HAYALLERİM VAR

Işığa hasretim güneş düşümde
Yarına çıkacak hayallerim var
Gölgemdir sırdaşım koşar peşimde
Vuslata erecek hayallerim var
İsmail HAYAL

İnsan hayal ettiği müddetçe yaşar” derler ya hani bizimkisi de o hesap. İnsan hemen her alanda başarıya ulaşmak için ilk önce hayal etme kapısından geçmesi gerekir. Çünkü başarmak bir kapı ise hayal etmek o kapının anahtarıdır. Önce hayal edeceksin, sonra hayallerinin peşinden sağlam adımlarla gideceksin ve nihayetinde başarıya ulaşacaksın. Bu süreç tarih var olduğu süre hep aynı şekilde cereyan etmiştir.

Elbette coğrafyanın insanların yaşamında büyük izleri olduğu aşikârdır. Dağlık bir coğrafyada büyüyen bir çocukla ovada büyümüş bir çocuğun yaşamı ve hayalleri de farklı olsa gerekir. Trabzon’da doğup büyüyen bir çocuğun hayalleri baktığı deniz kadar kocaman ve hırçın, Konya’da büyüyen bir çocuğun hayalleri ovalar misali sınırsız ve sessiz, Gümüşhane’de doğan bir çocuğun hayalleri de dar ve mahrum olmaya adaydır.

Babasının kırık sepetine bakarak on kardeşin rızkı ve geleceğini bir sepete bağlaması gerekirken hayaller kuran ve hayalleri ardında sebat ederek çalışan bir kişi olarak 94 senesinden bu yana tüm öğrencilere, tanıdığım hemen her gence, esnafa ve kişilere önce hayal etmelerini ve sonra hayallerinde sebat etmelerini ve nihayetinde azim ve kararlılıkla hayallerini kovalamalarını öneriyorum.

Gümüşhane’de Hayal Dükkânı adlı bir kültür sanat sayfasını hazırlayıp yaklaşık 500 sayı ile Gümüşhanelilerin hayal pencerelerini aralamalarını sağladık. Gümüşhane’nin mazisinden başarılı profiller sunarak insanları motive edici söz, hikâye ve projeleri sunduk. Çünkü biliyordum ki sevgili Hıfzı Kenan Çetiner ağabeyimin de dediği gibi;

Hayal hakikatin tasarımı, hakikat hayalin tecellisidir.

Ve yıllar önce Gümüşhane’de yaşlı bir amcanın bile hayal perdesini şöyle aralamıştık. 

Gümüşhane’nin sembolü olmuş olan Kuşakkaya aynı zamanda 42 yıllık bir gazeteye de isim olmuştur. Ben o zamanlar Kuşakkaya Gazetesi’nde Hayal Dükkânı adlı kültür sanat sayfası hazırlıyorum.

Bir gün Zafer Meydanı’nda bir çay ocağında arkadaşlarla muhabbet ediyoruz. Sözün arasında laf bizim Hayal Dükkânı’na geliyor. Benim dükkân falan derken yan masadan yaşlı bir amca ister istemez kulak misafiri oluyor. Bana dönerek;

“Yav evladum merak ettim nerede senin bu dükkân?” diye sordu. Ben de;

“Kuşakkaya’da amca” dedim. Amca afalladı, Kuşakkaya’ya doğru bir baktı ve eliyle koca dağı göstererek bana döndü bombayı patlattı;

“Yav evladım, dükkânın Kuşakkaya’da ne işi var, Kuşakkaya’da dükkânı neydecen. Orada ne bulup da kime satacan?”

Ömürlü olasın sen Hacı Emmi ne diyeyim. 
YORUM EKLE