Yaptığı açıklamada Aile Hekimleri ve aile sağlığı çalışanları için bugüne kadar Türk Sağlık Sen’in kazanımlarını sıralayan Başkan Ciğerci, “Gün geldi cumartesi nöbetleri dayatıldı. Buna karşı en kararlı tavır ve mücadele sendikamız tarafından ortaya konuldu. Her hafta aldığımız ayrı ayrı eylem kararları ile beraber bir eylem kültürü ortaya koyduk ve cumartesi nöbetlerini sonlandırdık. Gerek sendikal faaliyetler, gerekse diğer konularda verilen disiplin cezalarını mahkemelerde iptal ettirdik. Adli tıp ve benzeri birçok nöbeti iptal ettirdik. Ücretlerde sosyo-ekonomik düzeyin dikkate alınmasını sağladık. Haksız kesilen damga vergisini iptal ettirdik” dedi.
Açtıkları dava üzerine aile hekimliğine geri dönüşü engelleyen düzenlemelerin kaldırıldığını ve ilçe dışındaki aile hekimleriyle sözleşme imzalamanın önündeki engellerin kaldırıldığını hatırlatan Ciğerci, “Yaptığımız başvuru üzerine maaş bordrolarının internetten yayınlanması sağlandı ve Aile Sağlığı Merkezlerinde indirimli kamu tarifesi (elektrik, su) hayata geçti. Bunun yanı sıra birçok meseleyi Sağlık Bakanlığı ve Halk Sağlığı Kurumu ile çözüme ulaştırdık” diye konuştu.
Sorunların tespitine ve buna yönelik girişimlere bugün bir yenisini daha eklediklerini dile getiren Ciğerci, “Aile sağlığı çalışanlarının diyabet taraması ve izlemi, hipertansiyon taraması ve izlemi, kanser mamografisi, KVR taraması ve izlemi, obezite taraması ve izlemi ile yaşlı sağlığı izlemi gibi kendilerinden kaynaklı olmayan HYP tarama ve takip işlemleri nedeniyle maaş ödemelerinde düşüş yaşadıkları görülmüştür. Çalışanlarda bu mağduriyetlerine sendikamıza iletmişler ve çözüm için girişimlerde bulunmamızı istemişlerdir. Sendikamız tarafından Sağlık Bakanlığı’na bir başvuru yapılarak Aile sağlığı çalışanlarının HYP tarama ve takip işlemleri nedeniyle maaşlarında yaşanan düşüşlerin giderilmesi için düzenleme yapılması istenmiştir. Başvuruda aile sağlığı çalışanı olarak görev ifa eden personellerin kendi sorumlulukları dışında kalan HYP tarama ve takip işlemleri nedeniyle maaş ödemelerindeki düşüşlerin önüne geçilebilmesi adına gerekli mevzuat düzenlemelerinin hayata geçirilmesi talep istenmiştir. Bu arkadaşlarımız kendileriyle ilgisi olmayan bir işlem nedeniyle mağdur edilmektedirler. Bu konuda hakkaniyet ölçüsünde düzenleme yapılarak bu mağduriyet giderilmelidir. Konunun takipçisi olmaya çalışanların hak ve hukuk mücadelesini kesintisiz sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yaptıkları ve çalışanların hak ve hukuku için gösterdikleri tavrın ve duruşun net olduğunu kaydeden Ciğerci, “Buna tüm aile hekimliği çalışanları şahittir. Çözüm odaklı ilerlemeyi, çalışanların beklentilerine göre hareket etmeyi ve mücadelemizde kazandırmayı temel ilke olarak görüyoruz. Bu anlamda da son yönetmelik değişikliği ile ilgili tasarı gündeme geldiğinde itirazlarımızı ifade etmiştik. Sahanın beklentilerinden uzak yeni mağduriyetlere yol açacak düzenleme ile ilgili yanlışlara dikkat çekmiştik. Gerek AHEF’le yürüttüğümüz süreç, gerekse yönetmelik düzenlemesine karşı her platformda çalışanlara verdiğimiz destekle sahanın beklentilerini dile getirmiştik. Sağlık Bakanına ve Bakanlık yetkililerine bu yönetmelikle ilgili sıkıntıları aktarmış ve sosyal tarafların sürece dahil edilmesi gerektiğini vurgulamıştık. Fakat yönetmelik değişikliğiyle çalışanları mağdur edecek düzenlemeler hayata geçti. Sendika ilk iş olarak mücadelemizi hukuki platforma taşıdık. Söz konusu Yönetmelikte yer alan sözleşme yenileme kriterleri düzenlemesi, teşvik ödemeleri ve akıllı ilaç kullanımı ile ilgili katsayı belirlemeleri, entegre sağlık merkezlerindeki nöbetleri içeren değişiklikler ve kayıtlı kişi sayısının düşürülmesi başta olmak üzere mağduriyete neden olan tüm düzenlemelerle ilgilide hukuki sürecimiz devam etmektedir” dedi.
Açılan davanın yanı sıra Sağlık Bakanına sahanın talepleri ve yönetmelikle ilgili sıkıntıları rapor halinde aktardıklarını ve sahanın taleplerinin iletildiğini vurgulayan Ciğerci, “Çözüme ulaşana kadar mücadelemiz sürdürülecektir. 15 Aralık itibarıyla aile hekimliğinde başta HYP ve en temel sendikal hakkını kullanarak iş bırakan çalışanların çalışılmış günlerin eksik hesaplanması olmak üzere ücretlerde düşüşler yaşandığı görülmüştür. Aile hekimliği çalışanlarının ücretlerindeki bu geriye gidiş kabul edilemez. Özellikle yasal bir hak olan sendika faaliyete katılma nedeniyle çalışanların eksik gün hesabıyla cezalandırılması hukuka aykırıdır. Yüksek yargı kararları başta olmak üzere mahkemeler sendikaların aldığı bu tip kararlarla ilgili hükümleri nettir. Bu faaliyetler nedeniyle keyfi kararlar verilip çalışan mağdur edilemez. Bu nedenle ücreti azalan her bir arkadaşımızın hukuki haklarını tüm platformlarda savunacağız. Davalar açacağız. Aile hekimlerimiz ve aile sağlığı çalışanlarımızın her bir meselesi bizim meselemizdir diyoruz. Yaptıklarımızın yapacaklarımızın teminatı olduğunu bir kez daha vurguluyor; sorunların çözülmesi, yanlıştan dönülmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi adına mücadelemizin kesintisiz olarak kararlılıkla devam edeceğini ifade ediyoruz” diye konuştu.