-YENİ ANAYASA İÇİN HACERÜL ESVED ÖRNEĞİ
-“BU ÜLKENİN İÇİŞLERİ BAKANI 12 MART DARBESİNDEN SONRA ‘İTİ İTE KIRDIRIYORUZ’ DEDİ”
Gümüşhane’de Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu ile Denge Hukuk Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen “Yol Ayrımındaki Türkiye ve Sivil Anayasa” konulu panel düzenlendi.
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen panele konuşmacı olarak Gazeteci-yazarlar Ahmet Taşgetiren, Rasim Ozan Kütahyalı, Nagehan Alçı, Mehmet Faruk Mercan ve Ali Öztürk katıldı.
Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Arslantaş, Emniyet Müdürü Hüseyin Ümit Yüksel, AK Parti İl Başkanı Ercan Çimen, GTSO Başkanı İsmail Akçay, avukatlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın takip ettiği paneli Gümüşhaneli Gazeteci-Yazar Ali Öztürk yönetti.
Baro Başkanı Avukat İsmail Taştan, panelin başlangıcında yaptığı konuşmada AK Parti hükümeti ve muhalefetin mecliste yapacağı en hayırlı işin sivil bir anayasa üzerinde anlaşıp, bunu Türk toplumuna hediye etmek olduğunu söyledi.
Paneli yöneten Ali Öztürk, iki bölümden oluşan panelin birinci bölümünde konuklarına Türk toplumunun anayasa değişikliğini gündemine alıp almadığı, değişim ve yol ayrımı üzerine görüşlerini alırken, ikinci bölümde ise anayasa değişikliğini ele aldı.
-“SİSTEM BİZE SORGULAMAMAYI ÖĞRETTİ!”
Panelde ilk olarak söz alan Nagehan Alçı, önemli olanın Türkiye’de bir hukuk devleti temin etmek olduğunu belirterek, son günlerde Türkiye’nin geçmişine dönük olarak bir “aynaya bakma süreci” yaşadığını söyledi.
Türkiye’nin çok renkli, kültürlü ve birbiri ile barışık insanlardan oluşan bir toplum olduğunu ifade eden Alçı, “Türkiye’de bugüne kadar sistem bize sorgulamamayı öğretti. Belki bu kadar kitlesel anlamda ilk defa bir aynaya bakma süreci var. Bu acıtabilir. Ama bunun sonunda bir düzlük var. Anayasa sürecinde çok sert tartışmalar yaşanacak önümüzdeki süreçte. AK Parti iktidarında yeni bir döneme girmişti Türkiye. Ama daha gidecek çok yol var. Önemli olan herkesin olduğu gibi kabul edeceği bit Türkiye olması.” dedi.
-“TÜRKİYE BİR SİSTEM SANCISI YAŞIYOR”
Panelistlerden Ahmet Taşgetiren ise Türkiye de bugüne kadar anayasaların sivil iradeyle yapılmadığını hatırlatarak, “İlk defa sivil çıkarmaya uğraşıyor Türkiye. Bunu yapmalı ve başarmalıyız. Türkiye’nin bugüne kadar ki anayasalarının genelde askeri müdahalelerden sonra yapılmasının iyi tahlil esilmesi lazım. Bu Türkiye’nin sancısını ifade ediyor. Ben buna sistem sancısı diyorum. Türkiye bir sistem sancısı yaşıyor.” dedi.
Türkiye’de bir sistem kurulacağı zaman toplumun mutlu edilmesi gerektiğini altını çizen Taşgetiren, İslam coğrafyasında yaşanan gelişmelere de değişerek, buralarda Türkiye’nin örnek ülke olarak gösterildiğini belirterek, “Türkiye kendi içerisinde bir takım sorunlarla boğuşuyorken nasıl Tunus’a örnek olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci yazar Faruk Mercan ise kendisine yöneltilen Türkiye de gelinen bir yol ayrımı var mı? Toplum anayasaya müdahil olabilir mi? sorularını cevaplandırdı.
-YENİ ANAYASA İÇİN HACERÜL ESVED ÖRNEĞİ
Türkiye’nin ciddi bir yol ayrımında olduğunu dile getiren Mercan, Hz. Muhammed’in Kabe’de ki Hacerül Esved taşının yerine yerleştirilmesi sırasında ki çözümünü Türkiye’nin yeni anayasası için örnekleyerek, siyasi partilere “Anayasanın dört bir köşesinden tuttun ve yerine koyun” tavsiyesinde bulundu.
Üç dönemdir iktidardaki AK Parti’nin yeni anayasayı yapmama konusunda halka söyleyebileceği hiçbir mazeretinin olmadığını ifade eden Mercan, “Muhalefet direnir, bu onun görevidir. İktidar ise orta yolu bulmakla sorumludur. Toplum olarak yeni anayasa için: milletvekili ve temsilcilerimizi zorlayacağız. Gerekirse onlara gözdağı vereceğiz.” dedi.
Panelin birinci bölümünün son konuşmacısı Rasim Özhan Kütahyalı ise CHP ile AK Parti’nin yeni bir anayasa için uzlaşabileceğini düşünmediğini belirterek, “Eğer TBMM’de ki 4 parti uzlaşacak dersek, bu dönem için de Anayasayı unutalım” tespitinde bulundu.
-“2007’DE YALÇIN BİR KAYA ÇIKTI TÜRKİYE KARIŞTI !”
Bugün yaşanan sürecin 2007 yılında da yaşandığını hatırlatan Kütahyalı, dönemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı kast ederek “Özbudun ve ekibi çok güzel bir anayasa hazırladı ama yalçın bir kaya çıktı Türkiye karıştı.” dedi.
Türk siyasi tarihinde “uzlaşma” denilince hep “statüko bizim defterimizi dürecek” anlayışının kendisinde hakim olduğunu dile getiren Kütahyalı, “Şuanki yöntemle anayasa süreci uzuyor. CHP’nin katkı sağlama imkanı yok. Chp kendi sorunlarıyla başbaşa kalsın. Burada MHP’nin pek sesi çıkmıyor. Türkiye’de Kürtleri Türkleştirecek, alevileri sünnileştirecek, geniş dindar kitleyi de laikleştirecek bakış vardı. Sistem hepimizi iyi uyuttu. 12 Mart darbesinin İçişleri Bakanının ettiği bir laf var. O aslında bu çok kritik bir laftır. O dönemki ABD büyükelçisi ile konuşurken, ‘İti ite kırdırtarak işi götürüyoruz’ demiş. Bu ülkede iti ite kırdırdılar.” diye konuştu.
Panelistler daha sonra katılımcılardan gelen soruları cevaplandırdı. Program panelistlere verilen plaketlerle son buldu.
Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2011, 00:35
-“BU ÜLKENİN İÇİŞLERİ BAKANI 12 MART DARBESİNDEN SONRA ‘İTİ İTE KIRDIRIYORUZ’ DEDİ”
Gümüşhane’de Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu ile Denge Hukuk Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen “Yol Ayrımındaki Türkiye ve Sivil Anayasa” konulu panel düzenlendi.
Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen panele konuşmacı olarak Gazeteci-yazarlar Ahmet Taşgetiren, Rasim Ozan Kütahyalı, Nagehan Alçı, Mehmet Faruk Mercan ve Ali Öztürk katıldı.
Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Arslantaş, Emniyet Müdürü Hüseyin Ümit Yüksel, AK Parti İl Başkanı Ercan Çimen, GTSO Başkanı İsmail Akçay, avukatlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda vatandaşın takip ettiği paneli Gümüşhaneli Gazeteci-Yazar Ali Öztürk yönetti.
Baro Başkanı Avukat İsmail Taştan, panelin başlangıcında yaptığı konuşmada AK Parti hükümeti ve muhalefetin mecliste yapacağı en hayırlı işin sivil bir anayasa üzerinde anlaşıp, bunu Türk toplumuna hediye etmek olduğunu söyledi.
Paneli yöneten Ali Öztürk, iki bölümden oluşan panelin birinci bölümünde konuklarına Türk toplumunun anayasa değişikliğini gündemine alıp almadığı, değişim ve yol ayrımı üzerine görüşlerini alırken, ikinci bölümde ise anayasa değişikliğini ele aldı.
-“SİSTEM BİZE SORGULAMAMAYI ÖĞRETTİ!”
Panelde ilk olarak söz alan Nagehan Alçı, önemli olanın Türkiye’de bir hukuk devleti temin etmek olduğunu belirterek, son günlerde Türkiye’nin geçmişine dönük olarak bir “aynaya bakma süreci” yaşadığını söyledi.
Türkiye’nin çok renkli, kültürlü ve birbiri ile barışık insanlardan oluşan bir toplum olduğunu ifade eden Alçı, “Türkiye’de bugüne kadar sistem bize sorgulamamayı öğretti. Belki bu kadar kitlesel anlamda ilk defa bir aynaya bakma süreci var. Bu acıtabilir. Ama bunun sonunda bir düzlük var. Anayasa sürecinde çok sert tartışmalar yaşanacak önümüzdeki süreçte. AK Parti iktidarında yeni bir döneme girmişti Türkiye. Ama daha gidecek çok yol var. Önemli olan herkesin olduğu gibi kabul edeceği bit Türkiye olması.” dedi.
-“TÜRKİYE BİR SİSTEM SANCISI YAŞIYOR”
Panelistlerden Ahmet Taşgetiren ise Türkiye de bugüne kadar anayasaların sivil iradeyle yapılmadığını hatırlatarak, “İlk defa sivil çıkarmaya uğraşıyor Türkiye. Bunu yapmalı ve başarmalıyız. Türkiye’nin bugüne kadar ki anayasalarının genelde askeri müdahalelerden sonra yapılmasının iyi tahlil esilmesi lazım. Bu Türkiye’nin sancısını ifade ediyor. Ben buna sistem sancısı diyorum. Türkiye bir sistem sancısı yaşıyor.” dedi.
Türkiye’de bir sistem kurulacağı zaman toplumun mutlu edilmesi gerektiğini altını çizen Taşgetiren, İslam coğrafyasında yaşanan gelişmelere de değişerek, buralarda Türkiye’nin örnek ülke olarak gösterildiğini belirterek, “Türkiye kendi içerisinde bir takım sorunlarla boğuşuyorken nasıl Tunus’a örnek olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci yazar Faruk Mercan ise kendisine yöneltilen Türkiye de gelinen bir yol ayrımı var mı? Toplum anayasaya müdahil olabilir mi? sorularını cevaplandırdı.
-YENİ ANAYASA İÇİN HACERÜL ESVED ÖRNEĞİ
Türkiye’nin ciddi bir yol ayrımında olduğunu dile getiren Mercan, Hz. Muhammed’in Kabe’de ki Hacerül Esved taşının yerine yerleştirilmesi sırasında ki çözümünü Türkiye’nin yeni anayasası için örnekleyerek, siyasi partilere “Anayasanın dört bir köşesinden tuttun ve yerine koyun” tavsiyesinde bulundu.
Üç dönemdir iktidardaki AK Parti’nin yeni anayasayı yapmama konusunda halka söyleyebileceği hiçbir mazeretinin olmadığını ifade eden Mercan, “Muhalefet direnir, bu onun görevidir. İktidar ise orta yolu bulmakla sorumludur. Toplum olarak yeni anayasa için: milletvekili ve temsilcilerimizi zorlayacağız. Gerekirse onlara gözdağı vereceğiz.” dedi.
Panelin birinci bölümünün son konuşmacısı Rasim Özhan Kütahyalı ise CHP ile AK Parti’nin yeni bir anayasa için uzlaşabileceğini düşünmediğini belirterek, “Eğer TBMM’de ki 4 parti uzlaşacak dersek, bu dönem için de Anayasayı unutalım” tespitinde bulundu.
-“2007’DE YALÇIN BİR KAYA ÇIKTI TÜRKİYE KARIŞTI !”
Bugün yaşanan sürecin 2007 yılında da yaşandığını hatırlatan Kütahyalı, dönemin Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı kast ederek “Özbudun ve ekibi çok güzel bir anayasa hazırladı ama yalçın bir kaya çıktı Türkiye karıştı.” dedi.
Türk siyasi tarihinde “uzlaşma” denilince hep “statüko bizim defterimizi dürecek” anlayışının kendisinde hakim olduğunu dile getiren Kütahyalı, “Şuanki yöntemle anayasa süreci uzuyor. CHP’nin katkı sağlama imkanı yok. Chp kendi sorunlarıyla başbaşa kalsın. Burada MHP’nin pek sesi çıkmıyor. Türkiye’de Kürtleri Türkleştirecek, alevileri sünnileştirecek, geniş dindar kitleyi de laikleştirecek bakış vardı. Sistem hepimizi iyi uyuttu. 12 Mart darbesinin İçişleri Bakanının ettiği bir laf var. O aslında bu çok kritik bir laftır. O dönemki ABD büyükelçisi ile konuşurken, ‘İti ite kırdırtarak işi götürüyoruz’ demiş. Bu ülkede iti ite kırdırdılar.” diye konuştu.
Panelistler daha sonra katılımcılardan gelen soruları cevaplandırdı. Program panelistlere verilen plaketlerle son buldu.
bu ülkenin halkına böyle cahilce davranmak yakışmıyor dini de devletide dışardan güdülülerin kucağına atıp sonrada anayasa diye bağırmaın hele rasim ozan kütahyali hiç gelmeseymiş keşke ey gümüşhane ey türk halki oku araştir dinini de tarihini de başkalarindan öğrenme !