Bayburt-Gümüşhane Denge Hukuk Derneği Başkanı Hasan Köprülü, geçtiğimiz günlerde yerel bir gazetede bir avukat tarafından yayınlanan köşe yazısında Baro Başkanı İsmail Taştan’ın çizmiş olduğu profili hedef alan ifadeler ile diğer değerlendirmelere tepki gösterdi.
Beraberinde derneğin yönetim kurulu üyeleri avukat Eşref Balki, Melek Genç Taştan ve Burcu Altınok ile birlikte Baro binasındaki Avukat Murat Öztekin Konferans Salonu’nda basın toplantısı düzenleyen Köprülü, Gümüşhane-Bayburt Bölge Baro avukatlarından olan Abdulhalim Mısırlıoğlu’nun başörtüsüne karşı birisi olduğunu belirti.
Başörtüsüne karşı olanların "ben başörtüsüne karşı değilim ama benim de annem, babaannem başörtülüydü" gibi sözler söylediğini kaydeden Köprülü, “Aslında bu söylemlerin sahipleri, açıktan başörtüsüne karşı oldukları halde, bunu açıktan söyleme cesaret ve samimiyetim gösteremediler” dedi.
Köprülü, Mısırlıoğlu’nun başörtüsünün, AK Parti için bir oy potansiyeli olduğunu söylediğini kaydederek, “Mısırlıoğlu, yazısında "Özgürlüklere getirilen kısıtlamalara karşıyım, yasaklar beraberinde tepkiyi de doğurur, başörtüsü üzerindeki kısıtlamalar kalktığında başörtü takanların sayısı azalacaktır. AK Parti başörtüsü konusunu gündemde tutmakla başörtülülerin mağduriyeti üzerinden siyasi rant sağlamaktadır” tespitlerini yaptıktan sonra, arkasından, “baş örtüsünün, AK Parti için bir oy potansiyeli olduğunu, baş örtüsü takan kızların giydiği daracık pantolon ve elbiselerin baş örtüsü takmayan kızlardan hiçbir farkı olmadığını, deve kuşu gibi başını kuma saklayıp kıçını meydana çıkartmanın tesettürle hiçbir alakası olmadığı”, tespitlerini de yapmak suretiyle, birbiriyle çelişen ifadeleri serdetmiştir. Yazının başından sonuna "başörtüsü takmak" ifadesi, bilinçli olarak seçilmiş bir ifade olup, rozet takmak gibi anlamlandırılmaya çalışılmıştır. AK Parti istese imiş Milliyetçi Hareket Partisin desteğini de alarak, bu işi çözermiş. Mısırlıoğlu'na, 411 milletvekilinin iradesinin hiçe sayıldığını ve Milliyetçi hareket partisine değil de Ak Partiye bu yüzden kapatma davası açıldığını görmekte zorlandığını hatırlatmak isterim. Kaldı ki: bu gün başörtüsünü yasaklayan hiçbir yasal düzenleme de yok, ancak Mısırlıoğlu, bunu da görmezden geliyor” diye konuştu.
Köprülü, açıklamasında şunları kaydetti: “Mısırlıoğlu'nun, "kanunlar yürürlükten kaldırılmadıkça, içtihatlar değişmedikçe uyulması zorunludur", başlığı altında inciler döktürdüğü (!) yazısını okurken, aklıma hemen, "şecaat arz ederken sirkatin söylemek" ve "hem nalına hem mıhına vurmak" sözleri geldi. Baştan sona çelişkilerle dolu açıklamalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, Mısırlıoğlu’nun gerçekte başörtüsüne karşı birisi olduğu apaçık ortada, zaten bu ülkede başörtüsüne karşı olanlar, "ben başörtüsüne karşı değilim ama benim de annem, babaannem başörtülüydü başörtüsü başka türban başkadır, başörtüsü siyasi bir simgedir, yoksa neden karşı çıkalım" şeklindeki tekerlemelerle yıllarca milleti kandırmaya çalıştılar. Aslında bu söylemlerin sahipleri, açıktan başörtüsüne karşı oldukları halde, bunu açıktan söyleme cesaret ve samimiyetim gösteremediler.Efendim, "Gümüşhane Barosunun avukat sayısı, İstanbul barosuna denk olmadığından bir düello ve hesaplaşma olamaz, İstanbul Barosunda ilim adamları ve profesörler var" şeklindeki açıklama da bir başka komedi, Mısırlıoğlu; bu işler sayıyla, profesörlükle olmaz. Ayrıca madem say önemli ise, 411 milletvekili bu ülkede neden bir Yalçınkaya etmedi. Ayrıca kendin de itiraf ettiği gibi, her şeyden önce insan hak ve özgürlükleri kapsamında olan bir meselede ne İstanbul Barosu ne de Profesörlerinin söz söyleme hakkı vardır. Söz söyleme hakkı yalnız halkımıza aittir ve son araştırmalar. Ak Partinin oylarının % 55'e yükseldiğini göstermektedir. Ak Partiye oy veren profesörler rekor seviyededir ve Ak Parti milletvekillerinin içerisinde de ilim adamı ve profesör doçent de vardır. Rahmetli Baro başkanımız Ali Günday'ı tanıdım. Kendisi çok beyefendi, insanları olduğu gibi kabul eden biriydi ve ayrıca başörtüsüne karşı birisi de değildi. Ama maalesef, ülkemi; insanlarına huzuru ve mutluluğu çok gören şer şebekeleri devreye girdi, ve çok değerli, herkesin arkasından hayırla yad ettiği bir meslektaşımız çok çirkin bir saldırıyla aramızdan ayrıldı. Rahmetli Al Günday’ı katleden zihniyeti ne kadar lanetlenmeyi hak ediyor ve ne kadar zararlıysa, ben başörtüsüne karşı değilim ama ne yapalım kanunlar bunu engelliyor, benim babaannem de başörtülüydü diyerek insan hak ve özgürlüğü kapsamındaki bir konuyu provoke ederek çözülmesini engelleyenler de ı kadar lanetlenmeyi hak ediyor ve o kadar zararlıdırlar. Aslında bunlar, insanımıza huzur verme! istemeyen, aynı familyadan gelen derin güçlerin uzantılarıdır. Bu yüzden, rahmetli Ali Günday bir demokrasi şehididir ve İstanbul Barosunun davranışı da demokrasi ile bağdaşmaz ilkel bir davranıştır. Gümüşhane Bayburt Bölge Barosunda görev yapan avukatların çoğunun eşleri başörtülüdür. Baromuzda başörtülü olan ve olmayan avukatlar da vardır ve bir arada çalışmaktan d hiçbir rahatsızlık duymuyoruz. Ortada bir yanlış varsa, o da, çelişkilerinden ve korkularında kurtulamayan sözde insan hak ve özgürlükleri savunucularının yanlışıdır.”


Gümüşhane'de tarihe giden yollar artık daha konforlu
#Gümüşhane / 06 Haziran 2025

Gümüşhane’nin zirveleri Haziran ayında beyaza büründü
#Gümüşhane / 03 Haziran 2025
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *