Gümüşhane Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen ve alanında uzman marka duayenlerini bir araya getiren ‘Uluslararası Marka ve Marka Kent’ kongresi, iki gün süren sunumların ardından yapılan kapanış oturumuyla sona erdi.
“Markaya Dair Her Şey” sloganıyla başlayan “Uluslararası Marka ve Marka Kent” kongresi iki gün boyunca pazarlamadan iletişime, inovasyondan rekabete, çevreden turizme, Spordan Sağlığa, Yönetimden Sosyal Medyaya, Hukuktan Uluslararası İlişkilere, siyasetten ekonomiye, sanattan teknolojiye kadar birçok alanda farklı fikir, proje ve çalışmaları olan akademisyen ve araştırmacıları "Marka" ortak paydasında buluşturdu. Ulusal ve uluslararası yansımaları olan bir sinerji yaratmak amacıyla başlayan kongrede “Marka ve Marka Kent Olma” teması ile ilgili 7 oturumda 85 bildiri sunuldu.
Amerika’dan davetli konuşmacı olarak gelen Prof. Dr. Musa Pınar, “Markaların Ülkeler İçin Önemi: Amerika ve Türkiye Örneği” başlıklı özel bir oturum gerçekleştirdi. Katılımcılar tarafından yoğun ilgiyle izlenen oturumda Pınar, “Şimdi kendimize sormamız gerekiyor. Neden Amerika’nın dünya markası çoktur? Dünya markası çıkarmamız için neler yapmamız gerekiyor? Öncelikle bu sorulara cevap bulmak için Ar-Ge’ye bakmamız gerekiyor. Çünkü Ar-Ge, İnovasyon’un başıdır. İnovasyon demek, tüketicilerin sorunlarına çözüm bulmaktır. Amerika’ya baktığımız zaman gayri milli hasılasının en büyüğünü Ar-Ge yatırımlarına harcıyor. Bu, çok ciddi bir rakamdır. Bu rakamı ikinci sırada Çin takip ediyor. Peki, Türkiye olarak biz neredeyiz? Biz yapılan sıralamada 17’inci sıradayız. Şimdi biz gayri milli hasılanın yüzde biriyle dünya markasını çıkaramayız. Türkiye olarak marka yaratmak istiyorsak, öncelikle tüketici araştırmaları ve Ar-Ge harcamaları acilen artırılmalı, markalar kanunlar ile korunmalı, girişimcilere engel olan her türlü bürokratik engel kaldırılmalı ve devlet destek vermeli, taklitçilikten vazgeçilmeli ve taklitçiliğe asla izin verilmemeli, en önemlisi de marka yaratmaya bütünsel ve uzun dönem olarak bakılmalıdır. Biz kendimizi tanıtıp konumlandırmazsak, başkaları bizi istedikleri gibi tanıtır ve konumlandırırlar. Marka, fevkalade deneyim gerektiren zor bir süreçtir. Zor olanı kimse yapmaz, yapanlar marka olur.” diyerek marka yaratmanın öncelikleri ve zorlukları hakkında bilgiler verdi.
Kapanış oturumunda konuşan düzenleme kurulu eş başkanı Doç. Dr. Salih Yıldız, “İki gün boyunca yoğun bir şekilde çalıştığımız, konuştuğumuz, tartıştığımız marka temalı ‘Uluslararası Marka ve Marka Kent’ kongresinin bilimsel kısmının sonuna geldik. Bu kongrede biz marka ortak paydasında buluşmaya çalıştık. Marka, temelde pazarlamanın alt bir başlığı olarak geçer. Ama artık marka öyle değil, her alanda marka konuşulup, tartışılır oldu. Dolayısıyla biz burada markayı konuşup, tartışalım ve belki de markaya farklı boyutlar getirelim diye siz değerli katılımcılarla birlikte böyle bir kongre planladık. Kongremizde markaya dair 7 oturumda 3 farklı salonda yaklaşık 85 bildiri sunuldu. Biz markayı kısaca farklı olmak, farkındalık yaratmak olarak tanımlarız. Ve inşallah bu kongre ile de bir farkındalık yaratmışızdır. Biz kongremizde markanın verilen bir söz ve bu sözün yerine getirilmesi olduğunu vurguladık. Bu kongre ile Gümüşhane ilimize de bir katkı sağladığımıza inanıyorum. Kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen düzenleme kurulu başkanlığını paylaştığım Dr. Öğr. Üyesi Emre Ş. Aslan başta olmak üzere, bütün düzenleme kuruluna ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Yapılan kapanış oturumuna katılan Amerika Valparaiso Üniversitesi’nden Prof. Dr. Musa Pınar bura da bu kongrede olmaktan çok mutlu olduğunu söyleyerek, “Güzel şeyler uzun zaman alır. İki günlük bir program gibi görünse de aslen bu çok uzun bir çalışmanın sonucunda oluşan bir etkinliktir. Düzenlenen bu kongreden çok memnun kaldım. Özellikle ilk defa yapılması, marka fikrinin ortaya çıkması ve insanların markayı sorgulaması, bu kongrenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bir şeyi başarmak için onun farkına varmak gerekiyor. Buradan çıkacak sonuçlarla birlikte yerel gazetelerde çıkacak haberlerde bizim söylediğimiz ve yazdığımız şeyleri okuyacak insanlar, marka sorusunu sorgulayacaktır” dedi.
Rektör Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek de kongrenin yarattığı sinerjiye dikkat çekerek, “Böylesine anlamlı ve önemli bir başlık adı altında düzenlenen kongreyi tamamlamış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Zira ‘marka’ kavramı hayatımızın her alanında olmasına rağmen bugüne kadar bununla ilgili geniş çapta düzenlenen bir çalışma daha öncesinde gerçekleştirilmemişti. Bu anlamda İletişim ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi arkadaşlarımızın bu gayreti takdire şayandır. Kendilerini bu vesile ile bir kez daha kutluyorum. Gerek sektörün gerekse de akademinin ‘marka’ konusunda duayen ve öncü olan isimlerini Gümüşhane’de, ilimizde ve üniversitemizde ağırlamanın, onların engin tecrübe ve deneyimlerinden istifade etmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu buluşma, sadece ilimiz ve üniversitemiz için bir vizyon olmanın ötesinde geleceğin yetişkinleri olacak olan öğrencilerimizin de ufuklarını açıp, onları zenginleştirmesi adına çok değerli katkılar sundu. Yurtdışından ve yurtiçinden çeşitli üniversitelerden gelen bilim insanlarının bir araya gelerek pek çok alanda bildiriler sunduğu kongrenin sonunda, gerçek anlamda bir sinerji yaratıldığını görmek onur verici. Bu yönüyle bakıldığında kongrenin amacına ulaştığını gözlemliyorum. Burada yaratılan bu sinerjinin, bundan sonra gerçekleştirilecek olan çalışmalara yansıyacağına inanıyorum. Keza burada bu kongre ile birlikte bir kültürel birikim de oluştu. Bu birikimin, üniversitemizin ve ilimizin katma değerli hale dönüştürülmesinde çok daha etkili olacağı kanısındayım. Marka olma yolunda düzenlenen kongremize çok değerli bilgi, birikim, deneyim ve tecrübelerini bizimle paylaşmak için katılım sağlayan tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
Kongrenin kapanış oturumu, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Kongrenin üçüncü gününde düzenleme kurulu tarafından katılımcılara Gümüşhane’nin önemli tarihi ve turistik yerleri olan Süleymaniye Mahallesi, Karaca Mağarası, Torul Cam Seyir Terası ve Limni Gölü Tabiat Parkı gezi programı düzenlendi.