Gümüşhaneli yazar Aydın Yalçın’ın Gümüşkoza Gazetesinde 3 yıl boyunca yazdığı makaleler “Süleymaniye Yazıları” adı altında kitaplaştırıldı.
Gündüz Ofset Yayıncılıktan çıkan ve içerisinde 40 makalenin yer aldığı kitap toplam 90 sayfadan oluşuyor. Yazarın ilk kitabı olma özelliğini taşıyan “Süleymaniye Yazıları” kent merkezindeki Akıncı Kitapevinde satışa sunuldu.
Gümüşhane’nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye Mahallesini, coğrafi bir kimlikten ziyade kültürel kimlik olarak irdeleyen Yalçın’ın kitabında Süleymaniye için “Türkiye’de Anadolu ne ise Gümüşhane için de Süleymaniye o dur” ibareleri yer alıyor.
Yalçın’ın kitabından bazı kesitler şu şekilde:
“Türkiye için Anadolu ne ise, Gümüşhane için de “Süleymaniye’” odur. “Süleymaniye” derken bizi ifade ediyorum… Bizi… Bizim tarihimizi… Kendimizi…
“Süleymaniye” salt bir mahalle ya da adı, “eski Gümüşhane” olan bir yer değil. Kendi benliğimiz, ruhumuz, ondan ötesi kimliğimiz / dilimizdir “Süleymaniye…”
Bu bakımdan, “Süleymaniye’yi” anlamadan “Gümüşhane’yi” anlayamayız ve “Gümüşhane’yi” anlamadan da “kendimizi” bilemeyiz…
Farklı din ve farklı toplulukların bir arada yaşaması ve bu farklılıktan bir zenginliğin üretilmesidir Süleymaniye’de yaşam…
Süleymaniye, Gümüşhane’nin Anadolusudur…
Süleymaniye bir fikirdir… Bir düşüncedir… Bir felsefedir… Bir modeldir…
Etkileyici bir yaşama biçimidir… Harika bir mekân seçimidir… Farklı din ve farklı mabetlerin bir aradaki uyumudur…
Ahengin alegorisi, Süleymaniye…
Süleymaniye bir şehrin adıdır ve bir şehirdir. Şehrin tüm kodlarını içinde barındıran bir dünyadır. Geleceğimizi içinde barındıran geçmişimizdir. Süleymaniye, bir şehir tasavvurudur. Bizi, kendimizi, benliğimizi tanımlayan, nasıl şehir-insan olunabilirin tek adresi. Süleymaniye bir mazinin adı değil geleceğimizi kurgulayan bir gerçekliktir.”
Güncelleme Tarihi: 24 Ağustos 2012, 10:37
Gündüz Ofset Yayıncılıktan çıkan ve içerisinde 40 makalenin yer aldığı kitap toplam 90 sayfadan oluşuyor. Yazarın ilk kitabı olma özelliğini taşıyan “Süleymaniye Yazıları” kent merkezindeki Akıncı Kitapevinde satışa sunuldu.
Gümüşhane’nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye Mahallesini, coğrafi bir kimlikten ziyade kültürel kimlik olarak irdeleyen Yalçın’ın kitabında Süleymaniye için “Türkiye’de Anadolu ne ise Gümüşhane için de Süleymaniye o dur” ibareleri yer alıyor.
Yalçın’ın kitabından bazı kesitler şu şekilde:
“Türkiye için Anadolu ne ise, Gümüşhane için de “Süleymaniye’” odur. “Süleymaniye” derken bizi ifade ediyorum… Bizi… Bizim tarihimizi… Kendimizi…
“Süleymaniye” salt bir mahalle ya da adı, “eski Gümüşhane” olan bir yer değil. Kendi benliğimiz, ruhumuz, ondan ötesi kimliğimiz / dilimizdir “Süleymaniye…”
Bu bakımdan, “Süleymaniye’yi” anlamadan “Gümüşhane’yi” anlayamayız ve “Gümüşhane’yi” anlamadan da “kendimizi” bilemeyiz…
Farklı din ve farklı toplulukların bir arada yaşaması ve bu farklılıktan bir zenginliğin üretilmesidir Süleymaniye’de yaşam…
Süleymaniye, Gümüşhane’nin Anadolusudur…
Süleymaniye bir fikirdir… Bir düşüncedir… Bir felsefedir… Bir modeldir…
Etkileyici bir yaşama biçimidir… Harika bir mekân seçimidir… Farklı din ve farklı mabetlerin bir aradaki uyumudur…
Ahengin alegorisi, Süleymaniye…
Süleymaniye bir şehrin adıdır ve bir şehirdir. Şehrin tüm kodlarını içinde barındıran bir dünyadır. Geleceğimizi içinde barındıran geçmişimizdir. Süleymaniye, bir şehir tasavvurudur. Bizi, kendimizi, benliğimizi tanımlayan, nasıl şehir-insan olunabilirin tek adresi. Süleymaniye bir mazinin adı değil geleceğimizi kurgulayan bir gerçekliktir.”