Gümüşhanevi Hazretleri’ni vefat yıldönümünde anlattılar

Gümüşhaneli büyük İslam alimi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi hazretleri vefatının 131.yılında Gümüşhane Üniversitesi tarafından düzenlenen programla anıldı.

Gümüşhanevi Hazretleri’ni vefat yıldönümünde anlattılar

Gümüşhane Üniversitesi tarafından Gümüşhanevi Hazretlerinin adının verildiği kampüste bulunan Dr. Mustafa Çalık Kongre Merkezindeki programa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bayram Nazır, Genel Sekreter Prof. Dr. Fatih Yalçın, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Gümüşhane Üniversitesi Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Uygulama ve Araştırma Merkeziyle İlahiyat Fakültesinin ortaklaşa düzenlediği “Gümüşhane'den dünyaya uzanan bir ses: Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi” programı saygı duruşunda bulunması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

"Gümüşhanevi sadece bu şehrin değil, tüm İslam aleminin önemli bir ilim ve irfan kaynağıdır"

Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından programın açılış konuşmasını yapan Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç.Dr. Berat Sarıkaya, “Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi sadece bu şehrin değil, tüm İslam aleminin önemli bir ilim ve irfan kaynağıdır. Onun yaşamı ve hizmetleri hem ülke içinden hem de ülke dışından pek çok insanın takdirini kazanmıştır. Gümüşhanemizin değerli evladı olan Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi çocuk yaşlarından itibaren ilim, irfan ve eğitim yolunda önemli adımlar atmıştır. Hayatını bu kutlu yolda vakfetmiş hem bilgi hem de ahlaki değerlerle dolu bir ömür yaşamıştır. Onun öğretileri sadece bilginin değil aynı zamanda insanlığa hizmet etmenin önemini de vurgulamıştır. Bu program vesilesiyle Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi'nin hayatını ve hizmetlerini daha yakından tanıyacak, onun ilmi mirasını daha derinlemesine keşfedeceğiz. Onun izinden giderek şehrimizin ve ülkemizin geleceğine ışık tutacak gençler yetiştirmek en büyük arzumuzdur” dedi.

“Hakk’a adamış bir gönül sultanı Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi”

İlahiyat Fakültesinde görevli Araştırma Görevlisi Furkan Ustakurt ise "Zahid bir alim, müşfik bir mürşid: Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Portresi" adlı sunumunda “Alemlerin sevgilisi olan Habibullah aşkı ateşiyle yanmış, ömrünü saadetle Hakk’a adamış bir gönül sultanı Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi. Osmanlı'nın en sancılı dönemi ve en uzun yüzyılı olarak anılan 19. yüzyılda ömrünü süren ve bu hayatını İstanbul'da geçiren bir alim, sufi. Kur'an ve sünnete uyma konusundaki hassasiyetiyle tanınan, dergahı otoriteler tarafından bir darul hadis olarak anılmıştır. Dünyanın çeşitli bölgelerine gönderdiği talebeleriyle Kur’an ve sünnet yolunda hizmet etmiş, merhametli ve cömert kişiliğiyle nice gönüllere girmiş olan Gümüşhanevi Hazretleri bugün de büyük bir sevgiyle anılmaktadır” diye konuştu.

“Osmanlı-Rus savaşında cephede görev aldı”

Çocuk yaşlarındayken ilme merak salan Gümüşhanevi’nin babasının da kendisine destekleriyle birlikte 5 yaşında hafızlığını yaptığını, 8-9 yaşlarında hocalarından icazet aldığını hatırlatan Ustakurt, “Babası ticaretle uğraştığı ve o dönemde bu bölgedeki ticari sahanın zayıflaması neticesinde Trabzon'a göç etmişlerdir. Gümüşhane'deki ilmi birikiminden ve icazetinden dolayı Trabzon'daki alimler kendisini ders halkasına kabul etmiş ve orada da Trabzon'un meşhur hocalarından ilim okumuştur. 93 Harbi olarak anılan 1877-78 yıllarında gerçekleşen Osmanlı-Rus savaşına katılmış cephede görev almıştır. İlk olarak Tuna ve Kafkas cephelerinde başlayan bu savaşta Ahmet Ziyad Gümüşhanevi, Kars bölgesinde düşmanla karşılaşmış. Daha sonra savaşın hafiflemesi neticesinde Trabzon Of bölgesine gelerek oradaki medreselerde talebe yetiştirmiş. Ramazan ayının sonunda bayramla birlikte artık tekrar savaşa gidilmesinin elzem olduğunu görmüş ve bu sefer Batum cephesinde savaşa iştirak etmiştir” ifadelerini kullandı.

“Yardımlaşma sandığı ve 4 kütüphane kurdu”

Gümüşhanevi Hazretlerinin yardımlaşma sandığı ihdas etmesi ve Türkiye'nin farklı bölgelerinde 4 kütüphane kurmasından da bahseden Ustakurt, daha sonra eserlerinden bahsederek, “Gümüşhanevi Hazretleri son nefesine kadar Hakk’ın yolunu gözetmiş ve son nefesinde yanında bulunan talebelerinin naklettiğine göre hepsini isterim ya Kibriya diyerek dünyaya gözlerini yummuştur. 131 yıl önce 1893 senesi 13 Mayıs gününde Hakk'a yürüyen Gümüşhanevi’nin cenaze merasimi de ciddi bir kalabalığa şahitlik etmiştir. Sultan 2. Abdülhamid, Gümüşhanevi'nin Süleymaniye Camii haziresine defnedilmesini emretmiş ve kendisine verilen önemin işareti olarak bir temsilcisini cenaze törenine göndermiştir” dedi.

İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selami Şimşek de Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi'nin aşk ve muhabbet anlayışını anlatan sunum gerçekleştirdi.

Her şehrin kendi adıyla özdeşleşmiş büyük şahsiyetleri olduğunu hatırlatan Şimşek, “Gençlerimiz günümüzde aşkı da muhabbeti de o kadar tükettiler ki bu kelimeleri ya da terimleri çok da duymak istemiyoruz. Kur'an ve sünnet ışığında İslam alimlerinin ve sufilerinin muhabbete yaklaşımına baktığımız zaman ne kadar derinlikli olduğunu anlamlı ve manalı olduğunu görüyoruz. Muhabbet insanın hem beşeri hem de ilahi yönüne hitap etmektedir. Tasavvuf geleneğinde beşeri aşk ve muhabbetten hareketle ilahi aşk ve muhabbete doğru bir gidiş vardır. Allah'ı seviyorsanız, bunu söylüyorsanız onun ahlakıyla ahlaklanmış olmanız, eliniz, ayağınız, gözünüz, kulağınız her şeyiniz onun ahlakıyla ahlaklanmış yani onun emirlerinin ve yasaklarının sizin hareketlerinize ortaya çıkmasıdır. Aşk dediğimiz şey nedir? Seven kimsenin akıbetinden endişe edilen aşırı bir muhabbettir. Bu muhabbette seven sevdiğinde yok olur” ifadelerini kullandı.

“Muhabbet 4 çeşittir: Allah'ı sevmek, Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah ile beraber sevmektir”

Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi’nin son devrin alimlerinden olduğunu ve 100'ün üzerinde kamil mürşid yetiştirdiğini ifade eden Şimşek, “Bu önemli bir rakamdır. Herkese nasip olmayacak. Derviş, mürit, salik ya da muhip değil kamil mürşit demek kendisinin yerine geçebilecek ehliyetli ve liyakatli insanlar demek. Bunları yetiştirmek kolay değil. Gümüşhanevi'ye göre muhabbet dört çeşittir. Allah'ı sevmek, Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah ile beraber sevmektir. Sevgi, insan tabiatının zevk aldığı şeye karşı meyletmesidir. Meyil ile başlıyor bu iş. Bu meylin şiddetli ve kuvvetli bir arzuyla dönüşmesine aşk adı verilir. Gümüşhanevi Hazretleri bunu söylüyor. İnsan olmak sevmeyi gerektirir” diye konuştu.

Sunumların ardından Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Bayram Nazır tarafından Ustakurt ve Şimşek’e katılım belgelerinin takdim edilmesiyle program sona erdi.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Sizden Biri
Sizden Biri - 7 ay Önce

Haberi yapan üstadın Halgent ocağındaki evinin yerini sorsun.
Şurası diyerek gösteren kimse çıkmaz.
Bu çalışmayı yapan ekip A. ,Ziyaüddin Hz. yaşadığı mahalle ve evi ile ilgili çalışma yapsın.
Saygılar.

SIRADAKİ HABER