AK Parti Gümüşhane Milletvekili Doç.Dr. Kemalettin Aydın, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde Gümüşhane’de yapılan yürüyüşü değerlendirdi.
Parti binasında yaptığı toplantıda, yürüyüşte atılan sloganların sermayenin attırmak istediği sloganlar olduğunu belirten Aydın, maden işçilerinin sorunlarının çözüm noktası kendileri olduğunu, ne sokakların nede onları hükümete karşı provoke eden Maden İşçileri Sendikasının çözüm noktası olmadığını söyledi.
Doktor olana kadar 13 işte sigortalı çalıştığını ve iş hayatına maden işçisi olarak başladığını hatırlatan Milletvekili Aydın, 30 yıla yakın bir süre 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günün yasaklandığı bir ülkede bu yasağın AK Parti İktidarı döneminde kaldırıldığını ve bayram ilan edildiğini de belirterek, Emek ve Dayanışma Günü’nün ne olduğunu çok iyi bildiğini söyledi.
Emekçinin yanında olan, 1 Mayıs’ı onlara armağan eden bir iktidarın Milletvekili olduğunu belirten Aydın, bu kanunun kendisinin de üyesi olduğu komisyondan geçtiğini ve AK Parti iktidarının işçiye bir hediyesi olduğunu belirterek, “Yine iktidarımızın sadece 1 Mayıs değil, başka hediyeleri de vardır. Bunlar madenlerin çalışabilir duruma gelmesidir. Madenlerin çalışılabilir duruma gelmesi Gümüşhane’deki maden yatakları 2002’de olmadı. O zaman olgunlaşmadı. Bunlar bin yıldır, 3 bin yıldır, 5 bin yıldır olgunlaşarak gelmiştir. Ama maden yasasında, HES yasasında ve diğer yasalarda iktidarımızın yaptığı kanuni düzenlemelerle bu madenler yer üstüne, reel ekonomiye katkı sağlar duruma gelmiştir.” dedi.
Madencilik sektörünün rezerv üzerine çalıştığını ve rezervi biten madencinin gideceğinin bir gerçek olduğunu vurgulayan Aydın, “Hiçbir madenci rezervi bittikten sonra orada reel ekonomiye katkı sağlamaz. Onun için Gümüşhane’de madenlerimiz işlenirken ve bu madenlerin bu şehir ekonomisine hem istihdamda, hem de sıcak ekonomiye katkı sağlarken, biz mutlaka çevresel diğer kuvvetlerle devreye girmemiz lazım. Çünkü bu madenciler bir gün gidecekler. O nedenle biz özellikle üniversitemizi, eğitimimizi, organik tarımımızı, Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda yerimizi alma çalışmalarımızı sürdürdük. Çünkü madenciler gittiğinde biz kendine yeten bir şehir olmak durumundaydık. Hamdolsun ki o günlerde üniversitesi olmayan birkaç meslek yüksekokulundan ibaret olup, 2 bin 500 öğrencisi olan bir şehir bugün 13 bin öğrencisine, ilçelerinde meslek yüksekokullarına sahip. İlimizdeki madenciler bu şehre geldiği zaman cevherleri bellidir, bu cevherleri tamamladıklarında buradan ayrılacakları da bellidir. Burada çalışan arkadaşlarımız da, cevher bittikten sonra o iş sahibi gideceği için iş akdini sonlanacağı bilinen bir iştir.” diye konuştu.
Eylem yaparak hükümete sermayedar tarafı olarak slogan atan işçilerin hepsinin kardeşleri olduğunu vurgulayan Milletvekili Aydın, “Bunlar emekçi insanlar, bunlar işçi kardeşlerimiz. Biz hükümet olarak bunların yanındayız. Her zaman bunları düşünen ve Türkiye büyüyüp bunların da sosyal hayatlarının yaşam kalitelerinin yükselmesini arzu eden bir iktidarız. Ama bir maden şirketi bu şehre geldiğinde 17,3 ton cevher çıkartacağım hesabıyla gelip, 18,4 ton cevher aldığında bununda yaklaşık olarak 1,8 katrilyonluk bir gelir elde edilen bir şirket söz konusu var ortada. Biz bu şirketle ilgili herhangi bir yaptırım içerisinde değiliz.” dedi.
Milletvekili Aydın, şunları söyledi: “Özellikle yürüyüş yapıp slogan atan işçilerin bilmesini istiyorum. Kamuoyunu Aydınlatma Platformu diye bir platform var. Bu platforma bu tarz sermaye piyasasında olan şirketler bilgi aktarırlar. İlgili maden şirketinin bu kamuoyunu aydınlatma platformuna yazdığı mektup hepimizde var. Diyor ki ‘Gümüşhane Mastra Madeni’nde benim optimum kar etme imkanlarım ortadan kalkmıştır. Artık cevher bitmiştir. Birkaç aylık cevher vardır. Ben çok büyük karları edemeyeceğim bir duruma geldi. Onun için ben buradan çekiliyorum’ dedi. Bu firmayla ilgili benim hükümetimin herhangi bir yaptırımı söz konusu değildir. Bir yaptırım söz konusuysa işletme ruhsatı olmadığı alanda çalışma hakkı söz konusu değildir. Nasıl herhangi biriniz köyde hazine arazisine evinizi bir metre öteye geçirip yapamayacağınıza göre sizin de işletme ruhsatı kurallarınız içerisindeki çalışma tamamlandıysa işletme ruhsatınızı diğer taraflarına izin almak durumundasınız. Dolayısıyla bizim bu şehirdeki maden şirketiyle ilgili elden gelen bütün çalışmalar yapılmıştır. Maden şirketinin cevheri tamamlanarak Türkiye’yi Aydınlatma Platformu’na da ‘Ben Mastra’dan elde edeceğim karı elde ettim. Bundan sonra daha yüksek kar elde edemeyeceğim için çekiliyorum’ diye bilgi yazılan bir yerde Gümüşhaneli işçi kardeşlerimizin kendilerinin emeğin ve dayanışmanın olacağı o bayram gününde bunu o şirketle çalışan arkadaşlarla protesto etmesi doğru bir davranış, doğru bir mantık değildir. Maden İşçileri Sendikası diye bir sendika bu eylemi yapıyor. Maden İşçileri Sendikası yaptığı eylemde söyleyeceği cümleler sermayenin sözü olmamalıdır. Maden İşçileri Sendikası’nın temsilcisi maden işçilerinin hakları üzerine bir şeyler söylemelidir. İzin sürecini sonuçlandırın diyor. Kim için istiyorsun bunu, sermaye için istiyorsun. Sen Maden İşçileri Sendikasısın izin sürecinin sonuçlandırılması bir sermaye isteğidir. İşçiye benim iktidarın hiçbir eli uzanmamaktadır. Benim iktidarım o işçinin tüm haklarını savunmaktadır. O işçinin mağdur edilmemesi için gerek olan ne varsa yapmaktadır. O işçinin işsizlik maaşı ve kendisine ait sigorta ödenekleri tümüyle kontrol edilmektedir. İşçiye asla uzatılmamaktadır. İşçiye bütün sendikalar bilir ki, sermaye el uzatır. Maden İşçiler Sendikası bunu söyleyeceği yerde buradan onların ağzıyla hükümete bir söylemde bulunmaktadır. ‘Emeğe saygı duyun’ cümlesi tam da AK Parti iktidarının emeğe saygı duyup 30 yıldır yasaklanmış işçi bayramını emeğe saygı duyarak bir bayram ilan etmesinden ibarettir. Sermayenin işçiyi sahaya sürerek işçi üzerinde Gümüşhane’nin yerel politikalarıyla merkezi hükümeti etkilemeye çalışan ve buna alet olan bir Maden İşçileri Sendikası, çalışan işçilerine ‘ruhsatlar verilsin’ diyerek bir slogan atabilmektedir. Bir ruhsat meselesi varsa, bu devlet yönetimi ile sermaye arasındadır. Emeği asla sermayeye sömürtmeyen ve asla sermeyenin emeği sömürmesine izin vermeyecek siyasi düşünce ve kadro bizleriz. Sağduyu sahibi işçi kardeşlerimizin birde bu pencereden bakmalarını arzu ediyorum. AK Parti iktidarı her zaman işçi ve emekçinin yanındadır. Biz her zaman yetimin hakkı olan devletin malını, mülkünü, tarlasını, tumbunu da korumakla yükümlüyüz. Bu süreç içerisinde biz Gümüşhane’deki hiçbir kardeşimizin mağdur olmasına tahammülümüz söz konusu değildir. Bu kardeşlerimizin sorunlarının çözüm noktası yine biziz. Bu şehirdeki diğer maden ruhsatlı alanları çalışarak istihdamı sağlayacağı sürecin de yöneticisi yine AK Parti iktidarıdır. Bu madenlerin bugüne kadar çalışmasında yine AK Parti iktidarlarının yaptığı düzenlemeler söz konusudur. Emeğe saygı duyan, milletin iradesine saygı duyan ve elde ettiği sermaye ile milletin iradesine gem vurmaya kalkan hiçbir organizasyona müsaade etmeyecek bir iktidarız. Bu sağduyu sahibi kardeşlerimizin herhangi bir sorunlarının çözüm noktası yine biziz. Ne sokaklar nede onları hükümete karşı provoke eden Maden İşçileri Sendikası değildir. Eğer burada attıkları sloganları tekrar düşünürlerse tamamıyla sermayenin attırmak istediği sloganlar olduğunu göreceklerdir. Biz Gümüşhane’de değil tüm Türkiye’de işçisinden muhtarına, memurunda ev kadınına, müdüründen siyasetçisin herkesin bu ülkede yaşarken ayağına değeceği taşın verdiği acının sorumlusu biziz.”
Güncelleme Tarihi: 02 Mayıs 2014, 23:43
Parti binasında yaptığı toplantıda, yürüyüşte atılan sloganların sermayenin attırmak istediği sloganlar olduğunu belirten Aydın, maden işçilerinin sorunlarının çözüm noktası kendileri olduğunu, ne sokakların nede onları hükümete karşı provoke eden Maden İşçileri Sendikasının çözüm noktası olmadığını söyledi.
Doktor olana kadar 13 işte sigortalı çalıştığını ve iş hayatına maden işçisi olarak başladığını hatırlatan Milletvekili Aydın, 30 yıla yakın bir süre 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günün yasaklandığı bir ülkede bu yasağın AK Parti İktidarı döneminde kaldırıldığını ve bayram ilan edildiğini de belirterek, Emek ve Dayanışma Günü’nün ne olduğunu çok iyi bildiğini söyledi.
Emekçinin yanında olan, 1 Mayıs’ı onlara armağan eden bir iktidarın Milletvekili olduğunu belirten Aydın, bu kanunun kendisinin de üyesi olduğu komisyondan geçtiğini ve AK Parti iktidarının işçiye bir hediyesi olduğunu belirterek, “Yine iktidarımızın sadece 1 Mayıs değil, başka hediyeleri de vardır. Bunlar madenlerin çalışabilir duruma gelmesidir. Madenlerin çalışılabilir duruma gelmesi Gümüşhane’deki maden yatakları 2002’de olmadı. O zaman olgunlaşmadı. Bunlar bin yıldır, 3 bin yıldır, 5 bin yıldır olgunlaşarak gelmiştir. Ama maden yasasında, HES yasasında ve diğer yasalarda iktidarımızın yaptığı kanuni düzenlemelerle bu madenler yer üstüne, reel ekonomiye katkı sağlar duruma gelmiştir.” dedi.
Madencilik sektörünün rezerv üzerine çalıştığını ve rezervi biten madencinin gideceğinin bir gerçek olduğunu vurgulayan Aydın, “Hiçbir madenci rezervi bittikten sonra orada reel ekonomiye katkı sağlamaz. Onun için Gümüşhane’de madenlerimiz işlenirken ve bu madenlerin bu şehir ekonomisine hem istihdamda, hem de sıcak ekonomiye katkı sağlarken, biz mutlaka çevresel diğer kuvvetlerle devreye girmemiz lazım. Çünkü bu madenciler bir gün gidecekler. O nedenle biz özellikle üniversitemizi, eğitimimizi, organik tarımımızı, Doğu Karadeniz Turizm Master Planı’nda yerimizi alma çalışmalarımızı sürdürdük. Çünkü madenciler gittiğinde biz kendine yeten bir şehir olmak durumundaydık. Hamdolsun ki o günlerde üniversitesi olmayan birkaç meslek yüksekokulundan ibaret olup, 2 bin 500 öğrencisi olan bir şehir bugün 13 bin öğrencisine, ilçelerinde meslek yüksekokullarına sahip. İlimizdeki madenciler bu şehre geldiği zaman cevherleri bellidir, bu cevherleri tamamladıklarında buradan ayrılacakları da bellidir. Burada çalışan arkadaşlarımız da, cevher bittikten sonra o iş sahibi gideceği için iş akdini sonlanacağı bilinen bir iştir.” diye konuştu.
Eylem yaparak hükümete sermayedar tarafı olarak slogan atan işçilerin hepsinin kardeşleri olduğunu vurgulayan Milletvekili Aydın, “Bunlar emekçi insanlar, bunlar işçi kardeşlerimiz. Biz hükümet olarak bunların yanındayız. Her zaman bunları düşünen ve Türkiye büyüyüp bunların da sosyal hayatlarının yaşam kalitelerinin yükselmesini arzu eden bir iktidarız. Ama bir maden şirketi bu şehre geldiğinde 17,3 ton cevher çıkartacağım hesabıyla gelip, 18,4 ton cevher aldığında bununda yaklaşık olarak 1,8 katrilyonluk bir gelir elde edilen bir şirket söz konusu var ortada. Biz bu şirketle ilgili herhangi bir yaptırım içerisinde değiliz.” dedi.
Milletvekili Aydın, şunları söyledi: “Özellikle yürüyüş yapıp slogan atan işçilerin bilmesini istiyorum. Kamuoyunu Aydınlatma Platformu diye bir platform var. Bu platforma bu tarz sermaye piyasasında olan şirketler bilgi aktarırlar. İlgili maden şirketinin bu kamuoyunu aydınlatma platformuna yazdığı mektup hepimizde var. Diyor ki ‘Gümüşhane Mastra Madeni’nde benim optimum kar etme imkanlarım ortadan kalkmıştır. Artık cevher bitmiştir. Birkaç aylık cevher vardır. Ben çok büyük karları edemeyeceğim bir duruma geldi. Onun için ben buradan çekiliyorum’ dedi. Bu firmayla ilgili benim hükümetimin herhangi bir yaptırımı söz konusu değildir. Bir yaptırım söz konusuysa işletme ruhsatı olmadığı alanda çalışma hakkı söz konusu değildir. Nasıl herhangi biriniz köyde hazine arazisine evinizi bir metre öteye geçirip yapamayacağınıza göre sizin de işletme ruhsatı kurallarınız içerisindeki çalışma tamamlandıysa işletme ruhsatınızı diğer taraflarına izin almak durumundasınız. Dolayısıyla bizim bu şehirdeki maden şirketiyle ilgili elden gelen bütün çalışmalar yapılmıştır. Maden şirketinin cevheri tamamlanarak Türkiye’yi Aydınlatma Platformu’na da ‘Ben Mastra’dan elde edeceğim karı elde ettim. Bundan sonra daha yüksek kar elde edemeyeceğim için çekiliyorum’ diye bilgi yazılan bir yerde Gümüşhaneli işçi kardeşlerimizin kendilerinin emeğin ve dayanışmanın olacağı o bayram gününde bunu o şirketle çalışan arkadaşlarla protesto etmesi doğru bir davranış, doğru bir mantık değildir. Maden İşçileri Sendikası diye bir sendika bu eylemi yapıyor. Maden İşçileri Sendikası yaptığı eylemde söyleyeceği cümleler sermayenin sözü olmamalıdır. Maden İşçileri Sendikası’nın temsilcisi maden işçilerinin hakları üzerine bir şeyler söylemelidir. İzin sürecini sonuçlandırın diyor. Kim için istiyorsun bunu, sermaye için istiyorsun. Sen Maden İşçileri Sendikasısın izin sürecinin sonuçlandırılması bir sermaye isteğidir. İşçiye benim iktidarın hiçbir eli uzanmamaktadır. Benim iktidarım o işçinin tüm haklarını savunmaktadır. O işçinin mağdur edilmemesi için gerek olan ne varsa yapmaktadır. O işçinin işsizlik maaşı ve kendisine ait sigorta ödenekleri tümüyle kontrol edilmektedir. İşçiye asla uzatılmamaktadır. İşçiye bütün sendikalar bilir ki, sermaye el uzatır. Maden İşçiler Sendikası bunu söyleyeceği yerde buradan onların ağzıyla hükümete bir söylemde bulunmaktadır. ‘Emeğe saygı duyun’ cümlesi tam da AK Parti iktidarının emeğe saygı duyup 30 yıldır yasaklanmış işçi bayramını emeğe saygı duyarak bir bayram ilan etmesinden ibarettir. Sermayenin işçiyi sahaya sürerek işçi üzerinde Gümüşhane’nin yerel politikalarıyla merkezi hükümeti etkilemeye çalışan ve buna alet olan bir Maden İşçileri Sendikası, çalışan işçilerine ‘ruhsatlar verilsin’ diyerek bir slogan atabilmektedir. Bir ruhsat meselesi varsa, bu devlet yönetimi ile sermaye arasındadır. Emeği asla sermayeye sömürtmeyen ve asla sermeyenin emeği sömürmesine izin vermeyecek siyasi düşünce ve kadro bizleriz. Sağduyu sahibi işçi kardeşlerimizin birde bu pencereden bakmalarını arzu ediyorum. AK Parti iktidarı her zaman işçi ve emekçinin yanındadır. Biz her zaman yetimin hakkı olan devletin malını, mülkünü, tarlasını, tumbunu da korumakla yükümlüyüz. Bu süreç içerisinde biz Gümüşhane’deki hiçbir kardeşimizin mağdur olmasına tahammülümüz söz konusu değildir. Bu kardeşlerimizin sorunlarının çözüm noktası yine biziz. Bu şehirdeki diğer maden ruhsatlı alanları çalışarak istihdamı sağlayacağı sürecin de yöneticisi yine AK Parti iktidarıdır. Bu madenlerin bugüne kadar çalışmasında yine AK Parti iktidarlarının yaptığı düzenlemeler söz konusudur. Emeğe saygı duyan, milletin iradesine saygı duyan ve elde ettiği sermaye ile milletin iradesine gem vurmaya kalkan hiçbir organizasyona müsaade etmeyecek bir iktidarız. Bu sağduyu sahibi kardeşlerimizin herhangi bir sorunlarının çözüm noktası yine biziz. Ne sokaklar nede onları hükümete karşı provoke eden Maden İşçileri Sendikası değildir. Eğer burada attıkları sloganları tekrar düşünürlerse tamamıyla sermayenin attırmak istediği sloganlar olduğunu göreceklerdir. Biz Gümüşhane’de değil tüm Türkiye’de işçisinden muhtarına, memurunda ev kadınına, müdüründen siyasetçisin herkesin bu ülkede yaşarken ayağına değeceği taşın verdiği acının sorumlusu biziz.”