Gümüşhane İktisadi ve Kültürel Kalkınma Derneği (GİKDER) Başkanı Selim Nas, Taksim’de çevre duyarlılığını ön planda tutularak demokratik hakların kullanılması için başlatılan sivil halk hareketinin bu saatten sonra politik bir harekete dönüştüğünü söyledi.
Yaptığı değerlendirmede Taksim Platformunun hükümetten isteklerini ‘işgal devletlerinin Sevr antlaşması’ benzetmesinde bulunan Nas, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Fransa, İngiltere, Almanya veya başka bir ülke tarafından işgal edilmiş olsa dahi işgal eden ülke bu şartları Türkiye Cumhuriyeti hükümetine öne sürme cesaretine sahip olamaz. Taksim Platformunun gerek çevreyle ilgili gerekse demokratik ve özgürlüklerle ilgili her türlü isteğini makul sayabiliriz ancak 3.Köprünün yapılmaması, 3.Havaalanının yapılmaması ve Kanal İstanbul Projesinin iptal edilmesi isteklerini öne sürülmesi akıl ve izandan yoksun olmak demektir.” dedi.
Bu istekleri bir sivil toplum kuruluşu olarak Taksim direnişine demokratik tepkiler boyutunda sonuna kadar destek verdiklerini fakat bu istekleri gördükten sonra Taksim Platformunu oluşturan 6 Sivil Toplum Kuruluşunun amacının tamamen kapitalizme ve Siyonizm’e hizmet ettiğini ifade eden Nas, bu platformun amacının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu söyledi.
Türkiye’de faaliyet gösteren bir STK olarak bu STK’ların bu istekleri karşısında sivil toplum kuruluşu olmaktan utandıklarını kaydeden Nas, şöyle konuştu: “Yeniden büyük Türkiye’nin inşaası için gerek 3.Havaalanı gerekse 3.Köprü hayatı öneme sahiptir. Bu platformun istekleriyle Almanya ve İngiltere devletlerinin isteklerinin bu kadar örtüşüyor olması acaba bu taksim platformunu oluşturan STK’ların bu yabancı devletlerin sözcülüğünü mü yapıyorlar aklımıza gelmektedir. Ülkesini ve Milletini seven hiçbir bireyin bu istekleri kendi devletine ve kendi hükümetine dayatması mümkün değildir. İstanbul’a 3.Havaalanı yapılması özellikle Almanya – Frankfurt ve İngiltere – Londra’yı etkilemektedir. Kanal İstanbul’un yapılması İstanbul’u ayrı bir cazibe merkezi yapacaktır. Şimdi ülkemize daha gelişmiş ve modern bir ülke olmasında etkili olacak bu projelerin iptal edilmesini istemek tam anlamıyla kepazeliktir, sorumsuzluktur ve ihanettir. Bunun yanında devletin ve milletin malına zarar vererek hak aramak şehir eşkıyalığı yapmakla eş değerdir. Başkasının özgürlüğünü ve hakkını gasp edilerek hak aranmaz herkes sağduyulu bir şekilde hak aramalıdır. Ayrıca sevelim veya sevmeyelim demokratik seçimle iş başına gelmiş bir hükümetin başbakanına ve ailesine karşı yapılan Çirkin saldırıları da esefle ve nefretle kınıyoruz.”
Güncelleme Tarihi: 07 Haziran 2013, 15:34
Yaptığı değerlendirmede Taksim Platformunun hükümetten isteklerini ‘işgal devletlerinin Sevr antlaşması’ benzetmesinde bulunan Nas, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Fransa, İngiltere, Almanya veya başka bir ülke tarafından işgal edilmiş olsa dahi işgal eden ülke bu şartları Türkiye Cumhuriyeti hükümetine öne sürme cesaretine sahip olamaz. Taksim Platformunun gerek çevreyle ilgili gerekse demokratik ve özgürlüklerle ilgili her türlü isteğini makul sayabiliriz ancak 3.Köprünün yapılmaması, 3.Havaalanının yapılmaması ve Kanal İstanbul Projesinin iptal edilmesi isteklerini öne sürülmesi akıl ve izandan yoksun olmak demektir.” dedi.
Bu istekleri bir sivil toplum kuruluşu olarak Taksim direnişine demokratik tepkiler boyutunda sonuna kadar destek verdiklerini fakat bu istekleri gördükten sonra Taksim Platformunu oluşturan 6 Sivil Toplum Kuruluşunun amacının tamamen kapitalizme ve Siyonizm’e hizmet ettiğini ifade eden Nas, bu platformun amacının üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu söyledi.
Türkiye’de faaliyet gösteren bir STK olarak bu STK’ların bu istekleri karşısında sivil toplum kuruluşu olmaktan utandıklarını kaydeden Nas, şöyle konuştu: “Yeniden büyük Türkiye’nin inşaası için gerek 3.Havaalanı gerekse 3.Köprü hayatı öneme sahiptir. Bu platformun istekleriyle Almanya ve İngiltere devletlerinin isteklerinin bu kadar örtüşüyor olması acaba bu taksim platformunu oluşturan STK’ların bu yabancı devletlerin sözcülüğünü mü yapıyorlar aklımıza gelmektedir. Ülkesini ve Milletini seven hiçbir bireyin bu istekleri kendi devletine ve kendi hükümetine dayatması mümkün değildir. İstanbul’a 3.Havaalanı yapılması özellikle Almanya – Frankfurt ve İngiltere – Londra’yı etkilemektedir. Kanal İstanbul’un yapılması İstanbul’u ayrı bir cazibe merkezi yapacaktır. Şimdi ülkemize daha gelişmiş ve modern bir ülke olmasında etkili olacak bu projelerin iptal edilmesini istemek tam anlamıyla kepazeliktir, sorumsuzluktur ve ihanettir. Bunun yanında devletin ve milletin malına zarar vererek hak aramak şehir eşkıyalığı yapmakla eş değerdir. Başkasının özgürlüğünü ve hakkını gasp edilerek hak aranmaz herkes sağduyulu bir şekilde hak aramalıdır. Ayrıca sevelim veya sevmeyelim demokratik seçimle iş başına gelmiş bir hükümetin başbakanına ve ailesine karşı yapılan Çirkin saldırıları da esefle ve nefretle kınıyoruz.”