Sendikalar’dan 1 Mayıs mesajı

Gümüşhane’de Türk-İş ve Güvenlik-İş il temsilcilikleri yayımladıkları mesajlarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutladı.

Sendikalar’dan 1 Mayıs mesajı

Gümüşhane’de Türk-İş ve Güvenlik-İş il temsilcilikleri yayımladıkları mesajlarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutladı.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Gümüşhane temsilcisi İlyas Kocaman, yayımladığı 1 Mayıs mesajında bu yıl içinden geçilen olağanüstü süreç nedeniyle meydanlarda olmadıklarını belirterek, “Bugün 1 Mayıs... Emek dostlarımızla birlikte, haklarımız ve taleplerimiz için mücadelemizi yükselttiğimiz, işyerlerinde ve meydanlarda güçlü bir şekilde haykırdığımız gündür 1 Mayıs... Bugün insanca yaşam ve çalışma şartlarını sağlama kavgasının verildiği, emeğin haklarının, barış ve özgürlük mücadelesinin sürdürüldüğü gün; bugün 1 Mayıs” dedi.

“Bir virüs geldi ve her şeyi görünür kıldı”
Ülkemizle birlikte dünyanın tamamını etkisi altına alan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının yaşamları köklü bir biçimde değiştirdiğini vurgulayan Kocaman, “Bizlerle birlikte tüm dünyada, hak arayanların çıktığı meydanlar bugün sessiz kaldı. Ama halkımızın temel mal ve hizmetlerini karşılamak için işyerlerinde işçiler olarak çalışmaya devam ediyoruz. Emeğin ve emekçinin değerini bugün toplumun tüm kesimleri bir kez daha gördü. Ülke, dil, din, etnik köken, kültürel fark olmaksızın, hepimiz, yani tüm insanlık derin bir belirsizlik döneminden geçiyoruz. Daha önce yaşanmamış anlara tanıklık ediyoruz. Olağanüstü bir dönemin etkilerini ve sonuçlarını görüyoruz. Dünya çapında bu derece sarsıcı bir etkiye neden olmuş bir olay yaşanmadı. Dünya Savaşlarının bile bu kadar yaygın etkisi olmadı. Dünya, geçtiğimiz yüzyıl içinde onlarca badire atlatmış olsa bile, bu kadar geniş kapsamda, milyarlarca insanın etkilendiği başka bir olayı şimdiye kadar görmedi. Okullarda eğitim yapılamaz oldu. Her türlü spor ve kültürel etkinlikler ertelendi. Dini inançların gereği yerine getirilemedi. Uçaklar uçmadı, seyahatler kısıtlandı. Karantina ile birlikte sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, her yıl yaptığı Konferansı bu yıl yapamadı, 2021 yılına ertelemek zorunda kaldı. Covid-19 salgını ile dünya değişiyor. Şimdi sosyal devleti yeniden inşa etmenin zamanıdır. Şimdi işçinin, memurun, çiftçinin, esnafın, emeklinin, işsizin, yani toplumun geniş kesimlerinin taleplerinin karşılanması zamanıdır. Şimdi yaşadıklarımız, önümüzdeki dönemde dünya çapında yaşanabilecek kapsamlı toplumsal dönüşümlerin zemini olmalıdır. Bu dönemin farkına hala varamayanlar var. Birtakım kişi ve kuruluşlar eskisi gibi davranmaya, gelişmeleri fırsata çevirmeye ve hırslarının peşinden koşmaya devam ediyor. Aslında Covid-19, biz işçilerin uzun süreden beri söylediği ve eğer düzeltilmezse tüm insanlığı felakete sürükleyebilecek bir gerçeğin anlaşılmasını sağladı. Bizler; işçi hak ve özgürlüklerinin hiçe sayıldığı bu dünyanın yaşanabilir adil bir dünya olmadığını söyledik, "işler bu şekilde yürümez" dedik. Bir virüs geldi ve her şeyi görünür kıldı” diye konuştu.

Virüsün dünyadaki etkilerini sıralayan Kocaman, şunları söyledi: “Dünyanın ne derece adaletsiz bir şekilde yönetildiğini, işçi hak ve özgürlüklerinin, öncelik sıralamasında ne kadar gerilerde olduğunu herkesin yüzüne vurdu. Yoksulların, yeterli sağlık, beslenme ve barınma koşullarına sahip olmayanların karşı karşıya kaldıkları sefaletin boyutlarını gözler önüne serdi. Sürekli "ellerinizi yıkayın, kişisel temizliğinize dikkat edin" çağrılarının dünya çapında yapıldığı bir ortamda, olağan zamanlarda suya erişemeyen milyonlarca insanın olduğunun farkına varıldı. Bağışıklık sistemini korumak için dengeli beslenmenin önemine vurgu yapılan bir ortamda, dünya genelinde 2019 itibariyle 820 milyon insanın açlıkla mücadele ettiğini görmeyen gözlere gösterdi, duymayan kulaklara duyurdu. İçinden geçtiğimiz süreç, başta sağlık hizmetleri olmak üzere, tüm alanlarda şimdiye kadar yapılmış tüm özelleştirmelerin ne kadar hatalı olduğunu, yeni-liberalizmin sınırlı sayıda zenginin çıkan için milyonlarca insanı nasıl yoksullaştırarak tahakküm altına aldığını kanıtladı. Kendilerini dünyanın yöneticileri gibi gören ülkelerin, bir anda baş gösteren salgınla mücadelede nasıl sorunlar yaşadıklarını gözler önüne serdi. Yaşamım ücretli çalışarak sürdürmekten başka şansı bulunmayan milyarlarca insanın bir anda nasıl işsizlik ve yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalabileceğini bizlere gösterdi. Aslında vasfı ne olursa olsun, dünyanın tüm işçilerinin mevcut ekonomik düzende ne derece kırılgan bir hayat sürdüklerini ortaya koydu. 2020 1 Mayıs'ını karşıladığımız bu olağanüstü koşullar altında bile taleplerimiz geçerliliğini korumaktadır. Covid-19 salgını sürecinde ve sonrasında atılması gereken birçok adım bulunmaktadır: Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi, tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmelidir. Sendikal örgütlenme demokrasinin yapı taşıdır. Ekonomik ve sosyal politikaların öncelikli amacı, refahın adaletli dağılımı olmalıdır. Ücretli çalışanların yaşama ve iş şartları iyileştirilmelidir. Vergide adalet sağlamalıdır. İşsizlik ve kayıt dışı istihdam ortadan kaldırılmalıdır. Stratejik sektörler ve sosyal güvenlik, eğitim, sağlık gibi hizmetler kamu tarafından yerine getirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu kuruluş amacına uygun kullanılmalıdır. Kıdem tazminatı gibi işçilerin en önemli kazanılan korunmalı, esnek çalışmaya dönük değişiklikler gündeme getirilmemelidir. Tüm insanlık olarak bu küresel salgının üstesinden geleceğimize olan inancımız tanıdın Aslında bu insanlığın verdiği bir savaştır. Bu savaşın ön cephesinde yer alan sağlık emekçileri ve dünyanın hala işler durumda kalmasını sağlayan diğer tüm işkollarındaki emekçileri yer alıyor. Ön cephedeki savaşın kazanılması, geri cephedeki önlemlere de güçlü bir şekilde bağlıdır. Bu salgının mağlup edilmesinin ardından, tüm insanlığın bir arada ve barış içinde yaşayabileceği, eşitsizliklerin üstesinden gelmek için bir mücadele vereceği sürecin içine gireceğini ümit ediyoruz. Sendikalar, emek örgütleri, aralarındaki ayrılıklardan kurtulup bir araya gelmek zorundadır. Önümüzdeki yıl hep birlikte 1 Mayıs'ı alanlarda kutlamak, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz. Emeğin hak ve çıkarlarını birlikte koruyup geliştirmeliyiz. Güzel ve güneşli günlerin görüleceği, salgının ve eşitsizliklerin üstesinden gelinmiş bir gelecek umuduyla herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz.”

Güvenlik-İş Gümüşhane İl Başkanlığı adına mesaj yayımlayan Mesut Koç ve Veli Aşcıoğlu ise her 1 Mayıs’ta “Haydi Meydanlara !” diyerek başladıkları sözlerine sözlerimize şimdi “Evde Kal!” diyerek başlamak zorunda olduklarını söyledi.

1 Mayıs’ın demokrasinin, özgürlüğün, emeğin, mücadelenin ve güvenle yaşanabilecek bir geleceğin adı olduğunu kaydeden Koç ve Aşçıoğlu, “İşçi Bayramı olan 1 Mayısları, coşkuyla kutlayacağımız günler de gelecektir. Dünyanın tamamına hakim olmuş, ülkemizde de yayılan ve pandemiye dönen koronavirüsün (Covid-19) günlük yaşamın birçok alanında olumsuz etkiye yol açtığı ve sağlık nedenleriyle ciddi tedbirler uygulandığı bilinmektedir. Ülkemizde ve Dünya’da kutlanan “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nün böyle bir salgın döneminde meydanlarda kutlanması maalesef mümkün olmamıştır. Bu salgın döneminde özellikle sağlık birimlerinde çalışan sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm emekçiler zor şartlar altında da olsa ülkeleri ve milletleri için yaşamın devam edebilmesi adına çalışmalarını sürdürmektedir” dedi.

1 Mayıs’ın yalnızca işçinin ve emekçinin değil, tüm dünyanın bayramı olduğunu kaydeden Koç ve Aşçıoğlu, “Çünkü işçiler sadece kendileri için değil, bizler için alın teri dökmekte; bizlerin sağlığı, güvenliği, aşı, bir lokması için çalışmaktadır. Kendilerine olduğu kadar bizleri de dolaylı yoldan etkileyen ve hakkını vererek gerçekleştirdikleri mesainin karşılığını dahi alamayan işçi kardeşlerimiz için 1 Mayıs sesini duyurma günüdür. 1 Mayıs sadece bir kutlama değil, işçinin haklı mücadelesini dile getirdiği gündür. Taşeron işçiliğin son bulması, ayrımsız kadro talepleri, güvenceli ve sendikalı bir istihdamın, işsizliğin, düşük ücretler için seslerinin duyurulduğu gündür. 1 Mayıs, “İnsan onuruna yakışır bir iş” için meydanlarda toplanıp, çağdaş ve eşit çalışma ortamı taleplerinin dile getirildiği gündür. Unutmayalım ki İşçiler tek kaldıklarında değil, birlik olduklarında güçlüdür. Güvenlik-İş Sendikası olarak, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün pandemi dönemine denk gelmesi ve bu sebeple alanlarda olamayacağımız için bir tarafımız buruktur. Ancak emeğin ve dayanışmanın anlaşılması, tek bir ses, tek bir vücut olmak için böylesi zor bir dönemde emekçilerin göstermiş olduğu özveri ile işlerinin başlarında olmasından dolayı da gururluyuz. Bu 1 Mayıs’ta; Bu salgın günlerinde “emek en yüce değerdir” sloganımızla, kendi nefeslerinden vazgeçerek canları pahasına insanlığa nefes olan sağlık emekçilerinin ve bugünleri güvenli kılan meslektaşlarımız, üyelerimiz ‘’güvenlik emekçilerinin’’ ve tüm emekçilerin; emeklerinin değerini görünür kılmak ve insanca yaşamak için birlik olmak, dayanışmanın ve mücadelenin bir parçası olmak da hepimizin görevi! Bu yılda her yıl söylediğimiz gibi; Dünya'nın en büyük Sendikal hareketlerinden birisi olan TÜRK-İŞ Konfederasyonumuzun öncülüğünde, GÜVENLİK-İŞ Sendikası olarak; -Kıdem tazminatıma dokunma diyoruz, -Taşeron işçiliğe hayır diyoruz, -iş cinayetlerinin olmadığı, -İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin arttırıldığı, -Sendikal örgütlenme önündeki ellerin kaldırıldığı, -Eşit işe eşit ücret adaletinin sağlandığı, -696 KHK’lı işçilerin YHK anlayışından kurtulduğu, -Toplu İş sözleşmelerinde YHK’nın 4+4 çerçevesinin son bulduğu, -Kamuda sen kadrolusun, sen değilsin ayrımına bir an önce son verildiği -Gelir dağılımından bütün çalışanların eşit ve hakça faydalanacağı, -KİT'lerde kadro bekleyen başta özel güvenlik görevlisi kardeşlerimiz olmak üzere tüm çalışanların kadro sorunlarının çözüldüğü, barış, huzur ve güven içerisinde bir ülke diliyoruz. En kutsal kazanç alın teri ile kazanılan helal kazançtır. 1 Mayıs’ta bu helal kazanç üzerine kurulmuş en önemli gündür. Güvenlik-İş Sendikası olarak, tüm emekçilerin, teşkilatımızın ve özel güvenlik görevlilerinin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz. Bu sıkıntılı ve zor günler geride kaldığında, binlerce emekçi kardeşimizle tekrar alanlarda 1 Mayısı en coşkulu şekilde kutlayacağız. Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in bu zorlu süreçte yaptığı anlamlı çağrı ile Sendikalar, emek örgütleri, aralarındaki ayrılıklardan kurtulup bir araya gelmek zorundadır. Önümüzdeki yıl hep birlikte 1 Mayıs'ı alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz. Emeğin hak ve çıkarlarını birlikte koruyup geliştirmeliyiz” diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER