'HAK ARAMAMA' EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİDİR

Hayat, devam eden bir zaman süreci olduğuna için Gümüşhane’de de olsa, başka bir yerde de olsa insanlar her zaman sorunlar yumağı ile boğuşa gelmiştir ve bundan sonra da boğuşmaya devam edecektir.

Sorunsuz bir hayat düşünmek mümkün değildir. Ama sorunları katagorize edip, sıralamak ve bunları öncelik sırasına göre çözmek önemlidir.
 
*    *    *
İlimizin ve içinde yaşadığımız Gümüşhane merkez ilçenin en büyük sorunu nedir diye sorarsanız, benim aklıma hemen ilk gelen şey: “BU İLDE VE BU ŞEHİRDE YAŞANLARDA HAK ARAMA REFLEKSİNİN GELİŞMEMİŞ OLMASI” derim.
“Hak arama”;  en medeni, en demokratik bir insan hakkı olmasına rağmen, maalesef bu hak kullanılmadığı için diğer sorunların çözülmemesinde de kaynaklık yapmaktadır. Onun için tekrar diyorum ki; Gümüşhane’de en önemli sorun ne yolların bozukluğu, ne radyasyonun yüksekliği, ne çöp, ne çevre, ne Harşit,  ne şu, ne de budur? Bunların hepsinin temelinde yatan asıl sorun: “İNSANIMIZDA HAK ARAMA REFLEKSİNİN GELİŞMEMİŞ OLMASIDIR.”
“Hak ve hukukunu aramayan halk; başındakini zalim yapar.” Bu söz kime aittir bilmiyorum ama konumuzu çok güzel izah diyor. Hak aramanın önemi ancak bu kadar güzel anlatılabilir.
İslâm literatüründe, bir Müslümanda olması gereken cesarete “ŞECAAT” denmektedir. Şecaat sahibi olan bir insan, dinî kaynaklarda şöyle tanımlanmaktadır: “Dînî  ve dünyevî hukuku için canını feda eder.” Yani hak aramak bu kadar önemli bir özellikir.
Medeni insanların hak araması ise elbette medeni yoldan olacaktır. Yalana, hileye, iftiraya, zora ve zorlamaya sapmadan hak aramak…
Peygamber Efendimiz (a.s.v.); “Bir kötülük gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Gücünüz yetmezse dilinizle düzeltin. Ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.” (Müslim, İman 78; Ebu Davut, Salat, 232) buyurmaktadır.
Bu Hadis-i Şerifte, hak aramanın yolu gösterilmektedir.
Hak ve hukukumuzu ararken yapacağımız ilk iş, ilgili mercilere müracaat etmek olmalıdır. Dilekçe ile, faxla, telefonla… Bu bir nevi Hadis-i Şerifte geçen ‘elle düzeltme’dir.
 
*    *    *
Günümüzde ‘Hak arama’ ile ilgili olarak anayasamızda ve yasalarımızda çok açık kolaylıklar getirilmiştir. T.C. Anayasası’nın 74. Maddesinde vatandaşların kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri için yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma hakkına sahip oldukları yazılıdır.
Devletimiz vatandaşların hak ve hukuk armalarına verdiği önemden dolayı ayrıca bir kanun çıkarmıştır. 3071 sayılı kanunun adı şöyledir: “Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun”
Vatandaşların haklarını aramaları bağlamında yine daha pek çok genelge ve emir bulunmaktadır.
*    *    *
 
Hak aramaya yasalar bu kadar önem vermesine rağmen, insanlar kolay yolu bırakıp zor yolu, “DEDİKODU” ve  “GIYBET ETME “ yolunu seçmektedirler.
Özellikle küçük yerlerde üç kişi bir araya gelince mutlaka yöneticilerin gıybeti yapılır. İşlerin kötü gittiği konuşulur. Ama bunları kâğıda dökerek dilekçe yazıp hakkınızı arayın denildiğinde kimse hak aramaz. Çünkü korkaklık vardır. Bana necilik vardır.
Yapılan yanlışlıklar için vatandaşlarımız ilgili kurumlara dilekçe verseler sorun giderilecek. Ama kimse dilekçe vermeyince yönetici de yanlış uygulamasına devam eder gider…
Bu bağlamda; Gümüşhane’de de belki Türkiye’nin genelinde de en büyük sorun medeni yollardan hak arama davranışının gelişmemiş olmasıdır.
 
*    *    *
 “Gümüşhanelilerin hak arama durumunu” araştırmak için TBMM’sine bilgi edinme kapsamında müracaatta bulunarak “2011 yılında Gümüşhane ilinden herhangi bir işi için veya bir sorun için TBMM’ ne dilekçe ile müracaat eden kişi sayısının kaç olduğunu” sorduk.  Aldığımız cevap maalesef sadece 6 kişi idi.
Sorunun ve sorunların asıl kaynağı işte burada yatmaktadır. Dedikodu ve gıybetlerle çekiştirdiğimiz kurumlarda ters giden işler için dilekçe ile müracaatta bulunsak işlerin belki de pek çoğu düzelecektir.
*    *    *
Bu sıralarda Gümüşhane şehir içi yollardan herkes şikâyet etmektedir. Şoförü de, yayası da, yolcusu da… Bu işin muhatabı ise şehir içi yollar için Gümüşhane Belediyesi, karayolu için ise Karayolları Şube Şefliğidir.
Şimdi soruyorum; şikâyetçi olunan yolların düzeltilmesi için ilgili kurumlara acaba kaç kişi dilekçe ile, e-maille, faxla veya telefonla müracaatta bulundu?
Bu ve benzer konularda medeni sınırlar içinde olmak şartıyla bir günde 50, 60, 100 kişi dilekçe ile müracaatta bulunsa veya bu 100 kişi telefon açsa, muhtemelen ikinci gün sorunlar giderilecektir. Ama bu en kolay yolu denemeyip, bunun yerine çekiştirmek, gıybet etmek yolu denendiği için sonuç da alınamıyor.
Hülasa diyeceğimiz odur ki; Gümüşhane’nin en büyük sorunu “HAK ARAMAMA SORUNUDUR.”
Güzel günler dileğiyle.
YORUM EKLE
YORUMLAR
mustafa olcay
mustafa olcay - 12 yıl Önce

bunu yazan herkimse düşünerek ve hayal ederek yazmıştır