Yaptığı açıklamada arzularının insan onuruna yaraşır bir iş, bütün kamu çalışanlarının annesi, babası, eşi ve çocuklarıyla bir arada yaşama hakkına kavuşması olduğunu kaydeden Ünlü, “Kamu personel sistemi, iş güvencesi, tayin, kurum değişikliği, aile birliği, görevde yükselme gibi hakları tüm çalışanlara sağlayan bir yapıya dönüştürülmelidir. Aynı okuldan mezun olmuş, aynı sınava girmiş, aynı işi yapan personelin farklı statülerde, farklı haklarla çalıştırılması adalet ve eşitlik ilkesine aykırıdır” dedi.
Sözleşmeli personelin bile kendi içinde süresiz, 4/B’li, 5393’e tabi, 3+1’e tabi, İHS’li, 4/C’den 4/B’ye geçenler, vekil ebe-hemşire-imam, fahri, kamu dışı sağlık çalışanı şeklinde ayrımcılığa tabi tutulduğu bir süreçte kamu hizmetlerinde etkinliğin, personel sisteminde istikrarın, çalışma hayatında adaletin sağlanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Ünlü, “Kamu personel sisteminde istikrar ve adaleti sağlamanın tek bir yolu vardır; o da çok başlı yapıyı sonlandırmak ve tüm güvencesiz sözleşmeli personeli kadroya geçirmektir. Sözleşmeli personele kadro, keyfiyet değil gerekliliktir. Kamu çalışanları harfler ve rakamlarla bölünmeyi değil aileleriyle bir arada, adil, hakkaniyetli, güvenceli ve kadrolu bir çalışma hayatını fazlasıyla hak ediyor. Yarınından endişe eden, tayin, terfi, aile birliği gibi temel haklardan mahrum olarak çalışan tek bir kamu görevlisi dahi kalmamalı, güvencesiz çalışma modelleri kamu istihdam sisteminden çıkarılmalıdır” diye konuştu.