İşte Zeybek farkı

Gümüşhane’de 2008 yılında kurulan ve 2014 yılına kadar kadrosunda rektör de dahil olmak üzere hiç profesör bulundurmayan Gümüşhane Üniversitesi’nde, 2014 yılında profesör kadrosunun 2’ye, 2017 yılında ise Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek ile birlikte bu sayının 15’e çıkarılması ‘İşte Rektör Farkı’ dedirtti.

İşte Zeybek farkı

Gümüşhane’de 2008 yılında kurulan ve 2014 yılına kadar kadrosunda rektör de dahil olmak üzere hiç profesör bulundurmayan Gümüşhane Üniversitesi’nde, 2014 yılında profesör kadrosunun 2’ye, 2017 yılında ise Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek ile birlikte bu sayının 15’e çıkarılması ‘İşte Rektör Farkı’ dedirtti.

YÖK’ün internet sitesinde yer alan öğretim elemanları istatistiklerine göre, 2008’de kurulan Gümüşhane Üniversitesi’nin, 2014 yılına kadar rektör de dahil olmak üzere hiç kadrolu profesörü yokken, 2014 yılından sonra 2 profesör sayısına sahip olan üniversitede, Rektör Halil İbrahim Zeybek dönemi ile bu sayının artırılması için başlatılan çalışmalar meyvesini vermeye başladı.

Dün yapılan Üniversite Yönetim Kurulu toplantısının ardından 2 profesörün daha atamasıyla 12’ye ulaşan profesör sayısı, şu an ilanda olan 3 profesörün daha atanmasıyla 15’ e çıkacak.

Profesör sayısı yüzde 500 arttı

Gümüşhane Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek konuyla ilgili Olay Gazetesine yaptığı açıklamada, kendileri göreve başladığında üniversitede yalnızca 2 profesör bulunduğunu anımsatarak, “Biz göreve başladığımızda kadrosu Kelkit’te bulunan şu anki rektör yardımcımız Bahri Bayram ve Günay Çakır bey olmak üzere 2 profesör bulunuyordu. İlk gün idari kadromuzu da oluşturmak durumunda olduğumuzdan Bahri Bayram’ı rektör yardımcısı, Günay Çakır’ı da yüksekokul müdürü yaptık. Beş ay içerisinde de bu sayı hızla artmış oldu. Bugün (dün) yönetim kurulumuz var. 2  profesörün daha atamasını yapacağız. 3 arkadaşımızın da süresi doldu, onlarda ilanda. En kısa sürede 15’i bulacağız” dedi.

“Keyfi tutumumuz olmayacak dedik”

Konuyu çok önemsediklerinin altını çizen Zeybek, “Çünkü profesörlük akademik camiada mesleğin en verimli dönemini oluşturuyor. Bir taraftan arkadaşlarımızın özlük hakkıdır. Görevi devraldığımızda ülkemizin, hepimizin ortak hassasiyetleri dışında kimsenin özlük hakkı ile oynamayacağımızı söyledik. Emeğin karşılığı alın teridir. Şunun kadrosunu verelim, bunun kadrosunu vermeyelim gibi bir keyfi tutumumuz olmayacak dedik. Süresi dolan, şartları tutan, bütün arkadaşlarımıza da doktorasını bitirmişse yardımcı doçent, doçent unvanını almışsa doçent, doçentlikte eğer süresi dolmuşsa, üniversitemizi yükseltme kriterlerini de taşıyorsa hemen kadro ilanlarını hazırlayıp, hem özlük haklarını kazanmalarını hem de hocalarımızın rahat kafa ile gerek öğrencilerimize gerekse uzmanlık alanları çerçevesindeki diğer bilimlere daha verimli hizmet etmelerini arzu ediyoruz” diye konuştu.

“Özellikle doktora için profesör şart”

Profesör sayısının daha da artmasını istediklerini vurgulayan Zeybek, “Şu anda Avrupa’da lisans öğreniminde üniversite bölümlerinin çoğu nüfuslarının yapısı, yaş yapısı gereği kapandı. Genç nüfus yok çünkü. Eskiden çok ciddi rakamlarla, başka ülkelerde eğitim öğretim görmek isteyenler için bütçeler oluşturulup, para talep ediliyordu. Şimdi o genç nüfusu kendi ülkelerine çekebilmek için ücretsiz veriyorlar bunu. Ve lisanslı öğrenim yaygınlık kazanmış oldu. Bizde YÖK’ün temel kriterleri içerisinde yüksek lisans ve doktora öğrenimi açılabilmesi için sadece belli sayıda öğretim üyesi değil, aynı zamanda akademik olarak da doçent ve profesör gibi unvanlar temel kriterler içerisinde olduğu için bunların sayısının artması, özellikle doktora için profesör şart” ifadelerini kullandı.

“Gümüşhane Üniversitesi’ne yakışmıyor”

Gümüşhane Üniversitesi’nde şu an da sadece 3 tane programda doktora bulunduğu ve bunun Gümüşhane Üniversitesi’ne yakışmadığını dile getiren Rektör Zeybek, “Derhal bu sayıyı bütün birimlerimize yaymak durumundayız. Ama öncelikle de doktora programlarını 10’ a, 15’ e, 20’ ye çıkarmak. Çünkü çok güçlü olduğumuz birimler var. Ve profesör sayımız arttıkça bu birimlerimizde lisanslı öğrenimde aktif olmayan tezli yüksek lisans ve doktora programlarını da aktif hale geçirme imkanımız olacak. Bu bir taraftan kendi öğretim üyemizi yetiştirme imkanı verecek bize. Dolayısıyla kendi öğrencilerimize bu kapıyı açmış olacak. Diğer taraftan da Türkiyecin ve dünyanın farklı köşelerinden bu öğretimi talep edenler için bu hizmeti sunma imkanımız olacak. Bu nedenle profesör sayısının artmasını önemsiyoruz” açıklamasında bulundu.

“Öğretim elemanı ihtiyacımız var”

Öğretim görevlisi, uzman, okutman gibi kadrolarda öğretim elemanı ihtiyacı olduğunu kaydeden Zeybek, şunları söyledi:  “Çünkü onlarla ilgili yüksek öğretim kurumunun bize verdiği kadro imkanı sınırlıydı. Bu arada da yeni bölümler açmış olduk. İktisadi İdari Bilimler Fakültemize Uluslar arası İlişkiler Bölümü açtık ve ek yerleştirme ile öğrenci alacağız. Dolayısıyla en az yardımcı doçent olmak kaydıyla fakültelere zaten öğretim üyesi alabiliyoruz. Kadrolarımızın bir kısmını orada kullandık. Diğer taraftan ilçelere ve merkeze, yüksekokullarımıza programlar açtık. Oralara da öğrenci alabilmemiz için en az 3 öğretim görevlisi veya öğretim üyesi olması gerekiyor. Bir kısmını da oralarda kullandık ve şu an da bizdeki kadroları kullanmadan da kadro talep edemediğimiz için bitmiş oldu ve o hazırlıkları yapıyoruz. Ek kadro talep edeceğiz ki oraların her birini aktif hale geçirelim.”

İbrahim Özdemir-Figen Tok

Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER