“İnovasyon”; son zamanlarda bütün dünyanın sıkça konuşur olduğu stratejik bir kavram haline gelmiştir. Bu haliyle de 21. Yüzyılın temel konusu kabul edilmektedir.
TDK sözlüğünde inovasyonun Türkçe karşılığı “yenileşim” olarak açıklanmaktadır.
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ) ile EUROSTAT (Avrupa İstatistik Kurumu) nun birlikte yayınladığı “Oslo Kılavuzu”, inovasyonun tanımı konusunda önemli bir kaynak ve referans kabul edilmektedir. İnovasyonun bu kılavuzdaki tanımı şöyledir: Yenileşim (inovasyon); yeni fikirleri (ürün, metot veya hizmet gibi) değer meydana getiren çıktılara dönüştürme sürecidir.
İnovasyon; farklı, değişik, yeni fikirler geliştirerek, sonuca en hızlı ulaşıp en kaliteli çıktıyı yakalamaktır.
Pek çok ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de pek çok firma bu “inovasyon - yenileşim” felsefesini uygulamakta ve gelecek günlere yatırımını bu anlayışla yapmaktadır.
İnsan, yapısı ve yaratılışı gereği her şeyin en mükemmelini aramaktadır. Bu arayışın bir örneği olarak, son elli yılda ülkemizde de mal ve hizmet üretiminde ve sunumunda gündeme getirilen “kalite belgeleri, AR-GE faaliyetleri, toplam kalite çalışmaları ve sinerji oluşumları” aslında yenileşim - inovasyon döneminin bir hazırlığı durumundaydı. Bu bağlamda; şimdi gelinen noktada alt yapısı hazır olan bir “yenileşim” dönemi yaşanmaya başlanacaktır.
İnovasyon kavramı bizim için belki yeni ve garip bir kavram olabilir ama, bu kavramın zaten özü bizim kültürümüzde bulunmaktadır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.v.) in “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır." Hadis-i Şerifi, inovasyonun evrensel mesajının aslı ve özüdür.
KAMUDA İNOVASYON
Kamuda; yenileşme – inovasyon sürecinin bir proje olarak hayata geçirilmesi nasıl olacak, işin asıl problemli tarafı da burası olsa gerek.
Sivil iş yerlerinde, iş sahibi veya patron yenileşmeyi çok hızlı yönetebilir. Çünkü, bu anlayışla kazanacağını ve daha çok kazanacağını hesap ediyorsa bu işin yapılması gayet kolay olur. Ama, kamuda bu yenileşme hareketinin kamu çalışanlarına kabul ettirilmesi ve yaygınlaştırılması bayağı zor bir süreç gibi görünüyor.
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Van depremi sırasında verdiği talimatla yapılan çalışmalar inovasyonun çok önemli bir örneğini teşkil etmiştir.
DHA’nın 28.11.2011 tarihlimedyada yer alan konu ile ilgili haberinden öğrendiğimize göre; 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van depreminin hemen ardından İstanbul’da depremi öğrenen Sayın Başbakan Erdoğan, süratle Van’a gitmek ister. Ancak, Sayın Başbakan’a, havaalanının depremde hasar gördüğü, kulenin kullanılamadığı ve onarımın da zaman alacağı bilgisi verilir. Sayın Başbakan, bunun üzerine Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) yetkililerine, “Ben bugün o havalimanına ineceğim. Bürokrasiye takılmayın. Acil kriz yönetimi uygulayın. Sorunu çözün. Van’a geliyorum ve o alana ineceğim” talimatını verir.
Başbakan Erdoğan’ın talimatı üzerine kuledeki kontrol sistemleri geçici olarak bir araca yerleştirilir, teknik çalışmalar yapılır ve havalimanı depremden üç saat sonra uçuşa hazır hâle getirilir. Sayın Başbakan da, DAP uçağı ile İstanbul’dan Van’a hareket eder ve saat 19.30 sıralarında Van’a iner.
Sayın Başbakan’ın talimatıyla yapılan bu önemli çalışma bir inovasyon çalışmasıdır.
İnovasyon çalışmasına özellikle kamu hizmetlerinde çokça ihtiyaç duyulmaktadır. Kamuda inovasyona iki ayrı örnek vermek de mümkündür. Bir hastanenin laboratuvar sonuçlarının internetten görünmesini sağlamak ve yaşlı ve ihtiyaçlı hastalar için geliştirilen evde bakım hizmetleri çalışmaları da birer inovasyondur.
TÜRKİYE İNOVASYON KONFERANSI
Türkiye; devlet olarak inovasyona verdiği önemi, düzenlenen konferansla da göstermiştir.
“Türkiye İnovasyon Konferansı”; Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün himayelerinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde ve Turkcell stratejik ortaklığında 7-8 Aralık 2011 tarihlerinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde yapılmıştır.
Konferansın açılışını yapan Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül; yaptığı konuşmada: “Millet olarak, tarihin hızlı akışı karşısında bilim, teknoloji ve inovasyon konusunda artık yürümek değil, koşmak zamanıdır.” diyerek inovasyonun önemini vurgulamıştır.
Konferansa Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani ve Prof. Clayton Christensen olmak üzere dünyaca meşhur pek çok iş adamı ve düşünür katılmıştır.
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da, inovasyon çalışmalarına büyük ilgi gösterdiğini basında çıkan haberlerden takip ediyoruz.
Medyada yer alan 3 Aralık 2011 tarihli Anadolu Ajansı haberine göre inovasyon konusunda dünyaca meşhur Prof. Clayton Christensen’in, Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve diğer bakan ve üst düzey bürokratlara “Kamuda değişim ve dönüşümle ilgili inovasyon”u anlatacaktır.
GÜMÜŞHANE İNOVASYONUN NERESİNDE?
Gümüşhane belki de yenileşmenin en hızlı yapılması gereken illerimizden biridir. Özellikle kamu kurumlarının verdiği hizmetlerde inovasyonun çok acilen uygulanması gerekir diye düşünüyorum.
Bazen bir kamu hizmeti verilirken aylar, yıllar geçiyor ve bir arpa boyu yol alınamıyor. Halbuki; inovasyon mantığı ile tıkanan yerler anında temizlenip, Sayın Başbakanımızın emrettiği gibi üç-beş ay sürecek hizmetlerin kısa bir sürede, belki bir günde, belki bir haftada tamamlanması sağlanabilir.
1990 yılında dönemim Gümüşhane Valisi Sayın Erdinç Büyükakalın’ın kamu hizmetlerinin yapılmasında ilgili müdürlere verdiği bazı talimatlara tanık olmuştum. Bir okul yapılacak ama, bu çalışmanın bilgi ve belgelerinin hazırlığının bir aydan önce bitmeyeceğini söyleyen o günün Bayındırlık müdürüne talimatı şu olmuştu: “Bu çalışmaları bitmiş olarak yarın akşam masamda göreceğim” Evet, ikinci gün çalışmalar bitmiş olarak Sayın Valiye sunulmuştu. Demek ki oluyormuş.
Son dönemlerde iki ayrı konuda uzun süre geçtiği halde sonuca gidilememesi, kamu kurumlarının yorgunluğundan mıdır, yoksa ihmalden midir bilmiyorum ama, yaşanan örnekler, bizim ilimizde ciddi manada inovasyon uygulanması gereğini ortaya koymaktadır. Bunlardan bir tanesi 750 kişilik öğrenci yurdunun planlama aşamasında geçen süre, diğeri de, TEDAŞ binasının eğitim öğretim hizmetleri için İl Özel İdaresine devri ve arkasından da yine öğrenci yurdu olarak kullanılması yolundaki çalışmalarda geçen zaman israfıdır. Her iki çalışmanın da inovasyon yönetimiyle en fazla bir haftada sonuçlanması gerekirken, maalesef olmamıştır. Bu çalışmaların şu anki durumları nedir, onu da doğrusu bilmiyorum.
Ya, yarısı iki yıl önce tamamlanıp, diğer yarısı hâlâ yapılmayan köy içi betonlama çalışmalarına ne demeli? Evet, KÖYDES’ten ayrılan ödenekle 2010 yılında Torul Güzeloluk köyünün Cami Mahallesi’nin mahalle içi yollarının yarısı betonlandı. Diğer yarısında oturan vatandaşlara ise, gelecek yıl sizin tarafınızdaki yollar betonlanacak dendi. Ama, 2011 yılında hiçbir çalışma yapılmadı. Vatandaş hâlâ devletin verdiği sözün yerine gelmesini bekliyor. Şimdi tekrar kıyas yapalım; verdiği emirle açılamaz denilen hava alanını üç saatte hizmete açtıran bir anlayış nerede, yaptığı işin yarısını yapan, yarısını yapmayan bir anlayış nerede? Bunların hangisine inovasyon anlayışı denecektir?
Yukarıda örneklendirdiğimiz konuların haricinde beş yıldan beri yapılmayan Hükümet binası önündeki eski İmam Hatip Lisesi Binası’nın yerinin projeli bir şekilde değerlendirilmesi, yedi yıl önce gündeme giren ve çalışmaları başlayan Süleymaniye Kış Sporları Turizm Merkezi’nin hâlâ bitirilemeyen düzenlenmesi, Canca Kalesinin restore ve çevre peyzajının yaptırılarak, şehre yeni bir etkinlik alanı kazandırılmalısı ve resmi bayram, tören ve spor müsabakalarında kullanılmak üzere büyük paralar verilerek 2007 yılında kamulaştırılan ancak bugüne kadar herhangi bir faaliyet yapılmayan ve bu faaliyetlerin yapılması için de herhangi bir yatırım yapılmayan şehir içindeki eski stadyumunun ( Atatürk stadı) durumu.
Valimiz Sayın Dr. Yusuf Mayda’nın kamu hizmetlerini en yüksek performansta hızlandırarak, henüz ülkemizde bile ismi yeni telaffuz edilmeye başlayan inovasyon uygulamasında Gümüşhane’yi Türkiye’nin önüne geçirmesini bekliyoruz.
BELEDİYE HİZMETLERİNDE DE ACİL İNOVASYON GEREKLİ
Gümüşhane’de, kamu kurumlarında, bürokrasiye takılmadan çok pratik olarak yapılacak pek çok hizmet bulunmaktadır. Belediye hizmetleri de inovasyon pratiğine muhtaç çalışmalardır. Gümüşhane Belediyesi’nin şehrin içindeki trafik tıkanıklığını aşmak için uygulamaya başladığı parkomat uygulaması da yine güzel bir inovasyon örneğidir. Bu uygulamadan dolayı Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Canlı’yı kutluyorum.
Harşit çayı yatağının ve yan yamaçlarının ve şehrin içindeki boş alan ve arsaların temizliğinin de yine çok acil olarak pratik çözümlerle temizlenmesi Gümüşhane Belediyesi için önemli bir inovasyon uygulaması olur ve olmalıdır.
Şehrin içindeki duvar, geçit ve benzeri yerlerdeki yazılar, -Bu konuda basın organlarında konu birkaç kez gündeme gelmesine rağmen- hâlâ silinmemiş olup, şehir için çok kötü görüntüler oluşturmaktadır. Bir işçi elinde bir kutu boya ile en fazla iki günde bunları herhalde halleder. Ama, inovasyon mantığı ile bakılmazsa, o zaman da bu iş hiç olmaz. Çünkü, her kademe bir sonraki amire gönderecek, o ona, o da ona derken sonuca ulaşılmayacaktır.
Şehir içindeki kaynak sulu çeşmelerin durumu da benzer bir durumdur. Zaman zaman yüksek kirliliğe ulaşan bu çeşmelerin halli de belki en fazla bir gün alır. Ama, hâlâ konu hallolmamıştır.
Peygamber Efendimizin (a.s.v.) o güzel mesajıyla yazımı bitirmek istiyorum: “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır."
Güzel günler dileğiyle.