Kitaplar hakkında bilgi veren ve özellikle ‘Gümüşhane Belediye Başkanları’ eserini Gümüşhane’ye kazandırdığı için mutlu olduğunu ifade eden Turan Tuğlu; “Uzun yıllardır yazmayı düşündüğüm bir eserdi. Yalnız ben Gümüşhane Merkez Belediye Başkanlarını yazmayı planlıyordum. Daha sonra sevgili dostumuz Gümüşhane Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Şair-Yazar Sayın Talat Ülker, ilçeleri de dahil etmemizi önerdi. Bu öneri belki daha fazla çalışmamıza sebep oldu ama kesinlikle çok güzel ve yararlı bir eser ortaya çıktı. Daha önce yayınladığımız ‘Gümüşhane Valileri’ kitabından sonra Bele-diye Başkanlarını da yazmamız gerektiği kanaatine vardık. Bu eserin ortaya çıkmasında çok sayıda dostumuzun katkısını aldık. Bu vesileyle herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
‘Nüktedanlar ve Nükteler’ eserinin ise daha çok talep üzerine ilaveler yapılarak 2. baskısının yapıldığını ifade eden Turan Tuğlu; “Daha önce yayınladığımız ve çok beğenilen, tamamı gerçek yaşanmış hikâyelerin yer aldığı ‘Nüktedanlar ve Nükteler’ eserinden birazda bizim eksikliğimizden kaynaklanan sebeplerden dolayı elimizde hiç kalmamıştı. Dostlarımızın ısrarlı taleplerine cevap veremediğimiz için yeni baskı yapmayı planlarken, 1.baskıda yazmadığımız hikâyelerinde olmadığını fark ettik. Bunun üzerine 55 yeni yaşanmış hikâye ilave ederek 2.baskıyı yaptık. Hemşehrilerimizin okurken keyif alacağı bir eserin ortaya çıktığını düşünüyorum. Her iki eserinde ilimize hayırlı olmasını dilerken, bu eserlerin meydana çıkmasında büyük gayretleri ve katkıları olan dostlarımıza ve yararlandığımız kaynak sahiplerine tekrar teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Daha önce; Bir Avuç Çağala, Kuşakkaya’ya Mektuplar, Kuşakkaya Yazıları-1, ‘Kuşakkaya Yazıları-2, Kuşakkaya Yazıları-3, Nüktedanlar ve Nükteler, Gümüşhane Valileri, Ziya Beyin Şahadeti ve Gümüşhane’de İz Bırakanlar isimli 9 kitabı yayınlanan Turan Tuğlu’nun, ‘Gümüşhane Belediye Başkanları’ isimli kitabı 10. eseri oldu.
NÜKTEDANLAR VE NÜKTELER KİTABINDAN
Gene mi Ben Susayım!..
Adam, harmanını savurmuş. Çıkan buğdayı çuvallara doldurmak için yığmış. Çuval getirmeğe gitmiş, dönünce bir de bakmış ki bir kaz 10 tane yavrusuyla buğdayları yiyor. Adam, harman aktardığı yabayı eline almış, kazın üstüne doğru yürümüş. Kaz, civcivlerini korumak amacıyla adama dönmüş sıssssss diye bir ses çıkarmaya başlamış. Adam da kazın çıkardığı sesi sussssss diye algılayınca kaza : “Civcivlerini toplamış, çoluğumun çocuğumun rızkını yiyorsun, gene mi ben susayım !…” demiş.
Ayıdan Yana Mı Olacağım
Bu olayı eski parlamenter, eski Baro Başkanı Av. Necati Akagün anlatmıştı.
Kelkit ilçesine bağlı eski adı Pekün, şimdiki adı Ünlüpınar’da iki kardeş kavga etmiş. Birisi başından, diğeri kolundan yaralanmış. Komşular araya girmiş kavgayı büyümeden önlemişler.
Ancak, başından yara alan kişi sabah namazından sonra, kardeşini dava etmek için Kelkit ilçesinin yolunu tutmuş. Diğer kardeşi de onu takip ederek, yaralı önde, az yaralı arkada yola koyulmuşken, Özen köyünün karşılarında öndekinin önüne bir ayı çıkmış. Birden duraklamış. Arkasına dönmüş ki, kardeşi de arkasından geliyor.
İleri gitse ayı, geri dönse akşam kavga ettiği kardeşi. İkisi arasında bocalarken, kardeşi arkadan bağırmış : “Yürüsene ulan, kardeşimi bırakıp da ayıdan yana mı olacağım !…”
İki kardeş arasındaki dava da oracıkta tatlıya bağlanmış.
GÜMÜŞHANE BELEDİYE BAŞKANLARI KİTABINDAN
Osman Bey (Ataç) (1922-1931)
01.07.1871 tarihinde Gümüşhane Sadettin Mahalle-sinde doğdu. Kadirbeyzade Salim Bey’in oğludur. Annesi lale Hanım. Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Gümüşhane Sancağı Şubesi Başkanlığı görevinde bulundu. 1922-1931 yılları arasında Gü-müşhane Belediye Başkanı olarak görev yapmıştır. 19.11.1933 tarihinde Gümüşhane’de vefat etmiştir. Mezarı Hasanbey Mahallesinde iken sonradan akrabası Ernail Ataç tarafından Emirler Mezarlığına nakledilmiştir. Nesime Hanımla evliliğinden Abdurrahman Naci, Nabi Vicdani ve Mehmet Necati’nin babasıydı. Uzun boylu, etine dolgun, hafif göbekli bir adamdı. Çocuktum; onun sarkık bıyıklarını nedense resmini kitaplarda gördüğüm Yavuz Sultan Selim’in bıyıklarına benzetirdim. Kıp-kırmızı dolgun yanakları gerdanına sarkardı. Gürül gürül bir konuşması vardı.
Haberin Kaynağı: Gümüşkoza Gazetesi