TÜRKAV’ın konuğu olan Hasan Pir’den önemli açıklamalar

Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Gümüşhane Şubesi tarafından “Türk Kahvesi, Kırmızı Koltuk, Gümüş Kalem” konseptiyle her ay gerçekleşen ayın konuğu programında Kasım ayının konuğu Gümüşhane Olay Gazetesi Medya Danışmanı eğitimci-yazar Hasan Pir oldu.

TÜRKAV’ın konuğu olan Hasan Pir’den önemli açıklamalar

Programa Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Gümüşhane Şubesi Başkanı Ercan Küçüköner, vakıf üyeleri, yerel basın temsilcileri katıldı.

Özel İdare İş Merkezi’nde bulunan TÜRKAV Gümüşhane Şubesinde düzenlenen programda Hasan Pir basın mensupları ve dinleyicilerden gelen soruları cevaplandırdı. 

“TÜRKAV ve Küçüköner Gümüşhane’de İz Bıraktı”

Hasan Pir, programın başında TÜRKAV şube başkanı Ercan Küçüköner’e teşekkür ederek şunları söyledi: “TÜRKAV şube başkanı Ercan Küçüköner’i tebrik ediyorum. TÜRKAV ve Küçüköner Gümüşhane’de iz bıraktı. Bu tür kültür programları Gümüşhane’nin önemli bir ihtiyacı idi. Ama her nedense resmi ve özel kurum ve kuruluşlar bu tür çalışmaları Gümüşhane’de pek yapmadılar veya yapamadılar. Sürekliliği olan bir çalışmaya imza atamadılar. Ama, gördük ki, Ercan Hoca, bu işi başardı.  Bir yıldan beri aralıksız her ay davet ettiği misafirleriyle Gümüşhane’yi konuşuyor. TÜRKAV Gümüşhane Şubesi 21 Temmuz 2021 tarihinde açıldıktan sonra kesintisiz kültür hizmetleri devam ediyor. Bu çalışmalara Gümüşhanemizin çok ihtiyacı var. İnşallah diğer kurumlar da benzer çalışmalara el atarlar.”

Olay Gazetesi Medya Danışmanı Eğitimci Yazar Hasan Pir’in kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevaplar şöyle:

“Eski Türkiye ile Yeni Türkiye’yi karşılaştırır mısınız?”

“Ben 1955 doğumluyum. Bizim kuşak şu anda 67 Yaşında.  1955 kuşağının en önemli özelliği eski teknolojilerle yeni teknolojilerin beraber kullanıldığı bir geçiş sürecini yaşaması… Örneğin biz hem öküzlü, sabanlı, saman makinalı bir hayatı yaşadık, hem de patoslu, biçer döverli bir hayatı yaşadık. Bizim kuşak telefonsuz dönemi de, santralli telefonları da, tuşlu telefonları da ve nihayet cep telefonunu da yaşayan bir kuşak. Daktiloyu da, bilgisayarı da aynı anda yaşayan bir kuşak…  Ben, köyümde fitilli gaz lambasını, camlı gaz lambasını, feneri kullanıp ardından da elektiriği kullandım. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün…

Bizim kuşağın bir başka özeliği de 1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizin biz 32. Yılında dünyaya geldik.  Yani şu an itibariyle 100 yıllık Cumhuriyetimizin 68 yılını fiilen yaşadık.

Bu bilgilerden sonra şimdi sorunuzu cevaplayabilirim. Ben, 2000 yılına kadar olan Türkiye’ye eski Türkiye diyorum. 2000 yılından sonraki Türkiye yeni Türkiye’dir.  Yeni Türkiye maddi olarak alt yapısını büyük oranda 2000 yılından sonra tamamlayan bir Türkiye... Avrupa ve dünya standartlarına her konuda 2000 yılından sonra kavuştuk. Ülke olarak rahatladık. İhtiyaçlarımız bitti mi, elbette bitmedi. İnsanoğlu zaman sürecini yaşıyor, zaman da sürekli yeni ihtiyaçlara gebedir. Zaten, insanın ihtiyaçları hayalleri kadar geniştir. Bir şeyi hayal ediyorsanız o hayale insanoğlu çalışıp ulaşabilir demektir. Bir yıl sonra gireceğimiz Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılı inşallah daya iyi olacaktır.”

“2023 Yılında başlayacak Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılından beklentileriniz nelerdir?”

“1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.  Henüz imkânları, kadroları tam teşekkül etmemiş olan yokluklarla savaşan bir ülkeydik. Ordusu ve milletiyle verilen bir istiklal savaşı sonrası kurulan bir Cumhuriyet’ten bahsediyoruz. O günün şartlarında özellikle Avrupa’nın çok gerilerinde bir ülke idik…  Ama, yüz yıl aradan sonra, 2023 yılında devleti ve milletiyle çok kuvvetli bir Türkiye’den bahsediyoruz. Allah’a şükür bugünleri gördük.  1923 yılının yeni kurulan ama imkansızlıkları olan bir Türkiye Cumhuriyeti’nden 2023 yılında dünya lideri olan, dünyaya yön veren bir döneme geçtik. Bu konuda ne kadar şükretsek azdır.  

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan 2023 yılı ile başlayacak yüzyıla “Türkiye Yüzyılı” adını vermişti. Ne kadar güzel, ne kadar mutlu eden bir ifade. Türkiye Yüzyılı sadece millet olarak bizi değil, tüm dünyayı rahatlatacaktır. Mazlum milletleri rahatlatacaktır.” 

“Dünümüzü, bugünümüz ve yarınımızı sosyolojik açıdan nasıl değerlendiriyorsunuz?”

“Biz çok kuvvetli bir milletiz.  Allah’ın izni ile kolay kolay savrulmayız.  Ama, bizimle çok uğraşıyorlar.  Tarih boyunca düşmanımız hiç eksik olmadı. Bizi hiç kimse savaş meydanlarında yenemedi ama, ayak oyunları ile kültür yozlaşmaları ile yenmeye çalışıyorlar.

Biz öncelikle maddi ve manevi değerlerimize sahip çıkıp bunları çocuklarımıza, gençlerimize anlatıp aktaracağız.  Kendisiyle barışık gençler yetiştireceğiz.  İnsanımız hayata bardağın dolu tarafından bakarsa mutluluklar o kadar artacak. Kendi hayatını başkasının hayatı ile kıyaslayıp imkanları daha üst seviyede bulunan insanlara düşman olan değil, kıskanan değil, kendi varı ile mutlu olan bir nesil yetiştirmemiz lazım.

Ben her şeye rağmen gençliğimizi bugün çok iyi görüyorum.  Dünyanın en iyi gençliği. Geleceğimizi onlara teslim edeceğiz.  Bugün sorgulayan, okuyan düşünen ve milli ve manevi duyguları eski yıllara göre çok yüksek olan bir gençlik var. Ben çok umutluyum.  İlimle, irfanı birleştiren bir nesilden söz ediyorum.  Bu neslin adı Cumhurbaşkanımızın ifadesi ile  Teknofest neslidir. Cumhurbaşkanımız çok güzel bir isim bulmuş. Batı toplumlarının çürüdüğü bir anda biz Dünya ufkunda doğduk.  Bugün batıda çürüyen bir gençlik, biz de ise turfanda bir gençlik var. Biz gençliğimizle gurur duyuyoruz. Her şeyde olduğu gibi gençliğimize de bardağın dolu tarafından bakacağız.” 

“Hayata Bakış Açınız Nedir?”

“Günümüzde insanımızın hayata bakış açısı çok önemli. Mutluluğun birinci yolu Yaratana inanmakla başlıyor. Koskoca bir evrende küçük bir insanın tek zenginliği Rabbini, Yaratıcısını tanımakla başlıyor. Kainatı insanın emrine veren bir Allah’a inanmak, iman etmekten ve ona tevekkül etmekten daha büyük bir şans ve mutluluk olabilir mi? Ölümü öldüremeyen bir insanoğlu her zaman acizdir.  Aciz olan insanın en büyük mutluluğu kudreti sonsuz bir Allah’ı kabul edip tanımasıyla başlar. İbadetlerimiz ise bizim ve ailemizin mutluluk reçeteleridir.

Allah’a şükür ülkemizde Camilerimizde beş vakit ezanlar okunuyor, ibadetlerimizi gönül rahatlığı içinde yapıyoruz. 

Biz doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e layık doğruluğu fert olarak yaşamak zorundayız. Toplumda gördüğümüz arızalar bize ait hatalardır. Yolda yürürken önümüze çıkan dikenler ya ektiklerimizdir ya da biçmediklerimiz.  Allah’ı, onun Peygamberi Hz. Muhammed’i hem kendimiz çok iyi öğrenip hem de aile fertlerimize, akrabalarımıza, komşularımıza anlatacağız. Çünkü; ahlaklı bir toplumun reçetesini Allah (c.c)  Kur’an’da belirtmiş ve peygamberimiz Hz. Muhammed ise hayatında, Hadislerinde, sünnetlerinde bu güzellikleri göstermiştir. İstikametli bir İslami yaşayış fert ve aile olarak mutluluğumuzun temelidir. Bütün bunlara bağlı olarak zaten dinimiz İslam bize mutluluğumuz için hayata bakışımızın bardağın dolu tarafından olması gerektiğini de her vesile ile telkin etmektedir.” 

“2023 Seçimleri İçin Öngörünüz Nedir?”

“2023 Seçimleri ülkemizde her bakımdan önemli seçimlerdir. Gerçi Türkiye’de önemli olmayan hiç bir seçim yoktur. Her seçim kendi konjonktürü içinde hep önemli olmuştur.

2023 Seçimleri, Cumhuriyetin 2. yüzyılının başlamasına denk gelmektedir. Bu denk geliş seçimlerin de önemini tarihi bir konuma getirmiştir.

Halen ülkemizi yöneten iktidardaki AK Parti bundan önceki seçimlerde “söz veriyoruz yapacağız” diyen bir anlayışta idi. Şimdi ise “yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” anlayışına geçildi. Çünkü; Sayın Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin yaklaşık 20 yıllık iktidarı döneminde ülkemizde devasa çalışmalar yapıldı. Türkiye adeta dünya birinci liginde birinci sıraya oturdu. Bu çalışmaları vatandaşlarımız görüyor. Özellikle terörle mücadele konusundaki başarı, yıllarca terörden çok çeken vatandaşımızı mutlu ediyor.  Savunma sanayiinde gelinen nokta ise harikulade. Bütün bu gelişmeler toplandığında ülke genelinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sayın Erdoğan tekrar açık ara Cumhurbaşkanı seçilecektir. Görüntü budur. Milletvekilliği seçimlerine gelince, partilerin seçim çevrelerindeki vitrinleri seçimlerde en etkili faktör olacaktır diye düşünüyorum.

Seçimlerde herkesin bir hesabı var. Ama sonuç itibariyle Allah’ın da bir hesabı var. Bu hesap bakalım ki nasıl tecelli edecek. Duamız ülkemizin hayrına tecelli edecek bir sonucun çıkmasıdır.”

“Sizce Gümüşhane’de Yüz Yılın Olayı Nedir?”

Gümüşhane için yüzyılın olayı olarak Yeni Zigana tünellerinin yapılışını görüyorum. Zigana dağı bütün haşmeti ile tarih boyunca Gümüşhane için gelişimin önünde demir bir engel olmuştur. İnşallah dört ay sonra açıldığında bu durum Gümüşhane için bir milat olacaktır. Gümüşhane bundan sonra çok hızlı bir kalkınmışlık ve sosyal ve ekonomik hareketlilik içine girecektir.” 

“Yüzyıllık Cumhuriyet Türkiyesi’nde Hangi Olayları Önemli Görüyorsunuz?”

“100 yıllık Cumhuriyetimizde aslında her olay önemlidir. Ama, her vatandaşın olayları değerlendirişi elbette farklı olacaktır. Ben önemli gördüğüm üç olaydan bahsetmek istiyorum. Demokrat Parti Dönemimde rahmetli Menderes zamanında Ezanın aslına döndürülmesi olayı, Sayın Erdoğan Döneminde başörtüsü yasağının okullardan ve kamu kurumlarından kaldırılması olayı ve Ayasofya’nın yeniden Camiye çevrilmesi olayı.

Üzüldüğüm olayların başında ise ülkemizin gelişimine engel olan tüm terör olayları, ihtilaller ve ülkemize zaman kaybettiren koalisyonlarla ülkemizin yönetilmesi dönemleri geliyor.”

“Gümüşhane İçin Yapılması En Elzem İş Olarak Neyi Görüyorsunuz?”

“Gümüşhane, yapılan bunca hizmete rağmen gelişmesi için belki de yapılanlardan çok daha fazla işlerin yapılmasını bekliyor. Hem ekonomik, hem sosyal, hem kültürel ve alt yapı bakımından Gümüşhane henüz doyum noktasına ulaşmadı. Saymaya katlığımızda belki yüzlerce kalem iş sayabiliriz ama, ben yapılması gerekil en önemli iş olarak Tirebolu – Torul yolunun, yani Kürtün devlet karayolunun duble yol yani bölünmüş yol yapılmasını en önemli iş ve ihtiyaç olarak görüyorum.”

Hasan Pir kimdir?

1955 yılında Gümüşhane ili Torul ilçesi Güzeloluk köyünde doğdu. 

İlkokul öğrenimini köyünde, ortaokul ve lise öğrenimini Ordu’da tamamladı.

1977 yılında Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Gümüşhane Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği görevine başladı. 

Meslek hayatı boyunca çeşitli okullarda öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. 1989-1999 yılları arasında Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu. 2000-2004 yılları arasında Eskişehir Mehmetçik İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yaptı. 2004 yılında kısa bir süre Bayburt Milli Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürü olarak görev yaptıktan sonra aynı yıl tekrar Gümüşhane Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı görevine atandı. 2005 yılı Haziran ayında İçişleri Bakanlığı’nca Gümüşhane İl Özel İdaresi  Genel Sekreteri olarak atandı.

2005-2007 yıllarında iki yıl süreyle Gümüşhane İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevini yürüttü. 2007 yılı Ağustos ayında kendi isteği ile emekli oldu. 

2010 yılında Gümüşhane Kent Konseyi Başkanlığına seçildi ve bu görevi 2020 yılına kadar devam etti.

2002 yılında gazetelerde köşe yazarlığı yapmaya başlayan Hasan Pir, Eskişehir’de İki Eylül, Gümüşhane’de Demokrat Gümüşhane ve Kuşakkaya gazetelerinde yazarlık yaptı. 2014 yılından beri aralıksız Gümüşhane Olay Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmaktadır.

Hasan Pir; 2012 yılında www.gumushanedenhaber.com haber sitesini kurdu. 

Haziran 2020 tarihinden beri Gümüşhane Olay Gazetesi’nde medya danışmanlığı görevini yürütmektedir.

Evli ve iki çocuk babası olan Hasan Pir’in basılmış yedi eseri bulunmaktadır. 

Hasan Pir’in basılmış eserleri şunlardır:

1-Gümüşhane’nin Kültür Ögeleri   
2-Gümüşhane Şiirleri Antolojisi   
3-Ahlak Depremi – Evde Kral Kim   
4- Bir Sevda Mesleği Öğretmenlik   
5-Belediyelerle İlgili ve İlintili Mevzuat Rehberi  
6-Gümüşhane Yazıları  
7-Oraya Gidip de Gelen var 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER