Gümüşhane’de aile hekimliği yapan Dr. Ali Çıtlak, günümüzde ve kış aylarında sıkça görülen hastalıklarla ilgili bilgi verdi.
Gümüşhane’de 3 yıldır görev yaptığını açıklayan Çıtlak, yaz aylarında genelde nüfusun artmakta olduğunu ve kış ayına göre daha fazla hasta geldiğini ifade etti.
8 Tane Kış Hastalığı
Kış hastalıklarıyla ilgili bilgi veren Çıtlak, “En sık 8 tane kış hastalığı vardır. Bu klasiğimizdir Türkiye çapında bu böyledir. Türkiye 4 mevsim yaşandığı bir bölge olduğu için bahar sonu özellikle sonbahar sonu, kış ve kış sonu olmak üzere kış boyutu deriz biz buna. Grip, boğaz enfeksiyonu, zatürre, bronşit, nezle, orta kulak iltihabı, sinüzit, sinüzitin diğer uzatışı olan baş ağrılarına bağlı dediğimiz burun iltihapları ve gastroit (kış ishalleri) en yoğun gördüğümüz kış hastalıkları bu hastalıkların en önemli sebebi ise kışın insanların hastalığını birbirine bulaştırma ihtimallerinin aynı ortamda kaldıkları için daha fazla olması ve soğuk havanın insan üzerindeki bağışıklık sisteminin zayıf tutması sürece enfeksiyonların açık hale gelmesidir” dedi.
Son zamanlarda kapısını çalan hastaların ne tür şikayetlerle geldiklerini söyleyen Çıtlak şunları söyledi: “Şuanda influence dediğimiz bir mikrop var, çok yaygın bir şekilde görülmekte özellikle bu influence’yi kar yani soğuk havalar öldürebilir. Karın gecikmesi ve baharla kışın geçişi hastaların üzerinde olumsuz bir etki yarattı, özellikle çocuklarda. Bu hastalık bağırsak bölgesinden tutun ishal ile beraber boğaz enfeksiyonu beraber seyrettiği bir durum ortaya çıkarıyor. Yüksek ateş de seyrediyor. Bu konuda hastalarımız yoğunlukla gelmeye başladı. Bugün mesela 12 yaş altından, 20 çocuk geldi. Bu durum sadece bizim ülkemizin değil dünya üzerinde de bu durum problemlidir. Yaygın enfeksiyonda ,daha önce domuz enfeksiyonu gribi oldu, influencenin bir uzantısıydı. Yine influencenin bir başka tür salgını şuan ülkemizde görüyoruz. Belki de dünyaya bile yayılacak onu bilemeyiz.”
“Kış Aylarında Çocuklar Daha Fazla Geliyor”
Gelen hastaların yaş aralıkları ile de bilgi veren Çıtlak, şikayete gelenlerin daha fazla çocuk olduğunu vurguladı. Konuşmasının devamında Çıtlak şunları dile getirdi: “Kış aylarında çocuklar daha fazla geliyor. 12 ay içerisinde baktığımız zaman hasta ortamımız yaşlı popülasyondur. Çünkü yaşlılar artık kalp, tansiyon, akciğer hastalıkları, belirli bir düzeyi aşmıştır. O yüzden bunların bağışıklık sistemi daha zayıftır, bu nedenle hastalığa yakalanma oranı daha yüksektir. Gümüşhane bölgesinde koah (akciğerin yaşlanması) dediğimiz bir hastalık var, ve soluk alıp verememe hastalığı vardır, bu hastalığı çok görüyoruz. Boğaz enfeksiyonu hemen koah hastalığının alevlenmesine yatağa düşürecek seviyede, hastanede yatışlarına sebep olabilir. Koah hastalığı, boğaz enfeksiyonu, ciğer enfeksiyonu olduğu zaman hastanede yatırtır. Bu da bağışıklık sistemini zayıflatır, ateş derecesi çok yüksek görünür, soluk alıp vermede çok ciddi sorunlar açar. Yoğun bakım ve ölüm olaylarını da çok sık gördüğümüz durumlardan ne yazık ki. O yüzden bu hastaların toplum içinde maske takmalarını öneririz. Üniversite öğrencilerinin en sık karşılaştığımız hastalıklar bu mevsim de vitamin eksikliği, özellikle böyle vitamin eksikliği üniversite öğrencilerinde çok yaygındır. Bu da tabi beslenme alışkanlıklarıyla bire bir oranda ölçüyor. Kansızlık hastalığı özellikle bayan öğrencilerde çok görüyoruz, bunun dışında öğrencilerde beslenme üzerine sivilce çok çıkabiliyor, fast-food ve yağlı besin alışkanlığı bir faturasıdır. Bunu da üniversite öğrencilerinde çok görüyoruz. Üniversite öğrencilerinde genelde ne yazık ki alkol ve sigara bağımlılığı yüksek düzeyde, yani öğrencilerin %70’ inin sigara içtiğini görüyoruz. Bunlar da bizi üzüyor tabi ki geneli 18-25 yaş arası ülkemizin geleceği o yüzden inşallah sigarayı da bırakırlar.”
“Hastalıklardan Korunma Yöntemleri”
Son olarak hastalıklardan nasıl korunmamız gerektiğini vurgulayan Çıtlak, “Öncelikle hastalıklardan korunmak için belimizin güçlü olması lazım. Beden gücü de insanın kendine iyi bakmasıyla ilgilidir. Sigara içme, alkol kullanma, bilinçsiz gıda tüketimi, fastfood alışkanlıkları bunlardan uzak durması lazımdır. Bunlarında kış mevsimi sebzeleri vardır. Brokoli, karnabahar, pırasa, havuç, ıspanak bunları ciddi olarak tüketmemiz gerekiyor. Bunun yanında kışın, yazın yaptığımız bazı kurutulmuş gıdaları mesela hoşaflar, kurutulmuş sebzeler, fındık, fıstık bunları iyi tüketmemiz lazım. Bal, bunlar bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirecek gıdalar. Tabi bunun yanında mesela pekmez alışkanlıkları burada her şeyin pekmezi yapılabiliyor. Bunlarda bağışıklık sistemimizin çok ciddi olumlu uzantılar, özellikle çocukların bunları tüketmesi kesinlikle tavsiye ediyoruz. Ama bu bölgedeki ailelerimiz ne yazık ki hem kendileri hem çocukları bunları başaramıyorlar. Çocukların bağışıklık sisteminin çok zayıf olduğunu görüyoruz. Çünkü çocuklar kaliteli gıda alımı yapamıyoruz. Yediğimiz sebzeler ve meyveler doğa şartları üzerinden değil de iklimlendirme, klimalandırma dediğimiz sera etkisiyle beraber yetiştirilen gıdalar. Doğal sürecini yaşamayan gıdalar, tabi ki olumsuz etkiliyor. Bir de temizlik alışkanlığı, hijyenik alışkanlığı ve toplumsal hijyen. Bireysel hijyenlik kişinin el yıkama alışkanlığı, sümkürme alışkanlığı, öksürüklerini tutma alışkanlığı, her akşam düzenli duş alırken temizleme alışkanlığı. Bunlarla dünyada uyuz görülen nadir ülkelerden biriyiz. Çöp tenekelerini açık bırakmamalıyız, hasta olduğumuz zaman toplu ortamlara girmemeye dikkat etmeliyiz. Kirli ortamlarda dere yataklarında atıkların bulunduğu bölgeyi belediyeyi arayıp bunların kapatılmasını sağlamamız lazım” diyerek sözlerini noktaladı.
Haber: Kadir Tekin
Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi