Gümüşhane’ye Rus İHA’sı düştü

Sinyal koptu, yanlışlıkla düştü diyenler lütfen az kendinize gelin.

Ukrayna’dan, Rusya’dan veya Rusya’nın Suriye’de ki üslerinden kalktığı aşikâr olan kanat açıklığı yaklaşık 3 metre olan insansız hava aracı Ermenistan ve Suriye’den 450 km, Ukrayna’dan 1000 km, Rusya’dan ise 1100 km gelip Gümüşhane Kürtün Kazıkbeli Yaylasına düşmesini fark edemeyecek kadar teknolojiden uzak olduğumuzu düşünmüyorum.

Elbette kimseyi zan altında bırakmak istemem lakin söz konusu İHA’nın geldiği güzergâh tespit edilerek yetersiz teknolojik imkânsızlıktan mı yoksa bilinçli ihmal den mi olduğuna bakılmalıdır.

Diplomasi

2019 yılında ülkemiz ile Libya arasında, ülkemizin kıyıdaş bir ülke ile yaptığı ilk münhasır ekonomik bölge (meb) anlaşması imzalandı. Akabinde ülkemizin Akdeniz’deki enerji hamlesi Mavi Vatan’da diplomatik gerginliğin sürekli artmasına neden oldu.

Karadeniz’de sürdürülen ve birkaç sene içerisinde ülkemizdeki doğalgaz kullanımının %30’unun karşılanacağı çalışmalar karşısında kuduranlar Akdeniz’de ve Ege’de anlamsız gerginlikler çıkarmaya devam ediyor.

Bölgede söz sahibi bir ülke olmamız diplomatik olarak emin adımlarla yürüdüğümüzün bir göstergesi iken Ege Denizinde yüzme mesafesindeki ada ve kayalıklarda tartışmaksızın egemenlik sağlamamız gerektiği düşüncesindeyim.

Ancak Rus’ların tepemizde fink atmasının önüne geçilmez ise bu gücümüz azalacaktır.

Önceliklerimiz.

En akıllısından telefon mu?

Yoksa güzel bir araba mı?

Ya da bu sezonun trendi olan kıyafetler mi?

Cevap elbette hiçbiri.

Çünkü koşullar ne olursa olsun insanın birinci önceliği beslenme, ikinci önceliği ise barınma olmak zorundadır.

Teknoloji, giyim, ulaşım gibi ihtiyaçlarımız çağın gereksinimi olarak ön planda olsa da yukarıdaki iki başlığa bakıp ateş çemberinde olduğumuz coğrafyada gıda da dışa bağımlılığımızı sıfıra indirmek zorundayız.

Bunun için önerilerime gelecek olursak,

Öncelikle çiftçiye kesinlikle nakdi destek yapmamalıyız.

Tohum, gübre, yakıt desteğinin parasını hesabına yatırmak yerine fiziki olarak tarlasının başına bıraktığımızda üretimin arttığını otomatik olarak göreceğiz.

Şehirlerde yaşayan ve yakın bir geçmişte köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişilere ulaşıp geri dönmesi için teşvikler önererek ikna etmeliyiz.

Gıda sorununu çözmez isek doların ve akaryakıtın yükselişi karşısında düşük gelirli vatandaşımızın ciddi problemler yaşamaya devam edeceği aşikardır.

YORUM EKLE