Gençlerin yasam tarzları ve kendilerini hayata hazırlama stratejilerinin ciddi anlamda alarm verdiği bugünlerde, gelecek kuşakları riske atan bu sözde ölçme sistemine bir sitemdir benimkisi…
Düşünen, sorgulayan, yorum yapan , sebep sonuç ilişkisi üreten ceddimizden elde ettiğimiz tüm sistematik ve bir o kadar da sorgulayıcı ve şüpheci düşünce tarzımız yok mu oluyor sanki !!!
Hayal gücümüzü ve değer yargılarımızı bir hastalık gibi içten içe çökerten bu ölçme ve değerlendirme sisteminin, gelecek kuşaklar açısından, sonuçları olumsuz yönlü büyük etki oluşturacak problemlere gebe olduğu da aşikârdır.
Bilmiyorum, belki de yanlış düşünüyorum, bu tartışılabilir. Lakin günümüz gençlerinin yaşam tarzları ve değer yargılarıyla, ölçme ve değerlendirme sisteminin getirdiği bazı zoraki özelliklerin benzediğini de görmeden geçemiyorum.
Bakıldığı zaman sınav sistematiğinin gençlerimizi sadece sistem içerisinde yer bul, hayat standartlarını artır, rahat bir hayat serüveni başlat ve mutluluğu yakala olarak beyinlere kazındığını görür gibiyim. Bu sanki “fast food” denen çabuk yemek kültürü gibi, hızlıca ye, tıka basa doy, mutlu ol. Çok çalış, soru tiplerini ezberle, kazan, atan, mutlu ol.
Peki ya sonra! Seni sen yapan değerler, bizi biz yapan değerler; örfün, ananen, kültürün, geçmişin, geleceğin, değer yargıların, bunlar neydi hatırlayabilecek misin? Bunların hangi cevap şıkkında olduğunu da bilebilecek misin?
Geçmiş dönemlerdeki düşünce tarzını hatırlayıp o dönemlere de çıkış yapan ve yüzyıllara hitap edebilen eserler ile dönemsel bazda üretilen genç eserleri karşılaştırdığınız da hızlı yemek ve hızlı dinleti sistemine benzer şekilde günümüz eserlerinin birçoğunun çabucak tüketilip kalıcılık ve farkındalık etkisinin tamamı ile kaybolduğunu göreceksiniz.
Yeni gelişen ve geleceğimiz olan genç nüfusun, idealleri ve hayal dünyasını bir yana bırakıp sadece sistemden en iyi şekilde nemalanmak, günü kurtarmak için bilgiyi öğrenmek ve bilgiye sahip olmak çabasında olduğunu görmek veya düşünmek korku verici bir durum oluşturmaktadır. Ve bu sebepledir ki çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgi, kalıcılığını ve etkisini her geçen gün daha fazla yitirmektedir.
Bu artık öyle bir standarda gelmektedir ki; günlük matematik, günlük iktisat, günlük edebiyat, gazete, dergi, haber vb. yayın organı takibi, sınavda çıkacak soru kalıbı sebebi ile öğrenilmekte, izlenmekte ve dinlenmektedir.
Örnek vermek gerekirse, herhangi bir ülkenin jeopolitik konumu, dönemsel siyasi hayati ve sosyal yaşantısını sınav sistematiği amaçlı öğrenen bireylerin sayısında da hatırı sayılır bir artış söz konusudur. Sınır komşusu ülkelerde, Orta Asya’da, bir dönem Balkanlarda vs. vs acımasızca katledilen din kardeşlerinin akıbetini, ülkelerin kanlı yüzyıllık hammadde oyunlarını, terörist organizasyonları soru kalıbı şeklinde her durumuna cevabını verecek şekilde ezbere bilip, on saniyede doğru cevabı işaretleyen aday, bu kan nasıl durur, bu kanlı eller kimlerdir, bu oyunda senin rolün nedir ve safın hangi taraftadır, bu senin değer yargılarına ne derece uygundur sorusuna ise vereceği cevap biz henüz o konulara gelmedik veyahut çalışmadığımız yerden mi çıktı oluyor acaba!
Siyasi ve kültürel yaşantıya öncülük eden birçok nadide şahsiyeti içinden çıkaran güzel kentim ve ülkemde genç nüfusun bu yanlış sınav sistematiği sebebiyle idea, hayal ve değerlerden yoksun bireyler şeklinde yetişmesinin önüne geçilmesi oldukça hayırlı bir yaklaşım olacaktır.
Dünya yaşantısına dair farklı birçok sorunla boğuştuğumuz bu günlerde birde ezberci ve gün kurtaran beyinlere dönüşmemiz, beraberinde büyük problemler doğurabilecektir. Bunlar öyle ki, elde ettiğimiz birçok kazanımlarımızın kolayca kaybedilebilir hale gelmesine sebebiyet verebilecektir. Sınav sistematiğine verdiğimiz önemin sadece yarısını düşünce hayatımıza, hayallerimize ve değer yargılarımıza verdiğimiz an, asırlar öncesi dünyanın dört bir köşesinde adımızı hissettirdiğimiz günlerin yeniden doğuşu çok daha kolay olacaktır.
Günü kurtaran bilginin; hayata dair maaş, kariyer, orta veya lüks sınıf yaşantı getirecek bir sisteme adapte olmak ile birlikte, değer yargılarınızı yok edeceğini gözden kaçırmamanız gerekmektedir.
Hızlı bilgi, hızlı öğreti, hızlı nakit, hızlı hayat vb. gibi nesnel öğeler ile beslenen bir topluluk, ABD (USA) örneğinde de olduğu gibi kendi içinde refah ve sosyal, lakin dünya ölçeğin de sömürgeci olarak görünebilme standardından öteye geçiremeyecektir. Oysa ceddinizin yakın ve uzak geçmişindeki sosyal hayat üzerine kurduğu birçok sistemde toplumları ve toplulukları nasıl etkilediğini ve bugün dahi dünya üzerinde nasıl anlatıldığını unutmamanız gerekir.
Ayrıca; sizi siz yapan değerler aşağıda herhangi bir şıkta çoktan veya yoktan seçmeli değildir. *Sosyo organik kodunuz doğru cevap için size yeterlidir.
*Sosyo-organik kod: Geçmişten bu güne dek olan hayatın içinde, ceddin omurgalı duruşunun kromozom sayısıdır.
Kabak Tadı Veren Ölçme ve Değerlendirme Sistemi