Gümüşhane’mizin turizm değerlerinden biri olan, İmera köyü Müslüman ve gayri Müslümanların uzun yıllardır birlikte barış içinde yaşadıkları, mübadele döneminden (1923) sonra sadece Müslümanların yaşadığı güzel bir köyümüz. Osmanlı döneminde İmera, Krom bölgemizde yaşayan Hristiyan Rumların özellikle değer verdiği yaşam, eğitim ve ibadet merkezi idi. İmera kızlar manastırı da (Aye Yannis Manastırı) bu merkezlerden biri sadece.
Mübadele ile giden Rumlar tarafından İlyas peygamber tepesi olarak adlandırılan köyün üst kısmında kalan bu yerin ilahi bir özelliğe sahip olduğuna inanılmaktadır.
Yüzyılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen bu ve benzeri yapılara Müslümanlar tarafından sahip çıkılmış, bir takım hasarlar olmasına rağmen hala ayakta kalabilmişlerdir. Köy içi ve etrafta bulunan kalıntılardaki taş işçiliği takdire şayandır.
Yöreden çıkarılan taşlar yine burada işlenmiş, ustalık marifetiyle dayanıklı, estetik imarlar karşımıza çıkmıştır. Evler, konaklar, çeşmeler, kurunlar, yollar, merdivenler, duvarlar, bahçeler, sulama şebekesi, kanallar, köprüler, kiliseler, kemerli yapılar, taş fırınlar, mimarilerdeki ince detaylar vb.
Tarihi, mimari, turistik bir mekân olan bu köyün değerlerinin daha çok tanıtılması, turizm girdisi olarak kullanılması ve bu kapsamda köylü ve yerel halkın bilgilendirilmesi, farkındalığın artırılması gerekmektedir... Köye ulaşım noktasında yapılacak çalışmalar aşikâr, tabelalar ayakta bile değil maalesef. Aslında geniş bir pencereden bakılınca, çok güzel doğa yürüyüşleri düzenlenebilecek bir tur güzergâhı olduğu görülecektir. Karaca mağarası ile başlayacak güzergâh, derin bir kanyon heyecanıyla dağa doğru çıkmakta, birçok tarihi yapının olduğu güzergâhlardan geçerek yaylalara, zirvedeki göllere kadar çıkabilmektedir. Ayrıca uygun kamp alanları yapılarak şehir yaşamından uzaklaşmak isteyen doğa ve macera tutkunlarına güzel alternatifler sunulabilir. Doğanın güzelliğini anlatmama gerek yok, tahmin edersiniz artık.
Bu güzergâhın tarihi İpekyolu güzergâhlarından olduğu da kesinlikle gözden kaçırılmamalı. Turizm acenteleri Tarihi İpekyolu turları düzenlemeli bu güzergâhlar yeniden desteklerle canlandırılmalıdır. Az yüksek bir tepeye çıkıp tarihi İpekyolu’nu ve o deve zillerinin sesini duyar gibi olursanız, bunu dedelerinizin anlattığı hatıralarla birleştirin, unutmayın ki eskiden yollar buralardan geçmiş ve atalarımız bu güzergâhları kullanarak Trabzon’a, limana inmişlerdir asırlar boyu.
Bu ve benzeri şekillerde adım adım zenginliklerimiz cazibe merkezi olma yatırımlarından nasibini alarak turizme tekrar kazandırılmalı. Çok kültürlü yapının yaşam alanı olabilmiş bu yerde kim bilir ne hayat hikâyeleri vardır, şimdilik burada sonuçlandırarak şunu söyleyebiliriz Olucak (İmera) köyümüz gerçekten güzel bir köy, sahip çıkılmalı ve turizme kazandırılmalı...