Yaptığı açıklamada yetkili sendikanın süreci doğru yönetemediğini iddia eden Bilgin, “Biz kendilerini basın yoluyla uyarmıştık. 100–150 çalışanı olan kurumların 750 Türk Lirası nakit para aldıklarını, eğitim çalışanlarının sayısının 528 olduğunu, yapılacak görüşmelerde buraya vurgu yapılmasını ifade etmiştik. 100–150 çalışanı olan kurumlar 750 Türk Lirası alırken 528 çalışanı olan eğitimcilerin 1.130 Türk Lirası üstelik de 6 taksit halinde ve 3 yıla yayılarak alınması kabul edilebilecek bir rakam olmadığı gibi büyük bir başarısızlıktır.” dedi.
Eğitim çalışanlarının hakkının bu miktar olmadığını söyleyen Bilgin, daha önce yaptıkları basın açıklamasında 2 bin lira nakit paradan bahsettiklerinde ‘bu ne yapmaya çalışıyor’ diye propaganda yapıldığını belirterek, “Gönül isterdi ki böyle propaganda yerine evet eğitim çalışanları için 2 bin Türk Lirası bile az desinler. Yetkili sendikanın tüm eğitim çalışanlarından özür dilemesi ve helallik istemesi gerekir.” diye konuştu.
Yetkili Sendikaya topu atarak karalamaya çalışmak sanırım işin en kolay tarafı sizin için.Yoksa sizlerde bal gibi biliyorsunuz ki bu süreçte en çok çabayı harcayan; yetkili sendikadır ve ilgili komisyonda da kararı veren mercii yetkili sendika değildir. Eğer bunu başarısızlık olarak algılıyorsanız o zaman bu başarısızlığı kararı imzalama yetkisi olanlarda arayın. Ama yap(a)mayacağınızı herkes biliyor.Bize göre ise bu çok büyük bir başarıdır.Dolayısıyla bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.Fakat bizde çok meşhur bir laf vardır: "Yiğidi öldür ancak hakkını ver" diye... Bu süreçte Eğitim Bir-Sen'in çabalarını yakından izledim.Önce 3 banka ile başlayan pazarlık sürecinde Sendikanın atılımıyla işe Halkbank da dahil edilmiş olup sonunda açık artırmayla en yüksek teklif bu bankada kalmıştır. Hatta sürecin uzamasından rahatsız olan bir banka da çekilerek aslında sürecin ne kadar kızıştırıldığı konusunda bizlere fikir vermiştir. Teşekkürler EĞİTİM BİR SEN...