Zemheri ayı. Kuşakkaya bembeyaz gelinliğini giymiş bir başka güzel görünüyor uzaktan.
Belediye'nin altında öğle namazımı kılmak için şadırvana girdim. Amcanın biri abdest alıyor sıcak su ile. Su öyle sıcak ki amcanın silüeti zor görünüyor buhardan. Kollarımı sıvazlarken baktım ki amcam sıcak suyu öyle bir açmış ve bir ayağına çorabı giyerken su oluk gibi akıyor çeşmeden boşu boşuna.
Suratına manalı bir şekilde baktım oralı bile değil. Hemen kapadım musluğu. Sert bir ifadeyle baktı yüzüme;
"Hayırdır ne oluyor" dedi.
Ben de dedim ki;
"Amcam sen evinde de musluğu böyle açıp bu şekilde abdest alabiliyor musun?"
Anladı ve eğdi başını. Mescide girdiğimde baktım bütün lambalar yanıyor ışıl ışıl.
Tuttum hepsini kapadım bir tanesi küçücük mescidi aydınlatmaya yetmişti. Selam verdi ve yine baktı yüzüme manalı bir şekilde. Bir şey diyemedi ama yine bir ders çıkardığını sanmıyorum.
Evet, sevgili dostlar. Bugün güzel ülkem ekonomik bir darboğazdan geçerken kimse kusura bakmasın ama bunda biz yüzde doksan dokuz müslüman milletin de çok büyük kabahati var.
Okulda, camide, resmi dairede nasıl olsa devletin diyerek doğalgazın ayarını sona kitlersek, gereksiz su, elektrik, doğalgaz, kâğıt, malzeme vs israfı yapıyorsak bunda büyük bir vebalimiz vardır. Atalarımız boşuna 'işten değil dişten artar' dememişler.
Bugün ben okulda çocuklar derste iken koridorlarının ışıklarını ders saatlerinde kapatarak bu tasarruf hamlesine karınca misali desteğimi vererek başlatıyorum.
Bir zamanlar idarecilik yaparken 1,5 yıllık sürede bir kurumda tam dört müdürün özel kalem müdürü olarak görev yaptım. İkisi hariç diğer ikisi sırf makamına yüklü masraf yaptıklarını üzüntü içerisinde görmüştüm.
Bugün gazetenin haberine göre bu şehirde bir kurum idarecisinin makam odasına yaptığı masraf dudak uçuklatıyor.
Diğer yandan her il müdürü altında makam arabası var. Bunların bazıları çocuklarını okula götürdüklerini ve özel işlerinde kullandıklarını maalesef görüyor ve duyuyoruz.
Hz Ömer'in biliyorsunuz devletin ve şahsi mumu kullanma misalini burada yeniden hatırlatmak isterim ki bir ders çıkaralım.
Evet, israf el insaf diyorum.
Bugün maalesef resmi dairelerde, evlerde ve hemen her yerde israf korkunç bir şekilde artmaya devam ediyor. Küçücük ekmek beş lira ama çöpler yine ekmek dolu.
Belediye otobüsü inanın üç beş kişi ile kalkıyor duraktan. Akaryakıt bu kadar fahiş fiyatta iken toplu taşımayı kullansanız ne kaybedersiniz diye de soruyorum bir daha.
Evin oturma grubu birkaç sene daha idare edecekken yeni bir masrafın adı ne ola ki?
Araban seni taşırken bir üst model gerçekten gerekli mi? İki bin liralık telefon yeterli iken on bini bir telefona vermenin gereği var mıdır?
O halde bizler önce kendimize ve nefsimize diyerek tasarruf denen adrese müracaat ederek ülke olarak bu korkunç israfın önünü kesme mecburiyetindeyiz.
Yoksa yarın çok geç olacak ve bizler dövecek diz dahi bulamayacağız. Sağlıcakla ve tasarrufla kalınız...
HOCAM ECDAT ABDES HANELERE GÖRECEGİ ŞEKİLDE EDEB YAHU DİYE YAZDIRIRDI. HÜRMET EDERİM