Konuyla ilgili açıklama yapan Uncu, hakimiyetin millette olduğunu her fırsatta vurgulayanların, milletin iradesine sahip çıkmasıyla şirazeden çıkmaya başladıklarını belirterek, “Bu millet yıllarca devletine asi olmamak adına, nesillerin istikbali adına yaşadıkları tüm sıkıntılara “ya sabır” diyerek katlanmıştır. İradenin sahibinde olması ve iradeye sahibinin hükmetmesine alışamayan insanlar, hangi makamda ve mevkide olurlarsa olsunlar gerçek anlamada demokrat olamayacaklardır. Son günlerde Türkiye’de sivil ve özgürlükçü anayasanın tartışıldığına şahit olmaktayız. Türkiye, tarihinde sivil anayasa yapma bahtiyarlığını maalesef yaşayamamıştır. Darbelerin sonrasında generallerin belirlediği yazım heyetleri anayasalar yazmışlar, darbe ortamlarında yapılan seçimlerde millet mecburi istikamete zorlanmış ve meclis darbeci generallerin istedikleri gibi şekillenmiştir. Millet artık kendisine biçilen deli gömleğini parçalamıştır. Artık, millet istediği anayasayı yapmak istemektedir. Özellikle Bir siyasi partinin lideri, hem de ana muhalefet partisinin genel başkanı “kan dökülmeden başkanlığı getiremezsiniz” tehdidinde bulunmuştur. Bir siyasi parti liderinin, cumhuriyeti kurduklarını iddia eden, demokrat olduklarını ifade eden, halkçı olduklarını ifade eden bir kişinin meclisi ve millet iradesini yok saymasını kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
Memur Sen ve Eğitim Bir Sen olarak her türlü dayatmanın karşısında olduklarını dile getiren Uncu, şunları söyledi: “Dün apoletli, omuzu bol yıldızlı demokrat görünümlü darbeciler karşısında nasıl halkın, hakkın tarafında yer aldıysak bugün de siyasetçi olan fakat meclisin ve milletin iradesini kanla savaşla tehdit ederek yok sayan sivil görünümlü sözüm ona demokratların karşısında halkı ve hakkı savunacağız. Memur Sen olarak artık tartışarak ve sivil ve özgürlükçü bir anayasa yapılmasını şiddetle destekliyoruz. Meclisin iradesinin üstünde hiçbir iradenin geçmemesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Halk isterse başkanlık sistemi gelecek bu ülkeye. Halk isterse bürokratik oligarşi ve askeri oligarşi bir kenara çekilecek ve halkın kararı karşısında yok olup gideceklerdir. Kan dökmek bizim hareketimizin asla kabul edeceği bir ifade tarzı değildir. Ülkemizde kan dökülmesine müsaade etmeyeceğiz. Artık ülkemizde darbe heveslileri, sahte demokratlar, halkı hor hakir görenler, ülkesini yurt dışında fütursuzca suçlayanlar değil, milletin gücüne inananlar, yerli ve milli hassasiyetle hareket edenler kabul görecektir. Vakit kaybetmeden yeni ve sivil anayasanın yapılmasını beklemekteyiz. Yeni anayasa sürecinde çalışanların, toplumun tüm kesimlerinin beklentilerini dikkate alınmalıdır. Hiç kimse millet iradesini kanla, güçle, tehditlerle, entrikalarla yok saymamalıdır. Ok yayından çıkmıştır, millet asla bu tehditlere pabuç bırakmayacaktır.”
Güncelleme Tarihi: 13 Mayıs 2016, 23:08
