” dedi.
“Misafirlerimizi ilk olarak buraya getiriyoruz”
Doğal güzellik bakımından Karaca Mağarası’nın Türkiye’nin en güzel noktalarından birisi olduğunu ifade eden Ahmet Meydan, “Gümüşhane’mizin çok güzel değerlerinden birisi burası. Misafirlerimiz geldiği zaman onlara mutlaka burayı gösteriyoruz, gezdiriyoruz. Doğal güzelliği bakımından Türkiye’de ilk sıralardadır diye düşünüyorum. Herkese gelip görmesini tavsiye ediyorum. İlk gördüğümüz zaman çok bir şey canlanmıyor aklımızda ama oluşum süreçlerini öğrenince insan tuhaf hissediyor. Bu kadar şeyin bu kadar uzun zaman içinde oluşması gerçekten şaşırtıcı. Böyle bir yerin memleketimizde olması da bizi ayrıca mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.
Karaca Mağarası’nın Türkiye’nin diğer mağaralarından çok daha farklı bir güzellikte olduğunu belirten Onur Saka da, “Karaca Mağarası bölgemizdeki istisnai güzelliklerden bir tanesi. Yapay güzellikler her yerde var ama Karaca Mağarası tamamen doğal. Biraz geç bulundu keşke daha erken keşfedilseydi. Herkesin görmesini tavsiye ederim damlacıklardan oluşan bir mağara. Diğer mağaralardan çok daha farklı içeriye girdiğiniz zaman ayrı bir atmosferle karşılaşıyorsunuz insan resmen büyüleniyor” diye konuştu.
