“Hayat bir yoldur”
Anonim
Zamanın Padişahı Cennetmekân atamız Sultan Abdülaziz ne kadar da güzel söylemiş vakti zamanında. "Demir yolu geçsin de isterse sırtımdan geçsin, razıyım" diye. Ve bir başka valimiz Halil Rıfat Paşa’da;
“Gidemediğin yer senin değildir” derken yine yola bağlamıştır olayı.
Ama gelin görün ki içimizde yer alan bazı İrlandalılar;
“Amaaaaan! Ne gerek var bu kadar yola, köprüye, metroya, havaalanına, demiryoluna, hızlı trene, baraja ve dahi onca yatırımlara...”
Bugün Gümüşhane ve Trabzon sınırları içinde dünyanın ve Avrupa’nın en uzun tüneli Zigana’ya, çevre yoluna laf edenler atalarının yıllar evvelinde tarihi İpek Yolu Zigana’da neler çektiklerini, İran’a yük götüren Gümüşhanelilerin Kop Dağı’nda bir mevkiye neden “KAYIŞKIRAN” dediklerini lütfen hatırlasınlar bir zahmet.
Ya da Fıkralarla Gümüşhane kitabımda da yer alan Gümüşhaneli kamyoncunun o berbat yollarda lastiği patladığında gelen geçen arabalara el ederken arabaların çıkardığı selam mahiyetindeki “DIIIIT” sesine bir zaman sonra dayanamayarak durmadan geçip giden arabaların arkasından kalaylı bir küfrü savurarak;
“Lan oğlum bana DIIIT değil şampriyel lazım, şampriyel” dediklerini akıllarından çıkarmasınlar bir zahmet.
Evet, gelelim asıl konumuza. Bu hafta içinde Gümüşhane’mizin coğrafi açıdan en çileli ve meşakkatli yolu olan Kürtün’ümüze. Coğrafya insanın kaderidir diyen İbn-i Haldun’un coğrafya kaderdir sözünü her ne kadar kulağımıza küpe yapsak da Allah’u Teala biz kullarına bir de cüz-i irade verdiğini de kulak ardı etmeyelim.
Her ne kadar ülkemizin en çok tüneline sahip tek ili Gümüşhane olsa da ve bu tünellerden birçoğu Kürtün yolu üzerinde olsa da coğrafi dağların olduğu bölge her an heyelana, taş düşmesine ve nihayetinde yolun uzun süreli kapanmasına neden olabiliyor. Alternatifi de olmayınca çekilen sıkıntıları buradan anlatmaya benim havsalam yeterli olmaz kanaatindeyim.
Evet, yol dedik te burada demeden geçemeyeceğim. Yıllardır şehrimizin gözbebeği Harşit Çayı’mızın ıslahı, kenarlarının hala bitirilememesi, Karakol Köprüsü’nün yanında adeta bir hilkat garibesi olan eski emniyet binasının enkazının akıbetinin meçhullüğünü sürdürmesi, Harşit Çayı kenarında Tarım Müdürlüğü’nden Gümüşhane Belediyesi’ne kadar olan ve haritada yol olarak gözüken yerin neden hala açılamadığını benim gibi bu şehrin her duyarlı vatandaşı çok merak ediyor.
Ve bir diğer husus Fatih Parkı. Şehrimizin dar gelirli emeklilerinin tek uğrak yeri ve nefes aldığı yer. Ancak bu mekan Gümüşhane’ye maalesef yetmiyor. Ve hemen her aktivitenin yapıldığı yer olması hasebiyle azıcık kafasını dinlemek isteyen bilhassa emekli yaşlı insanlarımız son ses müzik yayını ile rahatsız olduklarını görüyoruz.
Son olarak 1997 ile 2002 arasında görev yaptığım tam bir doğa harikası olmasına rağmen mahrumiyeti ve çilesi asla bitmeyen Kürtün’ümüzün yol çilesinin bir an önce giderileceği ümidini her daim taşıyoruz.
Bugün hala devlet neden yol yapıyor, tünel açıyor, hızlı tren yapıyor diyenler varsa bu yazıdan sonra bir daha düşünse fena olmaz kanaatindeyim. Gün gelir yapılan her yol, her tünel, her havaalanı kesinlikle işe yarayacaktır. Zira büyük düşünmek mecburiyetimiz vardır, olmalıdır. Saygılarımla Allah’a emanet olunuz.
Bu yol 23 yılcırniye yılmadı.Hala murtezaoğlu nun zor şartlarda yaptığın biliyorsunuzdur hoca ö, garantili araç geçişli olmadığı için yapılmıyor. Yoksa bizde istiyoruz başka ir komşu ile gitsek