Hafta nedeniyle yayımladığı mesajında İslâm dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevli Diyanet İşleri Başkanlığı’nın milletin hizmetinde olmaya devam ettiğini kaydeden Sevim, “1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanacak “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” Her yaşta vatandaşımıza din konusunda rehberlik ve öncülük yapan din görevlilerimizin ve bütün Diyanet çalışanlarımızın haftasını kutluyorum” dedi.
1986 yılından itibaren Camiler Haftası olarak kutlanan bu haftanın Sendikalarının yetkili olduğu 2002 yılındaki teklifi ile 2003 yılından itibaren Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaya başlandığını hatırlatan Sevim, “Böylece, insanı yaşat ki Devlet yaşasın anlayışı ile din görevlileri haftanın ana unsuru oldu. Cami dendiğinde ilk akla gelen imam ve müezzindir. Kur’an kursu dendiğinde de Kur’an kursu öğreticisidir ve bütün Diyanet çalışanlarıdır. Yurt içinde ve yurt dışında en küçük yerleşim yerlerinde bile, fedakarca hizmet eden din görevlilerimiz, günün her saati vatandaşlarımıza hizmet etmektedirler. Sadece cami ve Kur’an kurslarında değil, insanımızın her anında yanlarında olmaktadırlar. İyi günde sevinçlerine, kederli anlarında acılarına ortak olmaktadırlar. Herkesin hocası olarak birlik, beraberlik ve milletçe bütünleşmeyi tesis etmektedirler. Özellikle, salgın başta olmak üzere, deprem, sel ve diğer afetlerde de ortaya koydukları özveri asla unutulmayacaktır” diye konuştu.
Din görevlilerinin bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında olarak, herkesi ve her kesimi kucaklayıcı bir hizmet sunduğunu ifade eden Sevim, “Din görevlileri, bulunduğu çevrede yardıma muhtaçlara ve kimsesizlere yardımın önderleridir. Hafta vesilesiyle çalışanlarımızın dertleriyle dertlenilmeli, problemlerinin giderilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Asil milletimiz, İslam’a, Kur’an’a, din ve Diyanete olan hürmetinden dolayı, din görevlisine sevgi ve saygı göstermektedir. Öncelikle ve özellikle bütün Diyanet çalışanları da birbirlerine sevgi, saygı ve samimiyetten asla vaz geçmemelidir. Kurum personelinin aidiyet duygusu en üst seviyeye çıkarılmalıdır. Bunun yolu da her düzeydeki kurum yöneticilerinin, çalışanlar arasında ayrıştırmaya izin vermemelerinden başlar. İdareci-çalışan veya çalışan-çalışan arasında rekabet, çekişme, ayrıştırma vb. gibi bize yakışmayan davranışlara izin verilmemelidir. Vatandaşlarımıza anlattığımız kardeşlik, birlik ve beraberlik anlayışlarını önce bizler tesis edebilmeliyiz” şeklinde konuştu.
Bütün atama, nakil, görev, unvan değişiklikleri ve görevlendirmelerde bilgi, ehliyet, liyakat, hakkaniyet ve adaletten ödün verilmemesi, çalışanlar arasında memleketi, mezuniyeti, sendikal tercihi ve birilerine yakınlığı gibi insan onurunu zedeleyen ayrıştırmalara asla izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sevim, “Son günlerde, personeli olmaktan onur duyduğumuz, çalışanlarına hizmet etmekten mutlu olduğumuz Diyanet İşleri Başkanlığımız ve din görevlilerimize yönelik, haksız ve kırıcı söz ve yazıları kınıyoruz. Eleştiriye evet, ancak iftira, yalan, dedikodu ve kişisel-kurumsal itibarsızlaştırmalara hayır diyoruz. Herkesin ölçülü davranmasını bir kez daha hatırlatıyoruz. Camilerimizin ve Kur’an kurslarımızın yapımı, bakımı ve diğer giderlerinin çoğunluğu vatandaşlarımızın katkıları ile olmaktadır. İlgi ve destekleri takdire şayandır. İnşasından başlayarak, yaşamasına katkı sağlayan bütün vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Yüce Allah hepsinden razı olsun. Camileri ve Kur’an kurslarını korumak, yaşatmak ve gelecek nesillere sağlam bir şekilde ulaştırmak hepimizin görevidir. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak; kıymetli din görevlilerimiz ve bütün Diyanet çalışanlarımızın Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı kutluyorum. Vefat etmiş bütün çalışanlarımızı rahmetle ve dualarla anıyorum. Emekli olmuş ve görevlerine devam eden bütün din görevlilerimize ve Diyanet çalışanlarımıza sağlıklı, huzurlu ve esenlikli günler diliyorum. 1-7 Ekim Camiler ve Din Görevlileri Haftamız kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
