Herkes vatanını sever bizse ölürüz. Dünya milletleri, Büyük Türk Milletinin vatan sevdasını böyle tanıdı. Tarih sayfaları da bu sevdamızı hep böyle yazdı. Aslında bu başlık ve girişten sonra bitti anlatmak istediklerim ama yine de içimden geçenlerle devam edeyim.
İnsan vatanını sever, çünkü vatan, bir kâtibin kalemiyle çizilen hayali hatlardan ibaret değil, millet, hürriyet, kardeşlik gibi yüce duyguların toplamından hâsıl olmuş, kutsal bir fikirdir. Onu özel kılansa, manevi değerlerle baştan sona örülmüş, tarihi hatıralar ve abidelerle bezenmiş, şehit kanlarıyla sulanmış olmasındandır.
Anlayacağınız vatan tarihtir, göçtür. Vatan, yaşadığı topraklarda camileri, çeşmeleri, hamamları, kervansarayları, mezar taşları, göz nuru dökerek bin bir emekle hayata geçirilmiş tarihi eserlerdir. Vatan yaşanan hatıralardır. Vatan sürülen toprak, fırından çıkan taze Vakfıkebir ekmeğidir. Vatan Adana’nın kebabı, Gümüşhane’nin elması, Maraş’ın dondurması, Kayseri’nin pastırması, Kars’ın kaşarıdır. Ve vatanın tapusu şehitlerimizin mezar taşlarıdır.
Şairlerimizde hiç susmamıştır vatan dendiğinde. Öylesine mısralar dökülmüştür ki yüreklerinden. Cahit Külebi Ustamızın ‘’Yurdum’’ şiirinin mısralarında olduğu gibi;
‘’1917 senesinde topraklarında doğmuşum
Annemden emdiğim süt çeşmenden, tarlandan gelmiş.
Emmilerim hudutlarında senin için dövüşürken ölmüşler
Ağladığım senin içindir, güldüğüm senin için
Öpüp başıma koyduğum ekmek gibisin.’’
Yine vatan sevgisiyle coşan bir başka yürek; Öğretmen, şair, edebiyatçı N. Halil Onan’ın; "Bir Yolcuya’’ isimli şiiriyle devam edelim; vatan kavramının milletimiz için ne denli önemli olduğunun en çarpıcı örneğidir:
‘’Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele, son vatan parçası geçerken ele
Mehmedin düşmanı boğduğu sele, mübarek kanını kattığı yerdir.’’
Siyasetçi, şair ve yazar Şinasi Özdenoğlu ise; bakınız, vatan sevgisini nasıl anlatmış:
‘’Yemin etmişim doğduğum topraklar üstüne
Doğacak çocuğuma, emdiğim süte
Yemin etmişim hürriyetin başı üstüne
Uyanacaksın bir gün, uyan diye diye
Hür insanlar memleketi büyük Türkiye’’
Büyük Halk Ozanımız Âşık Veysel de; vatan sevgisini yüreğinde hissedenlerdendi;
"Vatan sevgisini içten duyanlar,
Sıtkı ile çalışır benimseyerek.
Milletine, Ulusuna uyanlar,
Demez neme lazım, neyime gerek.’’
Ya Mehmet Akif Ersoy. Bu gazi toprakları tarif ederken; yüreklerimize işleyen bizi, bize anlatan aşağıdaki dizelerini unutmak mümkün müdür?
‘’Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı,
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır, atanı
Verme dünyaları alsan da cennet vatanı.’’
Özgürlüğümüzün simgesi bayraklarımızla donanmış, mavi kubbenin sarıp, sarmaladığı; çağıldayan tertemiz sularıyla, ılık ılık esen rüzgârlarıyla yüreklerimizi serinleten vatanım; seni karşılıksız sevdi bu millet ve ‘Vatan’ töresini atalarından işte böyle öğrendi. Çocuklarımıza da, torunlarımıza da böyle bellettik. Bu gazi vatan topraklarını da, uğruna can verdiğimiz Ay Yıldızlı Şanlı Bayrağımızın gölgesine emanet ettik.
Selam ve Sevgiler…