HER ŞEY VATAN İÇİN

"Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattır."
M. Kemal Atatürk


Rabbim'e üzerimizde oynanan oyunları bertaraf ettiği ve bu aziz milleti yeniden düzlüğe ulaştırdığı için hamdediyorum. Ve yine yeniden diyorum ki; "Rabbim bizi ekmeksiz, susuz bıraksın amma vatansız ve imansız bırakmasın."

Zor süreçten geçiyor yurdumuz. İçimizde ve dışımızda var olduğumuzdan beri oynanan haçlı oyunları artarak devam ediyor maalesef. Bunun en son örneğini 15 Temmuz gecesinde gördük, yaşadık. Rabbim bir dahasını asla yaşatmasın. Bu aziz memleketin evlatlarının burnunu kanatmasın. Gözüne çapak değdirmesin. Gümüşhaneli deyimiyle "ayağını daşa değdürmesin." 

Bu uğurda canını hiçe sayarak şahadete bir gül şerbeti içercesine yürüyenlere, tanklara karşı yüreğini siper edenlere, demokrasi nöbeti için meydanlarda sabahlayanlara selam olsun. Rabbim şüphesiz bu uğurda şahadete yürüyenleri Cennetin en güzel katında erenlerle, evliyalarla ve peygamberlerle bir araya getirecektir.

Evet, her şey vatan için. Vatanımız için. Yeni doğmamış güzel yavrularımızın mutlu ve huzurlu gelecekleri adına yapılıyor her şey. Ve vatan için şehit oldu gencecik canlarımız.

Nene Hatun misali kükreyerek kocasının kamyonuna atlayıp köprüye tanklara karşı sefere çıkan Gümüşhane Akpınarlı Şerife Boz bacımızın imanı ve cesareti vatan için.

Tankların paletleri altına canını emanet eden o ayaklarının altı öpülesi gencimizin kocaman yüreğini sarıveren basiret, cesaret, duruş, iman, şuur ve ihlas elbette vatan için.

Dün çocuğunun üzerindeki battaniyeyi cepheye Mehmetçiğe götürdüğü kurşunların üzerine örten şuur ne ise bugünde tanklara, darbelere ve bütün hainliklere göğüs germek aynı manadadır şüphesiz. Sadece zaman ve mekanlar değişiyor. Vatan için içimizde kopan fırtına dün ne ise bugünde aynı ve artarak devam ediyor. Dün Çanakkale'de düşman belliydi ama bugün 15 Temmuz'da düşman hem içimizde ve hem de dışımızdaydı. 

İnanın düne kadar kendi kendime hep söyler dururdum. "Bu gençlikle yarın bir -Allah göstermesin- savaş zuhur ederse biz ne yaparız" diye. Ama 15 Temmuz gecesi Gümüşhane caddelerini dolduran hemen her partili Kuran okuyan, dua eden, ağlayan, slogan atan, tekbirler getiren gençlerimizi, çocuklarımızı, teyzelerimizi gördükten sonra yanıldığımı anladım. Demek ki vatan sevgisi gerçekten imandan geliyormuş. Rahmetli Atatürk'ün dediği gibi;

"Vatan söz konusu olunca gerisi teferruat" imiş gerçekten. Tıpkı değerli kardeşim Abdullah Çağrı ELGÜN'ün hissiyatında olduğu gibi;

Bu toprak, bu kara toprak, bu ak, bu mor, bu sarı, bu mavi bu yeşil toprak... Bu toprak, bu vatan toprağı... Bir metre karesinde yirmi beş kişinin kanının sebil olduğu, kemiklerinin çürüyüp küllendiği bu toprak... Türk`ün asil kanının, mayasının; bu yer kürenin suyuna, taşına, toprağına öz cevher olduğu bu toprak.

Bu toprak, bu mübarek, bu ulvî, bu yüce, bu aydınlık, bu verimli toprak... Bu mübarek, bu dualı, bu büyülü, bu sevdalı toprak. Evliyalar adağı, veliler, abdâllar, Peygamberler diyarı toprak.


Bir çekirdeğe yedi; yediye yetmiş; yetmişe yedi yüz bostan veren toprak... Bir başağa yedi kat; yedisine yetmiş kat; başak veren gür ve bereketli ürünler veren toprak...

İşte bu topraklar için, bu vatan için, bu bayrak ve kutsal değerlerimiz için tek derdimiz, gayemiz, sevdamız, kahrımız, endişelerimiz. Rabbim bizi vatansız ve imansız bırakmasın. (Amin)
YORUM EKLE