Resmi Gazete’nin 19 Eylül 2024 tarihli sayısında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle Isparta Valiliğinden Gümüşhane Valiliğine atanan Vali Aydın Baruş yeni görevine başladı.
Valilik girişinde il protokolü tarafından karşılanan Vali Baruş, tören mangasını selamladıktan sonra Valilik Toplantı Salonunda açıklamalarda bulundu.
“Bu ilde görev yapmak benim için büyük bir şeref olacak”
Vali Yardımcıları, Kaymakamlar, kurum müdürleri ve STK temsilcilerinin bulunduğu toplantıda yaptığı açıklamada Türkiye’nin cennet köşelerinden birisi olan Gümüşhane’de görev yapmanın onurunu yaşadığını kaydeden Vali Baruş, “Gümüşhane'nin nasıl bir yapıya sahip olduğunu az çok biliyorum. İnsan yapısını, Türkiye'de ne kadar faydalı işler yaptıklarına, vatanına, milletine ne kadar bağlı insanlar olduklarını ve Türkiye'nin zor durumu olduğu takdirde canlarını verebilecek derecede milliyetçi insanlar olduklarını biliyorum. Onun için bu ilde görev yapmak benim için büyük bir şeref olacak. Öncelikle bu görevi bana layık görev Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a, Sayın İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya’ya teşekkürlerimi bir kez daha ifade ediyorum” dedi.
“Gümüşhane'den ayrılırken insanların yüreğindeki duyguları kazanmış, onlara hakkımızı helal ettirmiş olarak ayrılmak en büyük amacımızdır”
Bu görevlerin kendiler için birer emanet olduğunu vurgulayan Vali Baruş, “Bizler gelip geçiciyiz. Belli bir süre burada görev yapacağız Allah ne kadar nasip ederse ondan sonra Gümüşhane'den ayrılırken insanların yüreğindeki duyguları kazanmış, onlara hakkımızı helal ettirmiş olarak ayrılmak en büyük amacımızdır. Bu nedenle görev yapacağımız süre esnasında tüm Gümüşhanelilerden, görev yaptığım arkadaşlarımdan samimiyetle davranmalarını, birlikte, el birliğiyle çalışmayı arzu ettiğimi ifade etmek istiyorum. Bu görevimiz tüm Gümüşhaneli hemşerilerimize hayırlı olsun. Güzellikler getirsin inşallah. Gümüşhane birçok medeniyete sahipliği yapmış bir tarih hazinesi. Aynı zamanda Türklerin Anadolu'ya geldiği günden beri ebedi yurt olarak onlara topraklarını vermiş bir il. Bizler de atalarımızın bıraktığı bu topraklara gerektiği şekilde sahip çıkabilmek için elimizden gelen gayreti inşallah göstereceğiz” diye konuştu.
“Kalp kırmaya değil gönüller inşa etmeye geldik”
Konuşmasında Gümüşhane’de çalışırken uygulayacağı önemli ilkeleri de paylaşan Vali Baruş, “Kalp kırmaya değil gönüller inşa etmeye geldik. Bu bizim birinci önceliğimiz. Gümüşhane insanının kalbini ne kadar çabuk sürede kazanabilirsem benim açımdan o kadar mutluluk verici bir hadise olacak. Kimseyi kırmamaya, gönül yıkmamaya özellikle gayret edeceğim. Daha önce çalıştığım yerlerde de bu hususta ne kadar hassas davrandığımı oradaki vatandaşlarımız da bilecektir. Ayrıldığım hiçbir yerden gönül kırıklığıyla ayrılmadım. Geride bizi seven insanları bıraktık. Daha önce çalıştığım yerlerdeki vatandaşlarımızla, özellikle şehit ailelerimizle, Gazilerimizle irtibatımız devam ediyor. Buna özellikle çok dikkat ediyorum. Bizim davamız sevgi davası. Sevgiyle yaklaşmak, insanlara değer vermek, onlara hak ettiğini ulaştırmak bizim esas görevimiz. Bu hususta çalışırken milletimizin derin irfanına güveniyoruz ve Gümüşhane insanın da bu derin irfanın mevcut olduğunu yakinen biliyoruz. Çünkü milletin irfanına güvenmezsek yaptığımız işler ortada kalır. Anadolu insanı yaklaşık bin yıldır bu topraklarda yaşamayı bu irfana borçlu. Onun kalbindeki doğruluk hissi her zaman bizi doğru yöne götürür. Bundan yararlanmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşın karşısında kibirlenmek yok, ona tepeden bakmak yok”
Vatandaşlara karşı mutlaka adaletli davranılması gerektiğini kaydeden Vali Baruş, “Bunu her zaman gözetmemiz gerekiyor. Hiçbir düşünce, fikir, inanç, siyasi görüş ayrımı gözetmeksizin devletin gözünde bütün vatandaşlar birdir, eşittir. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Eğer bunu yapmazsak devletin herkesin devleti olduğunu iddia edemeyiz. Bu hususu tüm çalışma arkadaşlarımdan da özellikle rica ediyorum. Çalışırken sabırlı olmalıyız. İlimizin sorunlarına vakıf olarak ve kendimizi bilerek çalışmalıyız. Bunu kendimize öğütlüyoruz tabi. Kendimiz nezdinde de tüm çalışma arkadaşlarımıza. Davranışlarımızda daima mütevazı olmak zorundayız. Yani vatandaşın karşısında kibirlenmek yok. Ona tepeden bakmak yok. Bizim temel anlayışımız bu. Kapımızdan birisi odamıza girdiği zaman, mevki makam sahibinin odasına girdiği zaman eğer köyden gelen bir vatandaş veyahutta en ücra köşeden buraya ulaşmış bir şekilde derdini anlatmak için gelmiş bir vatandaşı o ildeki en üst düzeydeki makamdaki insanı karşılar gibi karşılamıyorsak o görev bize haramdır. Bunu herkesten rica ediyorum. Vatandaşı ayakta karşılayalım. Yanımıza geldiği zaman sorununu güzelce dinleyelim, samimi bir şekilde dinleyelim, gözlerinin içine bakarak dinleyelim. Ve elimizden geldiğince onun anlattığı sorunu çözmeye çalışalım. Burada samimiyet çok önemli. Bu samimiyeti tüm arkadaşlarımdan rica ediyorum” dedi.
“Vatandaşın derdini anlamak için onun yerine kendimizi koymalıyız”
Kurum müdürlerinden vatandaşların talepleri karşısında empati yapmalarını isteyen Vali Aydın Baruş, “Vatandaşlarımızla hemhal olmayı bilmeliyiz. Yani herkesin derdini anlamak için onun yerine kendimizi koymalıyız. Buna empati de deniyor. Bu empatiyi başarabilmeliyiz ki onu sorununu çözelim. Yoksa duyarsız davranırsak, yani ne halin varsa gör, şimdiye kadar böyle gelmiş böyle gider anlayışıyla davranırsak doğruyu yapmamış oluruz. Üzerimize düşen vazifeyi de yerine getirmemiş oluruz. Devletimizin merhamet elini tüm sıcaklığıyla her vatandaşımıza ulaştırma görevimiz var. Bizim bu sorumluluğumuz devlette görev yapan, kamu kurumlarında görev yapan arkadaşlarımız için de bu geçerli. Buna özellikle dikkat etmek istiyorum” diye konuştu.
“Milletimizin acısını, sıkıntısını daima yüreğimizde hissetmeliyiz”
“Bir ülkede mevki ve makamlar sefa sürmek için değil cefa çekmek içindir” temel anlayışında olduklarının altını çizen Vali Baruş, “Yani geceleri uykunuz kaçmıyorsa, bir görevde devlet size bir görev takdim etmiş, vatandaşınız, milletiniz size bir görev takdim etmiş de gecelerinizi rahat uyuyorsanız o görevi layıkıyla yerine getirmiyorsunuz demektir. Milletimizin acısını sıkıntısını daima yüreğimizde hissetmeliyiz ki o cefayı çekelim ki sonucu iyi olsun, daha iyi neticelere ulaşalım. Bunu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Kapımız herkese açık olacak.”
Ana çalışma prensibinin birliktelik olduğunun altını çizen Vali Baruş, “Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, il genel meclis üyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, basınımız, vatandaşlarımız bir sorunu dile getirdiği zaman onu hep birlikte çözme yönüne gitmemiz lazım. El ele vermemiz lazım. Çünkü biz gücümüzü birlik halinde alabiliriz. Ve ilimizin sorunlarını Ankara nezdinde, ülkemiz nezdinde nasıl günlerine getirebiliriz? Hep birlikte olduğumuz zaman bu duyulur. Bunu duyurmak için de hep birlikte davranmaya çalışacağız. Daima toplumun tüm kesimleriyle diyalog halinde olmaya çalışacağız. Valilik kapısı herkese açık olacak” dedi.
“Masa başında oturmak yok”
Vatandaşın kapıya gelmesini beklemeyip onun sorunlarını yerinde gidip göreceklerini ifade eden Vali Baruş, “6 bin 575 kilometrekare Gümüşhane toprağı var. 300’ün üzerinde köyümüz var. Beldelerimiz var, mahallelerimiz var. Buralara ulaşmak için canla başla çalışmalıyız. Dolaşmalıyız. Yani görevimiz kapsamında nereleri, hangi sorunlar varsa oraları yerinde temasta onları yerinde öğrenerek, vatandaştan dinleyerek vakıf olmalıyız ve sonra çözüm yoluna gitmeliyiz. Ben de naçizane elimden geldiğince bütün köylerimizi gezmeye, ilçelerimize bağlı köylerimizi gezmeye, belediyelerimizi ziyaret etmeye gayret edeceğim. Onun için masa başında oturmak yok diyorum. Yani masa başında oturmak bize uygun değil. Böyle yapmamalıyız. Mümkün olduğunca vatandaşın içinde onların hal ve hatırını sorarak, onların gönlünü memnun ederek yüceltebiliriz şanımızı. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu.
“Zenginlerin sofralarından ziyade fakirlerin ocağına gitmeye gayret edeceğim”
Zayıfı özellikle koruyacaklarını, mazlumun hakkını koruyacaklarını bu noktada da tüm çalışma arkadaşlarından hassasiyet isteyen Vali Baruş, “Devletimizin sağladığı tüm imkanlardan, gerek sosyal yardım olsun, sağlık olsun, eğitim olsun vatandaşlarımızın tüm kesimlerini eşit derecede yararlandırmaya, zayıf olanları daha fazla yararlandırmaya, korumaya muhtaç olanları daha fazla yararlandırmaya özellikle hassasiyet göstereceğim. Zenginlerin sofralarından ziyade fakirlerin ocağına gitmeye gayret edeceğim. Temel anlayışımız, ilkelerimizden birisi de budur. Hali vakti yerinde olanların sofrasına oturarak gönül eğlendirmek güzeldir. Nefse hoş gelir ama fakirin sofrasına oturduğunuz zaman onun gönlünde yarattığınız hoşnutluk Cenab-ı Hak nezdinde hiçbir şeyle eşit olmaz. Buna da özellikle dikkat edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Şehit aileleri ve gaziler baş tacımız”
Şehit aileleri ve gazilerin her zaman baş taçları olduğunu belirterek daha önce görev yaptığı yerlerde onlara yakın olmaya, ailelerinden biri olmaya özellikle gayret ettiğini ifade eden Vali Baruş, “Evimiz her zaman onlara açıktır. Ben de inşallah fırsat buldukça onları hane hane ziyaret ederek hal ve hatırlarını soracağım. Şehit ailelerimiz, gazilerimiz bu vatana, bu millete emanettir. Bunu hiçbir zaman unutmayalım. Tüm müdür arkadaşlarımdan aynın hususu rica ediyorum. Hastaneye geldiği zaman veya başka bir işi için daireye geldiği zaman şehit ailesi ise gazi ise baş tacı edeceksiniz, öncelik vereceksiniz. Bu hususu özellikle takip edeceğimi belirtmek istiyorum” dedi.
“İnsanımızı mutlu etmek, insan gibi yaşatmak zorundayız ki devletimiz güçlü olsun”
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sıklıkla ifade ettiği “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” sözüne atıfta bulunan Vali Baruş, “İnsan mutluysa devletin büyüklüğü oradan belli olur. İnsanı mutlu olmayan devletin bir anlamı yoktur. İnsanı mutlu olan ülkeler güçlüdür, birlik halindedir, dış dünyaya karşı da her zaman tek yumruk hareket edebilirler. Onun için insanımızı mutlu etmek, insan gibi yaşatmak zorundayız ki devletimiz güçlü olsun. Şanın yüceliği vatandaşlarımızın gönüllerinde bıraktığımız derin izlerdir. Buna hiç zaman unutmayalım. Buradan giderken eğer yararlı bir iş yapmamışsak, vatandaşı memnun edecek, onun gönlünü kazanacak bir iş yapmamışsak, orada şan da kalmaz şerefte kalmaz. Bizim için en büyük öncelik bu olacak” diye konuştu.
“Gümüşhane'nin sanayi, tarım, hizmetler sektörü, ticaret, turizm yönünden daha ileriye gelmesi için el birliği yapacağız”
Daha yaşanabilir bir Gümüşhane, daha yaşanabilir kırsal kesimler, köyler ortaya koyabilmek için ellerinden gelen imkanlar çerçevesinde her türlü gayreti ortaya koyacaklarını kaydeden Vali Baruş, “Gümüşhane'nin sanayi, tarım, hizmetler sektörü, ticaret, turizm yönünden daha ileriye gelmesi için el birliği yapacağız. Gümüşhane sadece Gümüşhane'de yaşayanlardan ibaret değil. Gümüşhane’nin dışarda çok sayıda insanı var. Ve değişik sektörlerde faaliyet gösteren insanlar var. Onlardan da güç almaya çalışacağız. Ülkemizin dört bir tarafındaki sanayicilerle görüşerek organize sanayinin daha fazla canlandırılması için gayret sarf edeceğiz. Ne yapabiliyorsak o Gümüşhane için yarardır, kardır. Bunu da özellikle takip edeceğim organize sanayi bölgesindeki çalışmaları” ifadelerini kullandı.
“Bu şehrin hedefleri için azimle, iyi niyetle, sorumluluk bilinciyle yılmadan çalışmak zorundayız”
Emniyet ve Jandarmayla birlikte asayişin gerektiği gibi sağlanması, vatandaşların huzurlu bir şekilde yaşaması için gece gündüz çalışacaklarını özellikle vurgulayan Vali Baruş, şu sözlerle konuşmasını tamamladı: “Bu şehrin hedefleri varsa, bu şehrin insanlarının hedefleri varsa sabırla, azimle, iyi niyetle, sorumluluk bilinciyle yılmadan çalışmak zorundayız. Bunu hiç unutmayalım. Çalışmadan nimet bahşedilmez. Sabırla, azimle çalışacağız ki Cenab-ı Hakk nimetlerinden lütuflar ihsan etsin ve o şehir için çalıştığımızı, döktüğümüz alın terinin karşılığını bekleme inancımız olsun. Şehre hiçbir şey vermiyorsak, o şehrin insanına faydalı olmuyorsak o şehirden ne bekleyebiliriz ki? Bizler de bu şehirde yaşayan insanlar olarak onun bir parçası olmalıyız. Yöneticiler olarak, çalışanlar olarak ve vatandaşlarımıza el ele vererek bu şehir için, bu şehri daha yüceltmek için çalışmalıyız. Yorulmaya hiçbir zaman hakkımız yok. Ve her yaptığımız işte halkımızın helalliğini almak zorundayız. Devlet kapısına, bir daireye, bir hizmet birimine vatandaş geldiği zaman o yerden, içinden buğz ederek, nereden geldim buraya, derdim sorunum çözülmüyor, benim sorunumla kimse ilgilenmiyor duygularıyla dönerse o görev herkese haramdır. Vatandaş derdini kolayca anlatabilecek gittiği yerde. Onu dinleyecek insanlar olacak, görevliler olacak. Çözebiliyorlarsa hemen çözecekler sorununu çözemiyorlarsa da uygun bir dille vatandaşımıza izah edecekler ki kalbi mutmain olarak oradan ayrılsın, gönül hoşluğuyla ayrılsın. Desin ki vatandaşımız ya tamam böyleymiş ama benim anlattığım iş çözülemiyormuş, bunu da güzelce izah ettiler. Ne yapalım? Devletimiz sağ olsun, milletimiz sağ olsun. Bu duygularla yollayabiliyorsak vatandaşımızı üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmiş oluruz. Bizim üzerimize düşen çalışmaktır. Yüce Mevla her zaman yaptığımız işlerde yardımcımız olsun.”
Güncelleme Tarihi: 25 Eylül 2024, 16:28