Kareograf, dansçı ve dans eğitmeni Ahmet Lüleci ile birlikte Doğu Karadeniz Gezisi kapsamında Gümüşhane’ye gelen dans tutkunları arasında bulunan Yunanistan vatandaşı Kyriakos Moisidis, diğer ziyaretçilerden farklı olarak çok daha yoğun duyguların etkisinde kaldı.
Süleymaniye Rum okulunda okumuş dedeleri tarafından Yunanistan’ın Selanik kentinde kurulan benzer Rum okulunda eğitmen olarak görev yapan Moisidis, Gümüşkoza’ya yaptığı açıklamada; kendisinin aslen Gümüşhaneli olduğunu ve dedelerinin mübadele yıllarında önce Kars’a oradan da Yunanistan’a göç ettiğini söyledi.
Atalarının doğup büyüdüğü toprakları görmek için geziye katıldığını kaydeden Moisidis, “Şu anda çok duygusalım. Duygularımı tarif edemiyorum. Çok çok uzun zaman sonra dedelerimin yaşadığı topraklara, evime dönmüş gibi hissediyorum” dedi.
“Gümüşhane Aynı Zamanda Eğitim Merkeziydi”
Tarih boyunca Anadolu’da yaşamış Yunanlılar için Gümüşhane’nin çok önemli bir merkez olduğunu belirten Moisidis, “Bunun sebeplerinden biri meslek olarak madenci olan bir toplum var ve Gümüşhane’de önemli bir maden kenti. Bir diğeri de Gümüşhane okulların olduğu bir eğitim merkeziydi. Burada okula başlamış ve daha sonra çok önemli edebiyatçılar, eğitimciler haline gelmiş isimler var” diye konuştu.
“Bir Kapı Açıldı. Bu Kapı Hep Açık Kalmalı”
Hem kişisel olarak hem de kültürel olarak Süleymaniye’nin kendisi için çok önemli olduğunu dile getiren Moisidis, “Çocukluğumdan beri nereden geldiğimiz ile ilgili anlatılanları bizzat yerinde görmek çok özel bir duyguydu. Bu yaşadıklarımı ülkeme döndüğümde oradaki dostlarımla paylaşacağım. Gümüşhane benim çevremdeki insanlar, daha doğrusu Anadolu’dan göç etmek durumunda kalmış insanların torunları olarak bizler için çok önemli. Bu ziyaretin ardından Gümüşhane ile benim dünyamdaki insanlar arasında bir kapı açılmış oldu. Bu kapının daima açık kalması gerekiyor. Yüzyıllar boyu huzurlu bir şekilde bir arada yaşadığımız topraklarda, komşularımızın torunları ile tekrar buluşmuş olmak çok duygusal bir şey” şeklinde konuştu.
“Restorasyon ve Yapılar İçin Açıklayıcı Bilgiler İstiyoruz”
Süleymaniye ile ilgili memnuniyetini ve beklentilerini aktaran Moisidis, “Bu tarihi binaların, kiliselerin, hamamların, okulların restore edilmesi ve buraların açıklayıcı bilgiler ile donatılması gerekiyor. Buralar yıllar boyu bakımsız kalmış ve önemsenmemiş. Bu durumda Süleymaniye’nin potansiyelini öldürmüş. Gelebilecek insanlara sun ulabilecek şeylerin azlığı ve yıkıntı halindeki görüntüleri dikkat çekici. Oysa bu yapılar, binalar, evler restore edilmiş, gelecek insanların hizmetine sunulmuş olsa gelecek olan insanlarda memnun olur. Böylece de bir kültür etkileşimi, karşılıklı saygı sevgi oluşumu ve tabii ki turizm hareketliliği meydana gelir” ifadelerini kullandı.
“Süleymaniye Yaşamalı”
Süleymaniye’nin yaşamasını, canlı bir ortamın olmasını istediklerini kaydeden Moisidis, “Örneğin şu anda içerisinde olduğumuz konağın sahibi bayanın ilgili ve sıcak tavırları bizleri son derece memnun etti. İnsanlar geldiğinde sadece binaları görmemeli. Canlı bir hayatın içine girdiklerini hissetmeliler. Bunun için yaşıyor hale getirilmeli. Biz bu tarihi destinasyonlarımızda ne kadar orijinal haline yaklaşırsak turizm pastasından o denli fazla pay alma şansını buluyoruz. Bu konuları öncelik haline getirdiğimizde, iletişim sağlandığında ve binaların restorasyon işleri tamamlandığında Süleymaniye’nin ne kadar potansiyele sahip olduğunu herkes daha iyi görebilecektir” dedi.
Süleymaniye’den Selanik’te ki Rum Okuluna
Moisidis açıklamalarının son bölümünde ise atalarının Yunanistan’a göç ederken Süleymaniye Rum Okulunda bulunan kitapları yanlarında götürdüklerini ve o kitaplardan bazılarının halen Selanik’te yaptırdıkları ve kendisinin de öğretmen olarak görevli olduğu Rum okulunun kütüphanesinde olduğunu aktardı.
Haberin Kaynağı: Gümüşkoza Gazetesi