Gümüşhane'nin de bağlı olduğu Trabzon Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı Nuh Demirbaş, Türkiye’nin her yerinde meydana gelen depremlerin çalar saat gibi yetkileri uyardığını söyledi.
Yaptığı açıklamada, doğal afetlere ‘kadermiş’ anlayışı yerine aklın ve bilimin ışığında önlemlerin alınarak, hazırlıklı olunması gerektiğini kaydeden Demirbaş, yeni yerleşim alanlarının imar planlarına altlık oluşturan jeofizik- jeolojik-jeoteknik çalışmaların mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
Parsel bazında ve ada ölçeğinde tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Demirbaş, “Şube olarak bölgemizdeki belediye ve özel idarelerin verdiği yapı ruhsatı ile statik projelerin hazırlanmasına esas zemin etüt (jeoteknik etüt) raporlarının sayıları örtüşmemektedir. Yetkililerimizin daha duyarlı olmalarını beklemekteyiz. Afet çekincesinin azaltılmasında önemli bir yeri olan yerel yönetimler uygulama ile denetim görevlerini eksiksiz yerine getirmelidirler. Şube olarak konunun kamu yararı adına takipçisi olduğumuz bilinmelidir. Yetkililerimizin hazırlanan bu raporlara bir evrak anlayışı ile değil, binalarının statik projesi için yasa ve yönetmenliklerce istenen olmazsa olmazları olduğunu, insanların ise yaşamı için hayati önemi olan verilerin tespit edildiği idrak edilmelidir. Statik projeye esas teşkil edecek zemin etüdü (jeoteknik etüt) raporunun, birden fazla farklı uzmanlık alanına mensup ilgili mühendislerce (jeofizik, jeoloji, inşaat mühendisi) birlikte hazırlanacağı ve ayrı ayrı imzalanması gerektiği bildirilmiştir. Projenin hazırlanmasında görev alan mühendislik disiplinleri; birbirini yok saymak, ben istersem, ben bilirim anlayışı yerine birlikte üretmek, ortak aklı oluşturmak, sorumlulukları birlikte paylaşmak ve topluma örnek olmalıdır. İnsanlarımızın yaşamları için jeofizik yöntemlerle üretmiş olduğumuz verilerin, hazırlamış olduğumuz raporların hayati bir önemi olduğunu halkımıza bir kez daha basınımız aracılığı ile duyururken hamurabi kanunlarının felsefesini özümsediğimizin bilinmesini isteriz. İnsanlarımızın hayatının paha biçilemez değerinin olduğunun bilincindeyiz.” dedi.
Yaptığı açıklamada, doğal afetlere ‘kadermiş’ anlayışı yerine aklın ve bilimin ışığında önlemlerin alınarak, hazırlıklı olunması gerektiğini kaydeden Demirbaş, yeni yerleşim alanlarının imar planlarına altlık oluşturan jeofizik- jeolojik-jeoteknik çalışmaların mutlaka yapılması gerektiğini söyledi.
Parsel bazında ve ada ölçeğinde tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Demirbaş, “Şube olarak bölgemizdeki belediye ve özel idarelerin verdiği yapı ruhsatı ile statik projelerin hazırlanmasına esas zemin etüt (jeoteknik etüt) raporlarının sayıları örtüşmemektedir. Yetkililerimizin daha duyarlı olmalarını beklemekteyiz. Afet çekincesinin azaltılmasında önemli bir yeri olan yerel yönetimler uygulama ile denetim görevlerini eksiksiz yerine getirmelidirler. Şube olarak konunun kamu yararı adına takipçisi olduğumuz bilinmelidir. Yetkililerimizin hazırlanan bu raporlara bir evrak anlayışı ile değil, binalarının statik projesi için yasa ve yönetmenliklerce istenen olmazsa olmazları olduğunu, insanların ise yaşamı için hayati önemi olan verilerin tespit edildiği idrak edilmelidir. Statik projeye esas teşkil edecek zemin etüdü (jeoteknik etüt) raporunun, birden fazla farklı uzmanlık alanına mensup ilgili mühendislerce (jeofizik, jeoloji, inşaat mühendisi) birlikte hazırlanacağı ve ayrı ayrı imzalanması gerektiği bildirilmiştir. Projenin hazırlanmasında görev alan mühendislik disiplinleri; birbirini yok saymak, ben istersem, ben bilirim anlayışı yerine birlikte üretmek, ortak aklı oluşturmak, sorumlulukları birlikte paylaşmak ve topluma örnek olmalıdır. İnsanlarımızın yaşamları için jeofizik yöntemlerle üretmiş olduğumuz verilerin, hazırlamış olduğumuz raporların hayati bir önemi olduğunu halkımıza bir kez daha basınımız aracılığı ile duyururken hamurabi kanunlarının felsefesini özümsediğimizin bilinmesini isteriz. İnsanlarımızın hayatının paha biçilemez değerinin olduğunun bilincindeyiz.” dedi.
