Türk Sağlık Sen Gümüşhane Şube Başkanı Mustafa Aydın, Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi’nin (SABİM) sağlık çalışanları için ihbar merkezine dönüştüğünü iddia etti.
Yaptığı açıklamada İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde çalışan Asistan Doktor Melike Erdem'in önceki gün hastanede intihar ettiğini anımsatan Aydın, Dr. Melike’nin böyle bir şekilde hayata veda etmesinin nedeninin ise SABİM’e yapılan bir şikayet olduğunu öne sürdü.
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi olarak bilinen SABİM’in farklı kullanım nedeniyle artık sağlık çalışanlarını ihbar merkezine dönüştüğünü ifade eden Aydın, “Alo 184 adeta bir ihbar hattına dönmüştür.” dedi.
Hasta haklarının korunması için hayata geçirilen bu sistemin ne yazık ki bugün sağlık çalışanlarının korkulu rüyası olduğunu ifade eden Aydın, “Hasta hakkı denilirken mesnetsiz, gerçekle ilgili olmayan ihbarlar nedeniyle sağlık çalışanlarından savunmalar alınmış, cezalar verilmiş, psikolojik bir baskı uygulanmıştır. Haksız savunma istenmesi, soruşturma açılması nedeniyle birçok sağlık çalışanının psikolojisi zarar görmüştür. SABİM’le hasta hakkı, vatandaş memnuniyeti denilirken, çalışanların hakları darmadağın edilmiş, adeta kaş yapalım derken göz çıkarılmıştır. Bu nedenle SABİM tekrar gözden geçirilmeli, amacı ile işleyişi arasındaki fark değerlendirmeye tabi tutulmalı, gerekirse kapatılmalıdır. Tüm hastanelerde hasta hakları birimi vardır. Sağlık hizmetlerinin işleyişi konusunda bir şikayeti olan vatandaş varsa buraya bir ismini ve iletişim bilgilerini yazarak imzalı bir dilekçe ile bu şikayetini iletebiliyor. Böyle bir sistem varken SABİM’i bunun için kullanmanın bir anlamı yoktur. SABİM’e bir şikayet geliyor. Bu isimsiz gerçekle alakası olmayan bir şikayette olabiliyor. Sağlık Bakanlığı bunu kuruma bildiriyor. Bu durum sanki Bakanlığın bir disiplin soruşturması gibi algılanarak araştırma yapılmadan çalışanlardan savunma isteniyor. Sağlık çalışanları böyle bir yöntemle baskı altına alınıyor. SABİM adeta bir psikolojik şiddet mekanizması gibi kullanılıyor. Artık sağlık çalışanları tabiri caizse SABİM’den yılmıştır. SABİM bir doktorumuzu da ne yazık ki hayatını son vermesi noktasına götürmüştür. Bu nedenle SABİM’de mutlak suretle bir düzenlemeye ve filtrelemeye ihtiyaç vardır. SABİM’e gelen şikâyetlerde çalışanların peşinen suçlu olarak görülmesinden vazgeçilmelidir. İhbar ve cezalandırma aygıtına dönüşen SABİM konusuna bakanlık bir çözüm bulmalıdır. Ayrıca Sağlık Bakanlığından hasta hakları kadar çalışan haklarını da önem göstermesini istiyoruz. Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimlerinin aktif hale getirilerek faaliyete başlaması sağlık çalışanlarının talebidir. Bu yapı sağlıklı bir şekilde oluşturularak çalışanlara hizmet etmelidir.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2012, 09:36
Yaptığı açıklamada İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi'nde çalışan Asistan Doktor Melike Erdem'in önceki gün hastanede intihar ettiğini anımsatan Aydın, Dr. Melike’nin böyle bir şekilde hayata veda etmesinin nedeninin ise SABİM’e yapılan bir şikayet olduğunu öne sürdü.
Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi olarak bilinen SABİM’in farklı kullanım nedeniyle artık sağlık çalışanlarını ihbar merkezine dönüştüğünü ifade eden Aydın, “Alo 184 adeta bir ihbar hattına dönmüştür.” dedi.
Hasta haklarının korunması için hayata geçirilen bu sistemin ne yazık ki bugün sağlık çalışanlarının korkulu rüyası olduğunu ifade eden Aydın, “Hasta hakkı denilirken mesnetsiz, gerçekle ilgili olmayan ihbarlar nedeniyle sağlık çalışanlarından savunmalar alınmış, cezalar verilmiş, psikolojik bir baskı uygulanmıştır. Haksız savunma istenmesi, soruşturma açılması nedeniyle birçok sağlık çalışanının psikolojisi zarar görmüştür. SABİM’le hasta hakkı, vatandaş memnuniyeti denilirken, çalışanların hakları darmadağın edilmiş, adeta kaş yapalım derken göz çıkarılmıştır. Bu nedenle SABİM tekrar gözden geçirilmeli, amacı ile işleyişi arasındaki fark değerlendirmeye tabi tutulmalı, gerekirse kapatılmalıdır. Tüm hastanelerde hasta hakları birimi vardır. Sağlık hizmetlerinin işleyişi konusunda bir şikayeti olan vatandaş varsa buraya bir ismini ve iletişim bilgilerini yazarak imzalı bir dilekçe ile bu şikayetini iletebiliyor. Böyle bir sistem varken SABİM’i bunun için kullanmanın bir anlamı yoktur. SABİM’e bir şikayet geliyor. Bu isimsiz gerçekle alakası olmayan bir şikayette olabiliyor. Sağlık Bakanlığı bunu kuruma bildiriyor. Bu durum sanki Bakanlığın bir disiplin soruşturması gibi algılanarak araştırma yapılmadan çalışanlardan savunma isteniyor. Sağlık çalışanları böyle bir yöntemle baskı altına alınıyor. SABİM adeta bir psikolojik şiddet mekanizması gibi kullanılıyor. Artık sağlık çalışanları tabiri caizse SABİM’den yılmıştır. SABİM bir doktorumuzu da ne yazık ki hayatını son vermesi noktasına götürmüştür. Bu nedenle SABİM’de mutlak suretle bir düzenlemeye ve filtrelemeye ihtiyaç vardır. SABİM’e gelen şikâyetlerde çalışanların peşinen suçlu olarak görülmesinden vazgeçilmelidir. İhbar ve cezalandırma aygıtına dönüşen SABİM konusuna bakanlık bir çözüm bulmalıdır. Ayrıca Sağlık Bakanlığından hasta hakları kadar çalışan haklarını da önem göstermesini istiyoruz. Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimlerinin aktif hale getirilerek faaliyete başlaması sağlık çalışanlarının talebidir. Bu yapı sağlıklı bir şekilde oluşturularak çalışanlara hizmet etmelidir.” dedi.