Kulübü devraldıktan sonra şeffaf bir yönetim sözü veren ve bu sözüne istinaden şeffaf bir yönetim gösteren Başkan Ocaklı ve Yönetim Kurulu; 11 milyon 564 bin TL gidere karşılık, 4 milyon 936 bin 445 TL gelir olduğunu açıkladı.
Sezon sonuna kadar ise, futbolcu alacakları ve diğer giderlerle birlikte 7 milyon civarında bir giderin öngörüldüğünü ifade eden Kulüp Başkanı Ocaklı, “Sezon başından beri en hassas olduğumuz konu şeffaflıktı. Şehrimizin ve taraftarlarımızın maalesef kulübümüzle ilgili özellikle mali konularda negatif düşünceleri vardı. Bunun zorluklarını biz yönetim olarak ta yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Bu sebeple kulübümüzün resmi ve sosyal medya hesaplarından, kulübümüzün kasasına giren 29 TL’yi bile paylaştık. Bunu yaparken birçok hemşehrimizin ‘bu kadar az miktarda bir bağış paylaşılır mı’ tepkisiyle de karşılaştık ama vazgeçmedik. Birinin gücü 10 bin liraya yeter, diğerinin 10 TL’ye. Bizim için her hemşehrimizin her kuruşu bizim için kıymetli” dedi.
Giderlerin birçoğunun futbolcu alacakları ve primler olduğunu ifade eden Başkan Ocaklı, “Sezon başından itibaren ciddi bir futbolcu sirkülasyonu oldu. Gelenler-gidenler hepsi ayrı bir maliyet. Giderlerimizin detaylarını merak edenler olursa kalem kalem açıklayabiliriz. Her kuruşumuz kayıtlı. Gelirlerimiz ise; 596 bin 445 TL’si otopark olmak üzere, bağışlar, üyelik aidatları ve forma satışlarından oluşuyor. Bu rakamları da arzu eden olursa ayrıntılarıyla paylaşmaya hazırız. Benim şahsi çeklerim yazıldı sesim çıkmadı. Ancak bu kulübe bir kuruş faydası olmayanlar bizden çok konuşuyor. Bu zihniyetleri de kıymetli hemşehrilerimin takdirine bırakıyorum” diye konuştu.
aklımın almadığı bazı sıkıntılar var. Bu yazıyı okuyan ve aklı eren kişiler varsa beni açıklığa kavuşturursa çok sevinirim. yıllarca iyi veya kötü bir şekilde bu kulübü takip ediyorum. Ama şöyle bir gözlemim var geçtiğimiz dönemlerde ne hikmetse kimsenin bu paralar nereye gidiyor bilmek istiyorum gibi bir cümle kurabildiğini göremedim. Bunu gerçekten anlayamıyorum. Siyasi kişiler kulübe adım attıkça kulüp şehirden uzaklaşır oldu. Gitgide yalnızlaştırılan bu Gümüşhanespor tabiri caizse kimsenin sahiplenmediği bir cenaze haline geldi. Fakat görüyorum ki bu cenazeyi cenaze olarak kabullenmeyip tekrar hayata döndürmeye çalışan insanlara da yaptıkları işi zorlaştırmak için elimizden gelenleri yapıyoruz. Yıllarca sessiz kaldık sorgulamadık fakat nedendir bilmem bu savaşı veren yönetime işleri Bu denlice zorlaştırrdık. Geçtiğimiz sezon bir futbolcu hatalı bir pas verdi ve siyasi bir kişi sinirlenip türbinden kim bu topçu bunu çabuk gönderin dediğinde, yok ya bu kadar da değildir deyip maç izlemeye devam etmiştim. Ertesi gün kulübün sayfasından bu futbolcuyla yollarına ayrıldığını öğrendiğimde aslında kulübede duran teknik direktörün de yanında duran sportif direktör ünde hatta ve hatta kulüp başkanının da olayda bir etkisinin olmadığını gördüm. Bunu sadece benim gördügümü zannetmiyorum. Ama buna ben dahil herkes bile bile lades deyip sessiz kaldı. Çuvaldızı birazcık kendimize batıralım. Gümüşhanespor bu kadar yalnız kaldıysa bunu bir kişi bir yönetim bir başkan tek başına yapamaz ve yapmadı. Bunu bütün şehir olarak biz yaptık. Seyirci tribünde yalnız bıraktı, siyasi kulübünü savunmadı, yönetim şeffaf olmadı ve bu ortamı gören futbolcu oynamadı. yıllarca eleştirdiğimiz beğenmediğimiz trabzon’dan en büyük farkımız bu. Kendi aralarında didişirler kavga ederler Ama Trabzonspor dediğinde seyircisi de yönetimi de siyasisi de maç saati takımın yanındadır. Ve hepsi görevini yapar seyirci bağırır yönetim savaşır siyasisi Takımını korur. Maalesef ki bizim şehrimizde menfaat daha önemli. Adını da taşıdığı böylesine güzel bir tesisi şehrimize Armağan eden Osman Akgül abimizi bile küstürdük. Bence hala ümit var her zaman vardır. Var gücümüzle gelin bu yönetime olabildiğimiz kadarıyla destek olalım destek olamıyorsak köstek olmayalım.…